Paylaş
Mid Town Festival alanına girdiğimde Savages sahneye yeni çıkmıştı. Sahnedeki 4 kadının enerjisi Portishead için git gide kalabalıklaşan Küçükçiftlik Parkı’nın her köşesine yayılmıştı. Yayılmıştı yayılmasına ancak konser alanını dolduran kalabalık Savages’ı çok tanıyor gibi durmuyordu. Grubun şarkılarına katılım ve ilgi benim tahmin ettiğimden daha azdı maalesef. Festival için gelen kitleyi gözlemlemek için alanda gezinirken özellikle Küçükçiftlik Parkı’nın arkalarda kalan kısımlarında Savages ile eğlenen insanları görünce çok sevindim. Grup 12-13 şarkılık setleri boyunca hem izleyici ile olan ilişkileri çok sıcaktı, hem de sahnedeki rahatlıkları ve performansları görülmeye değerdi. Özellikle son şarkıda grubun vokali Jehnny Beth’in Türkçe konuşma çabası çok sempatikti. Umarım Savages’ı bundan sonra başka bir konserde yine Türkiye’de izleyebiliriz, kesinlikle daha ilgili bir konser kitlesini hak ediyorlar.
Festival kitlesi demişken muhtemelen Portishead’in headliner olmasıyla doğru orantılı olarak yaş ortalaması oldukça yüksek bir kalabalık vardı. En az 15 senedir bu konserin gerçekleşmesi için her sene hayal kuran herkesin o gece Küçükçiftlik Parkı’nda hazır olması gerçekten görülmeye değerdi. Konser kalabalığının bu anlamdaki birlikteliği bende bir nevi mezunlar günü buluşması hissi yarattığını itiraf etmeliyim. Birçoğunun ergenlik dönemi, kiminin gençlik çağına tanık olmuş Portishead’in İstanbul konseri belki de son senelerin en büyük özlemle beklenen konseriydi.
Portishead tam saatinde, 22:00’da sahneye ‘Silence’ ile çıktı. Arka arkaya ‘Nylon Smile’ , ‘Mysterons’ , ‘The Rip’ söyleyen grubun sahnedeki muhteşem performansının yanı sıra sahnede arka fonda akan görüntüler ve videolar da bir o kadar etkileyiciydi. Konser sonrası ekşisözlük’ten konser yorumlarını okurken, sözlüğün ismini aldığı ‘Sour Times’ şarkısının herkes de benzer nostaljik hisler uyandırdığını gördüm.
Beni konserde en çok etkileyen şarkı sanırım ‘Machine Gun’ oldu. 2 gündür sabahları işe giderken yolda 1-2 kere şarkıyı dinlemeden çalışmaya başlayamıyorum. Aklımda hala konserdeki o yüksek, etkileyici ses ve arka fondaki Gezi dönemine dair görüntüler var. Özellikle şarkının sonuna arka fonda doğan güneş videosunu düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. Son birkaç senedir bu kadar etkili bir şarkı performansı izlememiştim.
Grup 13 şarkı seslendirdikten sonra bis için tekrar sahneye geldiğinde, konser boyunca artık kaçıncı kez olduğunu unuttuğum deja vu hissim ‘Roads’ çaldığı anda tavan yaptı. ‘We Carry On’ ile konserini tamamlayan Portishead hepimizi mest ederek evlerimize gönderdi. Bu konseri gerçek kılan tüm GNL Entertainment’a , dahası festivalde emeği geçen herkese gani gani teşekkürler.
*Portishead fotoğrafları için Vedat İlel’e teşekkür ederim.
MORRİSSEY : ‘LÜTFEN ARKAMDAN KAPIYI KAPATINIZ’
Tam Morrissey yeni albüm çıkarttı, artık bir plak şirketi var, istediği ölçüde tanıtım ve yeni albüm mutluluğu yaşayacak derken yine sular karıştı. Gerçekten Morrissey’in yaşadığı bu durum beni çok üzüyor.
Hatırlarsınız geçtiğimiz haftalarda yazmıştım, Morrissey albümün tanıtımı konusundaki mutsuzluğunu dile getirmiş, hayranlarının çektiği kliplerin bile daha iyi olduğunu belirtmişti. Bu açıklamalar Harvest Records tarafında farklı bir etki yaratmış, sanatçı ile bağlarını kopartmasına neden olmuştu. Bu olayların ardından Morrissey kendi hayran sitesinden (http://true-to-you.net/) yine bir mektupla,‘Lütfen Arkamdan Kapıyı Kapatınız’ başlığıyla yazdığı yazıda yaşananları bir kez daha açıklamış.
Moz, albüm piyasaya çıkmadan önce Harvest Records ile albümün tanıtım çalışmaları için planladıklarının zamanla nasıl değiştiğini anlatmış. Albüm yayınlanmadan önce hazırlanan kısa filmlerin arkasının gelmemesi, ‘Istanbul’ single’ı yayınlandıktan sonra doğru dürüst bir klip çalışmasının yapılmadığından nasıl mutsuz olduğunu belirtmiş. Plak şirketinin pasif ve uyarılara rağmen onları ciddiye almayışını günümüz müzik dünyasının normali olarak gördüğünü belirtse de bunu kabul etmeyeceğini de açık dille yazdığı mektupta anlatmış.
Hayranlarının şarkılara sahip çıkarak, sanatsal olarak çekilmesi gereken kliplerle destek olmasından büyük keyif aldığını belirten Morrissey, Harvest ile ilişkilerinin kesilmesinden sonra muhtemelen albümün dijital satışının da kesileceğini tahmin ettiğini de belirtmiş. Bütün bunlara rağmen umudunu kaybetmediğini yineleyen Morrissey, ‘hala piyasada üstünde ismim yazdığı ‘The World Peace Is None Of Your Business’ albümü yayınlayacak, ona hakkettiği değeri verecek bir plak şirketinin olduğuna’ inandığını tekrarlayarak mektubunu tamamlamış.
Moz bütün bu negatif tabloya rağmen 6 Ekim’de Lizbon’da sahneye çıkmak için büyük heyecan duyduğunu yinelemeyi de ihmal etmemiş. Umarım Ekim sonu, Kasım başı olacağı fısıldanan İstanbul konseri de bu son dalgalardan etkilenmez, şu an tek dileğim budur.
Paylaş