Paylaş
Jehan Barbur’un yolunun müzikle kesişmesi aslında müziğin hobisi olmasıyla başlıyor. Küçükken aslında kendisi oyuncu olmayı hayal etse de, belki de kader onu hobisi olan müzikle buluşturmuş. 20 yaşında Ankara’da kariyerinin ilk adımlarını atsa da, müzik aşkı sonunda onu İstanbul’a getirmiş. İstanbul’da birçok profesyonel ile çalışan, onlardan kendine deneyim kazanan Jehan Barbur birçok grupla birlikte çalışmış. Bu süre zarfında hem sesini geliştirmiş, hem de deneyimini arttırmış.
Profesyonel olarak performans yaparken, aynı dönemlerde birçok televizyon kanalında reyting rekorları kıran dizilerin müziklerinde Jehan Barbur’un imzası yer alıyor. Diziler için yaptığı bu çalışmalar yoğun sahne programına rağmen nerdeyse günlük dozda üretecek hale gelmiş. Gelen senaryolara kimi zaman var olan dizi müziğine söz yazarken, kimi zaman yazdığı şarkıyı da seslendirerek dizilerine duygu katmış. Evinde kurduğu küçük stüdyosuyla artık kendi şarkıların yazmaya adım atan Jehan Barbur, 2006 yılında Bülent Ortaçgil ile tanışınca ilk albümün yayınlanmasına giden yol da böylece belirmiş. Bu tanışma ADA Müzik ile yollarını birleştirmesiyle ve 2009 senesinde ‘Uyan’ albümü müzikseverlere ulaşıyor.
HEM SÖYLEYEN, HEM KURAN, HEM PLANLAYAN: JEHAN BARBUR
Yaptığı müzikle bir ‘kent ozanı’ olarak şehir hayatını yaptığı söz ve bestelerle müzikseverlere ulaştıran Barbur, çalışma azmiyle beni kendisine hayran bırakan bir müzisyen. İlk albümünün yayınladığı dönemde menajerlik işleri dahil, tüm teknik ve idari işleri sanki bir ordu insan yönetiyormuş gibi tek başına sırtlanmış. Aslında bunun sebebi de yaklaşık 10 sene önce canlı performans arenası şu an olduğu gibi olmamasıyla alakalı. O dönemlerde özellikle yerli sahnenin performans kalitesi ve talebi şimdilerdeki gibi olmaması bir yana, mekânlardaki yerli performans yoğunluğu da daha azınlıktaydı. Jehan Barbur performans anlamında istediği düzeni kurmak, birçok mekânda konser yapmak için deyim yerindeyse işin her alanında çalışmaya devam etmiş. Kimi zaman konser programları için telefonda anlaşmaları onaylayan ‘Demet’ olarak çalışırken, performansları için gittiği mekânlarda ses düzenini sahnede hazır edip, ardından da hazırlanıp sahneye Jehan Barbur her parmağında başka bir meziyet olan birisi. Bu anlamda Türkiye’de bu işleyişin fitilini ateşleyen, buna emek veren ilk isimlerden birisi de Jehan Barbur diyebiliriz.
17 YILLIK MÜZİK SERÜVENİ
İlk albümü ‘Uyan’ın yayınlanmasına göre 10. yılını kutlasa da aslında Jehan Barbur müzikten hayatını kazandığı, bu sanatı kariyer anlamında hayatında var edeli 17. yılını yaşıyor. Geçtiğimiz sene yayınladığı ‘Ürkerek Söylerim’ albümü tam da adını yansıtan anonim eserlerden oluşan çok özel bir albüm. Türkülere her zaman yakın olan Barbur, aslında sesinde ve önceki albümlerinde türkülere çeşitli ezgi ve namelerle dokunan bir sanatçı. Türkü demişken sanatçının ‘Bağımız Var’projesindeki katkısından da bahsetmeden geçmek olmaz. ‘Bağımız Var’ projesinde ‘İki Keklik’i özellikle seçen sanatçı türkünün Balıkesir ve Elazığ versiyonunu harmanlayarak iki yöreyi birleştirmiş ve farklı bir çalışma ortaya koymuş. Yalkın Yel küratörlüğünde hayata geçen bu özel projede kültürel bağları yeniden keşfetmeyi, yeni yorumlarla geçmişten günümüze kültür, tarih, toprak ve insana dair değerleri hatırlatmayı ve yaşatmayı hedefliyor.
UYUMSUZA NOTLAR
5. kitabı ‘Uyumsuza Notlar’ı yakın zamanda yayınlayan Barbur, Tomris Uyar’ın ‘gündökümü’ eserine gönderme yaparak Tomris Uyar’ın çok önemli bir fikir insanı olmasına dikkat çekmek istiyor. Tomris Uyar ile ilgili birçok şeyin yanlış bilindiğini belirten Jehan Barbur tarihi temizlemek istediği için bu kitabı kaleme almış. Küçüklüğünden beri yazmaktan keyif alan Jehan Barbur, hikâyesini anlatmaktan ancak ve ancak yazarak içini döktüğünü bunu da şiir, kitap ya da şarkı olarak aktarmaktan keyif aldığını belirtiyor.
Son 4 senedir Gümüşlük’te yaşayan sanatçı kendisine daha çok vakit kaldığı için daha mutlu olduğunu dile getirirken İstanbul’a gidip gelerek de işlerini yönetebildiğini belirtiyor. En son Ekim ayında ‘Kusura Bakmasınlar’ single’ını yayınlayan Barbur, yakın zamanda bir albüm yayınlamaktansa 2020’de de yeni şarkılarla devam edeceğini belirtiyor. Sırada 4 yeni şarkısı olduğunu belirten sanatçı, ayrıca müzisyen arkadaşlarıyla da yaptığı şarkıların da yine 2020’de yayınlanmak üzere sırada beklediğini müjdeliyor.
BİLGE SU AKUSTİK DAHA İDDİALI
Geçtiğimiz yıl yayınladığı ‘Yaralı’ single’ı ile önemli bir çıkış yapan Bilge Su aynı şarkının akustik versiyonuyla şarkının etkisini daha da yukarı taşıyor. Sözü Suat Kavukluoğlu’ya bestesi ve düzenlemesi Oğuz Çetiner’e ait ‘Yaralı’ şarkısının akustik versiyonuyla şarkıya ayrı bir renk katan Bilge Su söz konusu şarkıyla müzik tutkusunu gerçeğe dönüştürüyor. Adele’i kendisine örnek aldığını belirten Bilge Su, sanatçının hayat hikayesinin kendisine ilham olduğunu dile getirirken, özgür ve özgüvenli bir sanatçı olma idealini ondan aldığını belirtmiş. SMM etiketiyle 2019’un son haftası yayınlanan akustik ‘Yaralı’dan sonra 2020’de Bilge Su’dan neler gelecek merakla bekliyorum.
GÖKHAN TÜRKMEN’DEN DÜET: ‘GÜLMEDİ KADER’
2020’ye hızlı başlayanlardan biri de Gökhan Türkmen oldu. Birkan Nasuhoğlu ile düet yaptığı ‘Gülmedi Kader’ geçtiğimiz hafta dijital platformlarda yerini aldı. 2019 Ekim ayında başlayan yeni albüm serüveninden ilk şarkılar olan ‘Aşkın Enkazı’ ve ‘Sır’dan sonra yayınlanan ‘Gülmedi Kader’ ile üçleme tamamlanmış oldu.
Güçlü orkestrasyon ve düet yapısının da etkisiyle şarkının dinleyiciye aktardığı duygu, dikkat çekici klibiyle en üst seviyeye ulaşmış. Söz ve müziği Gökhan Türkmen ile Birkan Nasuhoğlu’na ait şarkının düzenlemesi Aytaç Özgümüş’e, miksi Tunç Çakır’a mastering’I ise Shawn Hattfield tarafından yapılmış.
‘Aşkın Enkazı’ ve ‘Sır’ şarkılarıyla başlayan klip hikayesi ‘Gülmedi Kader’ ile sona eriyor. Klibin yönetmenliğini üstlenen Gökhan Türkmen ve Bora Çiftçiler bence sadece bir klip değil aslında kısa film çekmişler. Klipte Türkmen’e Birkan Nasuhoğlu eşlik ederken Mert Carim, Ersin Arıcı ve Eda Salman da konuk oyuncular olarak yer almışlar.
Paylaş