İstanbul'un #cazışığı

Garanti Bankası’nın sponsorluğunda İKSV’nin düzenlediği ve 22. senesini kutlayan festivalde her sene olduğu gibi birbirinden özel konserler farklı mekânlarda gerçekleşmeye devam ediyor. Bundan önceki senelerde de olduğu gibi festival listesi açıkladığından beri festivalin en çok ses getiren 3-4 konseri günlerce beklenip, bittiğinde bir süre boyunca da şehirde etkisini sürdürüyor. 22. İstanbul Caz Festivali kapsamında gerçekleşen Joan Baez, Marcus Miller ve Jools Holland konserlerinin afişleri şehrin her yanında bir süredir müzikseverlere resmen konser gününe kadar gün saydırıyordu. Maalesef Joan Baez ve Marcus Miller’ı yıllık iznime denk getirip kaçırma başarısını gösterdiğim için kendimi affetmesem de, Jools Holland ve onun muhteşem ekibini önceki akşam Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda izleme şansını yakaladım.

Konserin ilk bölümünde sahneye çıkan Imelda May, Jools Holland ve ekibi öncesi açıkhava sahnesini dolduran kalabalığı o kadar çok eğlendirdi ki, söylediği 8-9 şarkıdan sonra sahneden indiğinde gittiği için resmen üzüldüm.

Aradan sonra orkestrasıyla birlikte sahneye gelen Jools Holland piyanosunun başında orkestrasıyla birlikte nefis bir performansla izleyenleri büyüledi.

Jools Holland ve orkestrasına 80’lerin efsane grubu Soft Cell’in vokalisti, İngiliz şarkıcı ve söz yazarı Marc Almond’un eşlik etmesi gecenin sürpriziydi.

Festival 15 Temmuz’a kadar devam ederken, programdaki konserler şu şekilde:

10 Temmuz Güç Başar Gülle @Salon İKSV

11 Temmuz Kuzey Işıkları @UNIQ Açıkhava Sahnesi

Kuzey Işıkları konseri kapsamında bas ve davul ikilisi Sly & Robbie, Norveçli usta caz trompetçisi Nils Petter Molvaær ile sıra dışı bir konser için bir araya geliyor. Aynı gecede Korhan Futacı ve Kara Orkestrası İstanbul'un kaosunu ve deliliğin müzikal hikâyesini anlatacak. Ayrıca Danimarkalı saykedelik-pop grubu The Asteroids Galaxy Tour performansıyla geceyi başka bir boyuta taşıyacak.

13 Temmuz Chris Potter, Dave Holland, Lionel Loueke ve Eric Harland @CRR Konser Salonu

Saksafonda Underground grubunun lideri Chris Potter, basta Grammy ödüllü Dave Holland, gitarda Blue Note müzisyeni Lionel Loueke ve davulda son dönemde caz sahnesinin en faal isimlerinden Eric Harland eşsiz bir caz ziyafeti vaat ediyor.

14 Temmuz Burak Bedikyan European Quartet @Salon İKSV

14 Temmuz Sinatra and Lady Day Feat.Oleta Adams & Aleo Blacc @Alman Sefarethanesi

Terri Lyne Carrington'ın müzik direktörlüğünde, Oleta Adams ve Aloe Blacc ikilisi Frank Sinatra ve Billie Holiday'e ait klasikleri yeniden yorumluyor. Sinatra ve Holliday'in doğumlarının 100. yılının kutlanacağı bu konser gerçekten kaçmaz!

JESSİE J 11 EYLÜL’DE VOLKSWAGEN ARENA’DA

"Sweet Talker" albümünün dünya turnesi kapsamında 3 Temmuz 2015 Cuma akşamı Küçükçiftlik Park'taki Jessie J konseri sanatçının rahatsızlığından ötürü ertelenmişti.Bu haberin üzerinden çok geçmeden konserin güncellenen tarihi ve mekânı duyuruldu.

Jessie J’in hayranlarının yüzünü güldürecek güncellemeyle 11 Eylül Cuma akşamı Volkswagen Arena'da sanatçı sevenleriyle buluşacak. Jessie J konseri için önceden alınan biletler 11 Eylül'deki konserde de aynı kategorilerde geçerli olacağını duyurmakta fayda var.

AMY WINEHOUSE BELGESELİ

Amy Winehouse konusunda hala çok duygusalım.

Malumunuz 2011 senesinde vefatından sonra hakkında çıkan haberler ve yazılan makaleler günümüzün en çok takip edilen konularından biri. İşin aslı bu durum vefat etmeden önce de aynıydı, Amy’nin müzisyenliği kadar çalkantılı hayatı da dünyanın merakla takip ettiği bir konuydu. Babasının yazdığı ‘Amy, My Daughter’ adlı kitabını okuduktan sonra Amy’nin hayatının nasıl değiştiğini ve kötü alışkanlıklarının da etkisiyle nasıl kontrolden çıktığını öğrenip epey etkilenmiştim.

Son bir haftadır gündemde yine Amy Winehouse var. Bu sefer Asif Kapadai’nin çektiği belgesel konu oldu. İlk olarak Cannes Film Festivali’nde gösterilen “Amy” belgeseli geçtiğimiz hafta nihayet izleyici karşısına çıktı. Bu hafta sonu Amerika’da da gösterime girecek olan belgesel izleyenlerinden tam notu almış gibi görünse de, Winehouse’un ailesinden maalesef benzer bir tepki almadığı konuşuluyor. Sanatçının babası Mitch Winehouse belgeselde Amy’nin rehabilitasyona yatırılmasıyla ilgili kısımların çarpıtıldığı iddiasıyla belgeseli sahiplenmediklerini açıklarken, ‘biz de kendi Amy filmimizi yapacağız. Amy’nin hayatı ile ilgili gerçekleri herkesle ‘montajlamadan’ paylaşacağız’ diye de belirtmiş.

Belgeselin yayına girmesiyle alevlenen tartışmalar dev bir pazarlama harikası mı, değil mi artık çok da önemi yok. Neticede çok başarılı bir sanatçı herkesin gözü önünde eriyerek hayata veda etti. Ölümünden sonra bile Amy Winehouse’un hala paylaşılamamasını görmek gerçekten çok üzücü, umarım belgesel Türkiye’de de festival dönemini beklemeden bir an önce yayına girer.