Bir Arabesk Rüyası: Coachella

Bu sene kim İstanbul’a konsere gelse en çok sevinirsin deselerdi, Foals derdim muhtemelen. Pasaj’daki ilk yazımda da yazmıştım Foals ve yeni albümleri Holy Fire’ı. Geçen hafta netleşen habere göre bu sene One Love Festivalinde, 21 Haziran Günü Park Orman’da sahne alacakları kesinleşti. One Love festival ruhuna daha uygun bir grup düşünemiyorum.�One Love Festival organizatörlerine buradan çok içten teşekkürlerimi iletmek isterim, beni bu konser haberiyle bahtiyar ettiniz. Umarım Florence And The Machine’i de aynı Foals gibi bir gün canlı izlememize sebep olurlar.

10 sene sonra ilk defa albüm çıkartan David Bowie, yeni albümü�The Next Day hakkında henüz resmi bir söyleşi yapmamışken Ricky Moody, Bowie’den albümü hakkında ufak bir söyleşi koparma şansı yakalamış. Aslında tam olarak söyleşi demek de yanlış olur, Moody Bowie’den albümünün ona ne hissettirdiğini sormuş, o da 42 kelime sıralamış. The Next Day’i 42 kelime ile ifade eden Bowie’nin seçtiği kelimeler arasında “Gözdağı, Vampirik, Kimlik, İzole, Öç Alma, Kaynak” gibi birbirinden alakasız kelimeler var. Dileyen kendi cümlelerini kurup minik bir oyun yaratabilir, bence çok zeki bir iş olmuş.

Bir Coachella festivali daha internetten takip ederek, belki biraz da imrenerek sona erdi.  Nil Karaibrahimgil’in gidip yerinde izleyip, gözlemlerini yazdığı yazısını okurken içim gitmedi desem yalan olur. The XX , Nick Cave konserlerini çok beğendiğini söyleyen Nil, 350 kişilik Prince’in mini konseriyle büyülenmiş. Yazının başında da dediği gibi benim de en büyük hayalim Coachella’da müzik banyosunda yıkanmak. Yurtdışı festivallerine katılmak 2014 için en büyük hayallerimden, şimdiden buradan yazıyorum, evrene de duyuruyorum. Gidip, izleyip, buradan sizlere yazmak nasip olsun umarım.

YILDIZLAR-OSCARLAR

BASTILLE- BAD BLOOD

Aksanına kurban olduğum İngiliz bir grup Bastille. Amazon’dan plak siparişi verirken, “bunu alan şunu da aldı” önerilerinde denk geldim kendilerine. Albümün ilk single’ı Overjoyed nerdeyse bir sene önce yayınlanmış. İlk single ardından Bad Blood, Flaws, Pompeii ve şimdi de Laura Palmer grubun ilk albümü Bad Blood’dan single olarak yayınlanmış durumda. Hepsini arka arkaya dinleyip, albümü dijital olarak alırken buldum kendimi. Bad Blood’ın iki versiyonu mevcut.  Normal versiyonda 13 şarkı bulunurken, “The Extended Cut” versiyonunda iki bonus şarkı, bazı şarkıların akustik versiyonları ve single’ların video klipleri mevcut.

Bastille birçok müzik grubu gibi benzer yollardan geçip de şu an ki şöhrete kavuşanlardan. Tipik hikaye, gençler birlikte müzik yapıyorlar. Barlarda çıkıyorlar, kendilerince bir hayran kitlesi yaratıyorlar. Gün geliyor kendi şarkılarını Youtube ve Myspace’den yayınlıyorlar, biraz daha onları bilmeyen insanlara ulaşıyorlar. Hatta mini bir EP bile yayınlayacak başarıya ulaşıyorlar. 2010 senesinde bu EP’yi yayınladıkları zamandan 2013 senesine gelene kadar durmadan, bıkmadan çırpınıyorlar. Sonunda Nisan’da yayınlanan Bad Blood albümleriyle İngiltere’de listelerde 1 numaraya yerleşen, O2 Arena’da kapalı gişe konser verecek bir gruba dönüşüyorlar.



Dan Smith ile yapılan röportajlarda sormuşlar bu hızlı şöhret için ne düşünüyorsun diye. İlk olarak “Flaws”u odamda yazıp, kaydedip anneme dinlettiğimde, “güzel şarkı olmuş evladım” yorumu aldığımda hiç buralara kadar gelebileceğini düşünmemiştim diye itiraf ediyor. Radio 1’in desteğinin çok önemli olduğunu vurgulayan grubun vokali Dan, alt grubu oldukları Two Door Cinema Club’ın da desteğini hiç unutmayacaklarını söylemiş. “Alt grup olarak çıkmak aslında güzel olduğu kadar, stres dolu bir durum” demiş. “Herkes esas grubu beklerken, siz de çıkıp birkaç şarkıyla hem kalabalığı neşelendirmek zorundasınız, hem de kendi müziğinizi sevdirmeniz lazım. Bu bence dünyanın en zor işi” diye eklemiş. Yoğun turne programında olan grup bu yaz henüz isimlerini açıklamadıkları bir büyük grup/isimle sahne alacaklarını söyleyip, yerlerinde duramadıklarını belirtmişler.

Bastille’in yakaladığı bu başarıdaki kırılma noktasının ne olduğu sorulduğunda Dan, şarkıların “güzel değil” dendiğinde, bu durumun onu daha da kamçıladığını, daha çok şarkı yazmaya gayret ettiğini ve hiç pes etmediğini söylemiş. Azimle dağlar delinir gibi bir durum Bastille ve Dan’in hikayesi.
Grup ismini Fransız Devrimi sırasında National Assembly’nin bastırılacağı söylentisi üzerine 80.000 kişinin Bastille hapisanesine yürümesi sonucu çıkan olaylardan almış. Grubun solisti Dan’in doğum günü de bu olayın olduğu 14 Temmuz tarihiyle aynı olunca, Dan o dönem kurmak istediği grubuna isim olarak Bastille’i seçmiş.

 
Bu yaz sayısız konserle İstanbul’u festivale çevirecek olan Vodafone İstanbul Calling çerçevesinde keşke Bastille de sahne alsa bir yerlerde demeden kendimi alamadım. Ama şu bir gerçek ki çok sürmez kendilerini İstanbul’da canlı izleriz sanırım. Bad Blood’ı Deezer üzerinden dinleyebiliyorsunuz, grubun klipleri de Youtube’da mevcut.
Önermesi benden, denemesi sizden.

YILDIZLAR:

Pompeii

Laughter Lines

OSCAR’IMI VERDİM GİTTİ:

Icarus (Şarkıyı görünce Sakin’in Ikarus Başarsa şarkısı aklıma geldi, o da ne güzel şarkıdır)
Oblivion

SAHNEDEN KULİSE

• Caz Ağacı: Duke Ellington @ Salon İKSV, İstanbul, 30.04.2013, 21.30

• The Radio Dept. @ Salon İKSV, İstanbul, 1.05.2013, 21.30

• Brigitte @ Babylon, İstanbul, 01.05.2013 20.30

• Mabel Matiz @ Nefes Bar, Ankara, 01.05.2013, 21.00

• Justin Bieber @ İTÜ Stadyumu, İstanbul, 02.05.2013, 19.30

KARIŞIK KASET

Yazının başında da ipucu verdiğim gibi geçtiğimiz cumartesi akşamı okuryazar.tv sitesinin yaratıcısı, yakın arkadaşım Murat Hocaoğlu’nun doğum günü partisine evine gittim. Kutlama öncesi gecenin konseptinin “Arabesk” olduğunu, tüm evde fon olarak çalacak bir şarkı listesi yaptığını, yeme içme halinin de buna uygun şekilde tasarlandığını mesajlarla ve eski albümlerin fotoğraflarıyla bize gönderdi, bizi geceye cumartesi gündüzden hazırladı.�
Cumartesi gecesi o kadar çok eğlendim ki, hem bu geceyi yazıp tarihe not düşmek, hem de siz bu Arabesk temalı Karışık Kaset’ten faydalanın istedim. Doğum günü çocuğu Murat’ın Karışık Kaset’ine gelirsek, Murat listesini gönderirken şunu da eklemiş:

"Aslında 'arabesk' diye bir müzik türü yok. Bu ülkede kırk yıldır şehir hayatında dolaşan, popüler müziğin tüm türlerine sızan kırık bir ruh var... Ve bu ruhun müziğe, hayata sızıp, onu değiştirdiği karşılaşmalar var."

Murat’ın beş saattik bir şarkı listesinden zar zor eleyerek oluşturduğu çoğunluğu kadın vokalli, 25 şarkılık Karışık Kaset listesi sizlerle.

Listeyi yine Youtube’da Arabesk adıyla oluşturdum. Dinlemek isteyenler buyursunlar.

Keyifli Dinlemeler…
 
1. Gülden Karaböcek-Ceza
2. Göksel- Duman Duman
3. Biricik- İstanbul Sokakları
4. Azize Gencebay-Kabahat Seni Sevende
5. Müslüm Gürses- Kış Oldum
6. Gülden Karaböcek- İkimiz de Gururluyuz
7. Müslüm Gürses- Sevda Yüklü Kervanlar
8. Gönül Akkor- Tanrım Beni Baştan Yarat
9. Kibariye- Gidecek Yerim mi Var?
10. Bergen-Sen Yanarsın Ben Yanarım
11. Yıldız Tilbe- Sevemedim Ayrılığı
12. Ahmet Kaya- Ağladıkça
13. Kamuran Akkor - Sev Yeter
14. Esengül- Anlamıyorsun Gönül Derdinden
15. Bülent Ersoy- Doğum Günüm
16. Meral Sezgin - Hayatım Dram Oldu
17. Ferdi Tayfur - Son Sabah
18. Bergen - Benim İçin Üzülme
19. Devran Çağlar- Acılar İçinde
20. Orhan Gencebay - Feryada Gücüm Yok
21. Zeki Müren - Kahır Mektubu
22. Gülden Karaböcek ¬- Otel Odaları
23. Semiramis Pekkan - Sen Hayatsın Ben Ömür
24. Mercan Dede & Yıldız Tilbe & Ceza ¬- Tutsak
25. Sezen Aksu - Akşam Güneşi


https://twitter.com/hkky

#26 Nisan 2013 Jennifer Lopez’den lezbiyen dizisi
#23 Nisan 2013 James Blake ile Karadeniz Yollarında
#12 Nisan 2013 Onor Bumbum Yeni EP’si ile Geri Geliyor
#16 Nisan 2013 Türkiye müzik ödülleri sahiplerini buldu
# 12 Nisan 2013 Tarkan’ın neden konser DVD’si yok?
# 9 Nisan 2013�Türkiye’nin ilk kadın koro şefi Gökçen Koray jübilesini yaptı

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>