İngiltere’den Gelen Müzik Akımı

İngiliz etkisinin müziğe kattığı güzellikleri sizlerle paylaşacağım.

Pale Waves- My Mind Makes Noises

Geçen seneden beri yakından takip ettiğim Manchester’ın müzik sahnesine kazandırdığı grubu Pale Waves ilk stüdyo albümlerini geçtiğimiz hafta yayınladılar. 2017 senesinde ilk yayınladıkları single’larından itibaren özellikle de anavatanları İngiltere’de hatırı sayılır hayranları olan grup rock ve pop türleri arasında çok usta bir çizgide duruyorlar.

Pale Waves’in sözcüsü ve vokali Heather Baron-Gracie şarkılarının sözlerine ilk günden beri hep çok önem verdiklerinin altını çiziyor. Sahnede onlarca insanın içi boş kelimelerle yazılmış, içinde duygu olmayan şarkılarla mest olmalarına çok üzüldüğünü itiraf eden Heather, kendi şarkılarında bunu hiçbir zaman yapmayacaklarının sözünü veriyor. ‘Biz her zaman yaşanan bir hikayeyi anlatıyoruz ve anlatacağız, yapaylık bize göre çok uzakta’ diyen grubun vokali Heather müziğin onu hayata bağlayan en iyi ifade biçimi olduğunu belirtmiş. Bundan 3.5 sene önce grup arkadaşı Ciara ile ilk defa tanışan Heather, senelerdir yazdığı şarkılarına Ciara’nın davul çalmasıyla birlikte grubun temellerini atmışlar. Kısa zaman sonra Hugo Silvani ve Charlie Wood ile tanışan kızlar geçen hafta yayınlanan ilk albümleri ‘My Mind Makes Noises’ için o dönemden beri harıl harıl çalışmaya başlamışlar.

Albüme yakından bakış

Albümün açılışını yapan ‘Eighteen’  turnede yazılmış bir şarkıymış. Heather enstrümantal olarak yaptığı kayıtları sonrasında yazdığı nakaratlarla zenginleştirmiş. Ciara’nın bestesiyle şarkı son haline gelince tüm grup şarkıdan öyle etkilenmişler ki, bu enerjiyle albümün açılışını yapmasını istemişler.

 Grubun 1.5 sene önce ilk yayınladığı single olan ‘There’s Honey’ de bu albümde yerini bulmuş. ‘Bu şarkı bizi biz yapan ilk şarkı olduğu için ilk albümde olması hepimiz için değerliydi’ diyen Heather aynı şekilde ‘Television Romance’i de ilk stüdyo albümlerine eklemiş. Bu iki şarkının demo kayıtlarını tekrar tekrar dinleyen ekip, albüm için stüdyodayken bu iki şarkıyı tekrardan seslendirerek albüme yeni versiyonlarıyla eklenmelerini istemişler.

‘Noises’ albümün incilerinden. Heather bu şarkıyı yazarken takriben 16 yaşında, ‘acaba biraz fazla mı kendi özelimi anlatıyorum’ diye endişelense de, şarkının kimlik bulduğu hali single olarak yayınlandığında çok güzel tepkiler almış. Genç olmanın ve büyümenin çeşitli sancılarını yaşadığını itiraf eden sanatçı, ‘meğer yalnız değilmişim, şarkının yayınlanmasından sonra birçok hayranımızdan benzer hislerde olduklarını söyleyen mesajlar aldık’ diyerek moral topladığını söylemiş. ‘Drive’ da ‘Noises’ın aslında devamı olan bir şarkı. ‘Noises’ ile ergenliğe mesaja gönderen grup ‘Drive’ ile 20’li yaşlarındaki hayatlarına farklı bir perspektiften bakmışlar. ‘Came In Close’ ve ‘Loveless Girl’ ile yoğun pop sularında gezerken ‘When Did I Lose It All?’ ile beklenmedik bir ballad ile duygusal sularda açılıyoruz. Albümdeki şarkıların akıcılığı, sözlerin kısa ve net ifadelerle dolu olması şarkıları dikkat çekici hale getirmiş. ‘My Mind Makes Noises’ın kapanış şarkısı için uzun süre çalışan ekip Heather’ın kaybettiği dedesi için yazdı ‘Karl (I Wonder What It’s Like To Die)’ şarkısını ilk duydukları anda aradıklarını bulduklarını fark etmişler. Şarkının duygusallığı ve içtenliği ile büyülenen grup şarkıyı ilk kaydıyla albüme eklemişler.

Yıldızlar: Eighteen, Kiss, Television Romance, She,  When Did I Lose It all?

Oscar’ımı Verdim Gitti: Noises, Drive, Karl ( I Wonder What It’s Like To Die)

Şarkılarında melankoli, aşk, hüzün, mutluluk gibi duygular arasında gezinen ve bunu müzikal olarak çok da çaba sarf etmeden ama çok profesyonel bir biçimde gerçekleştiren özel bir grup Pale Waves. Sene sonuna kadar yoğun bir şekilde turnede olacak olan İngiliz ekibi geçtiğimiz sene SXSW’da kısa bir performansıyla yakalama şansı bulmuştum. Canlı halleri albümlerinden kat kat iyi olan grubu dilerim turne programlarında bir şekilde bir daha yakalar izlerim.

Türkiye’nin Yeni Starı: Serel Yereli

Sanırım 10-15 gün önceydi, instagram’da bir arkadaşım Serel’in profilini gönderdi. ‘Yakında yeni şarkısı yayınlanacakmış gördün mü, hem de Türk, sesi ne güzel, inanamadım!’ diye benimle paylaştı. Aslında inanamayacak bir şey yok, Türkiye’den de bu kadar başarılı sesler ve isimler çıkabilir. Serel muhtemelen bu senin en çok konuşulan isimlerinden hatta Türkiye’nin yeni starlarından biri olacak.

Serel Yereli bir TV dizisi ile dikkatleri çekip sonrasında kendi kariyeri için daha farklı işler yapmak istediği için İngiltere’ye gitmiş. Risk almadan başarı da devrim de gelmez derler ya, Serel’in de yaptığı tam olarak bu aslında. Türkiye’de başarı ve şöhret kazandığı dizi sektöründe devam etmek varken, o hayalleri için yani müzik söylemek için İngiltere yolcusu olmayı tercih etmiş.

Londra’da prodüktör Lyan ile tanışıp ilk şarkısı ‘One Thing’ i hazırlayan ve bir süredir yayınlamak için sabırsızlanan genç şarkıcı, önceki hafta single’ın yayınlamasıyla hem sosyal medya hem de dijital müzik platformları büyük ilgi topladı. Serel’in hem şarkıdaki aksanı hem de şarkının altyapısı oldukça dikkat çekici. One Thing’in daha başlangıç olduğunu belirten Serel devamının geleceğini belirtiyor. Bence Türkiye’den dünyada etki yaratacak bir star çıkartmanın artık çoktan vakti geldi de geçiyor, dilerim Serel’in yolu açık olur.

Fotoğraf: Sanatçının Instagram hesabından alınmıştır.