Paylaş
Murat Hocaoğlu’nun yazıp yönettiği ‘Arabeskin Aşık Kadınları’ belgeseli arabesk kültürünün Türkiye’de zirveye ulaştığı o dönemlere ışık tutarken, geçmişi farklı bir pencereden bizlere sunuyor. Bu döneme şahitlik eden birçok kadın şarkıcı ve onların yakınlarındaki kişilerin anlatımıyla eksik bilgiler ortadan kalkıyor, perde arkasında kalan hatta yanlış bilinen birçok konu da gün ışığına çıkıyor.
Azize Gencebay, Bergen, Biricik, Cansever, Esengül, Gönül Akkor, Gülden Karaböcek, Huri Sapan, Kamuran Akkor, Kibariye, Mine Koşan, Neşe Karaböcek, Semiha Yankı, Tüdanya, Yıldız Tezcan’ın hikayeleri bu özel belgeselde usta bir kurguyla bizlere ulaşıyor. Murathan Mungan’ın da ‘Arabeskin Aşık Kadınları’ belgeselinde konuşmacı olarak yer alması yapıma bir başka değer katmış. Başarıları, kazançları hatta hayatları ellerinden alınmış kadınların hikayelerini samimiyetle aktaran Murathan Mungan’ın bu sancılı dönemin sorunlarını kendi izlenimleriyle aktarmasını çok sevdim. Diğer yandan özellikle arşivciliğe verdiği önem ve müzik yazılarıyla her zaman dikkat kesildiğim Yavuz Hakan Tok’un da bu belgeselde konuşmacı olarak yer almasını çok kıymetli buluyorum. Yavuz Hakan Tok’un arabesk alanındaki birikimi bu projeye ayrı bir güzellik katmış.
Belgeselde detaylarıyla işlenen hikayelerin hepsi birbirinden etkileyici ve düşündürücüydü. Özellikle Esengül’ün hayatının işlendiği bölüm beni en çok etkileyenlerden biriydi. Esengül’ün ailesinin ilk kez ekranlarda yer alarak o dönemi tüm şeffaflığıyla aktarması, yaşananların basına o dönem yansıyan halindeki eksik kalan parçaları tamamlar nitelikte olmuş. Benzer şekilde o dönem sahne alan sanatçıların ailelerinin yer yer belgeselde verdikleri röportajlar, hem projenin samimiyetini ortaya koyuyor hem de bugüne kadar gazete kupürlerinde kalan olayları tüm gerçekliğiyle gözler önüne seriyor.
NTC Medya tarafından çekilen belgeselin uygulayıcı yapımcısı Gamze Dinç ve yönetmeni Murat Hocaoğlu bu projeyle Türkiye’nin müzik tarihine çok özel bir imza atıyorlar. ‘Arabeskin Aşık Kadınları’yla karşımıza çıkan hikayeler ve detaylı portre incelemeleri bize hem o kültürü hem de o dönemi bir başka açıdan tanıma imkânı veriyor. Müziği sadece dinlemekle kalmayıp, tarihsel boyutuyla takip edenler için kaçırılmaması gereken bir belgesel olmuş. Dilerim bu prodüksiyon müzik dünyasında farklı birçok yapımın kapısını aralar ve daha nice böyle işleri izleriz.
Eski Dünyanın Yangını Lansman Konseri
Geçen hafta Perşembe günü Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’ndeki Kalben’in yeni albümü ‘Eski Dünyanın Yangını’ lansman konserini hala unutamıyorum. Konserin ilk bölümü yeni albümün tamamının baştan sona canlı performansının ilk defa dinleyicisiyle buluştuğu kısımdı. Kalben’e sahnede Nihal Saruhanlı, Berkay Küçükbaşlar, İlker Deliceoğlu ve Tuğrul Bafra eşlik ediyordu. Sadece kendi grubu değil ayrıca yeni albümde yaylıların da yer aldığı şarkılar olduğu için bir de yaylılar grubu konserdeydi. Bu bakımdan konserin müzikal yanı gerçekten nefisti.
Kalben enerjisini ve heyecanını sahneye adım attığı ilk saniyeden itibaren izleyicisine yansıtabilen çok özel bir ruh. Yeni şarkılarının canlı performansında hem Kalben’in yorumunu hem de duygusunu çok daha yoğun bir şekilde hissettiğimi söylemeliyim. Konserin sahne dekoru o kadar etkileyiciydi ki, yeni şarkılar bu sahne tasarımı ve videolarla başka bir seviyeye ulaştı. Ahmet Rüstem ve Hakan Sorar’ın ellerinden çıkan bu nefis çalışma için bir alkış da onlara gitmeli. Sahnede Kalben’i ‘Kaybolmuş’ şarkısındaki dansıyla yalnız bırakmayan Cakemosq, Kedi’de düet yaparak eşlik eden Güneş Özgeç konserin özel anlarındandı.
Şarkı aralarındaki hikayeleriyle ve içten anlatımlarıyla hepimizi güldüren Kalben’e ikinci yarıda sahnede Kenan Doğulu’nun eşlik etmesi bu özel konserin bir başka sürpriziydi. Kalben’in önceki birçok konserini izleyen biri olarak özellikle yeni albümü ‘Eski Dünyanın Yangını’ turnesinde mutlaka Kalben’i yakalayıp bu performansı kaçırmamanızı öneririm.
Remotely Close
Bu Cuma çok özel bir albüm yayımlanıyor: Remotely Close. İstanbul ve Tel Aviv’den on dört müzisyeni bir araya getiren bir iş birliği albümü var karşımızda. 7 şarkılık albümde birbirinden farklı müzik türlerinde üretimler yapan on dört sanatçı ortak hislerden ilhamla bu albümü hazırlamışlar.
Kayıtlarının pandemi koşullarında ve çoğunlukla ev stüdyolarında gerçekleştirilen şarkıların prodüksiyonları da albümde yer alan müzisyenlere ait. Hip hop’tan caz’a zengin bir yelpazede gezen ‘Remotely Close’ farklı kültürlerin kendi müzikal mirasının birbiriyle sentezlendiği nefis bir çalışma olmuş.
Kimler var bu albümde dediğinizi duyar gibiyim; Kutiman, Elif Çağlar, Boom Pam, Kemal Esen, Liraz, Kamufle, Ethnique Punch, The Uzi Navon Legacy, Sefi Zisling, Çağrı Sertel, ZIV, Akkor, Alek Lee ve Islandman yaptıkları 7 şarkıyla dinleyicisine ulaşıyor. Bu zengin çalışma İstanbul’dan Hood Base ile Tel Aviv’den Nuweiba Records ve ArtIsrael tarafından hayata geçirilmiş. Albümün nefis görseli ise Tal Fogel imzası taşıyor.
Paylaş