PaylaÅŸ
123 ÅŸimdilerde ne yapıyor? Stüdyo hikâyeleri en sevdiÄŸim müzik dedikodusudur, biraz anlatsanıza.Â
Berke: Aksel ve Arve’nin albümlerinin kitaplarını yayınlamıştık. Anja’nın Cd’sini çıkarttık ama kitabını yayınlamamıştık. Anja karakterinin gözünden bu günlüğü hazırladık ama kitap olarak basamamıştık, içimizde kaldı bu. Anja’nın kitabını da yayınlayıp, 3 kitabı bir box set gibi piyasaya sürmek istiyoruz. Bu kitap konusu boğazımızda bir düğüm oldu, bunu halletmeden yeni bir şeye geçemeyeceğiz gibi hissediyoruz. Bir de grupta değişiklik oldu Anja döneminde çalan Arda ve Seçil şimdilik gittiler, Burak geri geldi. Yeni bir müzik için de biraz vakte ihtiyacımız var, biraz kapanıp çalışacağız ama buna biraz daha vakit var.
Â
Dilara’dan bir solo albüm gelmesi, grup için bir nefes alma dönemi yarattı mı size?
Aksine bu bizi daha çok yordu bu durum (gülüyorlar).
Feryin: Orada da çalıyoruz, Dilara’nın albümünü basan plak şirketi de biziz, iş kapasitemiz daha da arttı aslında.
Berke: 123’teki kolektif süreç bu projede yoktu elbette, yani beraber şarkı yazma hali yoktu bu albümde. Bu Dilara’nın dünyasıydı, gitarıyla evinde yaptığı şarkılar vardı bu albümde. Biz de elimizden geldiğince ona katkı sağlıyoruz, ayrıca çok da beğeniyoruz yaptığı müziği. 123’ten farklı bir müzik yapıyor.
Â
Kendi plak şirketinizi kurup, albümlerinizi buradan çıkartıp kendi kendinizi besleyen bir ekonomi yaratmaya çalışıyorsunuz. İyi gidiyor mu bu işleyiş? Türkiye’de sizin gibi olmak isteyen birçok grup vardır eminim, destek olmak istediğiniz gruplar, sanatçılar oluyor mu?
B: Biz mümkün olduğunca destek oluyoruz. Geçen gün baktım 19 albüm yayınlamışız. 9 sanatçı olarak görünüyor, çoğu biziz başka formatlarda. Bu biraz aile şirketi gibi bir oluşum, kendi işimiz, kendi müziğimiz gibi. Biz bir çatı altında birbirine benzeyen insanları bir arada tutup, yaptıklarını aynı hevesle yayınlamaya çalışıyoruz, bu artık eskiye göre daha kolay, herkes yapabilir. İnsanların kendi yayıncısı olması artık çok daha kolay, müzikle ilgilenen herkes bunu yapabilir.
Â
Türkiye’deki en orijinal gruplardan birisiniz. Sizi severek dinleyen biri olarak resmen gözünüzün içine bakıyorum gruba bir şey olmasın diye. Zor di mi hem çoğunluğun dışında müzik yapmak, hem de bu işi grup olarak devam ettirmek.
F: Bir grup insan olarak bir şey yapmak çok zor aslında. Motivasyonun sadece o müziği birlikte yapma isteği olması çok önemli.
B: Biz 12 yıldır beraberiz. Bence kesinlikle bizi bir arada tutan şey sadece müzik değil. Bir sabah uyandığımda arkadaşlarım yerinde duruyorsa, hayattaysa bence o daha kıymetli bir şey. Bundan 15 sene önce sadece müzik bizi bir arada tutuyordu diyebilirdim elbette ama artık büyüyoruz daha farklı parametreler var hayatımızda.
Â
Yurt dışında size ve müziğinize nasıl bakıyorlar?
F: Biz yurt dışında hiç tam olarak kendi hayranlarımızın olduğu bir ortama denk gelmedik. Örneğin normalde bir rock grubu Almanya’ya gider ve orda fanları onu bekler ya, bizim de daha çok gittiğimiz şehrin lokal insanına şarkılarımızı söylemişliğimiz var.
B: Afrika’da bir festivalde acayip büyük bir kalabalığa çalmıştık. Kalabalığın müzikle hareket ettiğini gördüğümüzü hatırlıyorum, unutulmaz bir anıydı bizim için. Dışardan gelmiş bir biz, bir de Avustralya’dan gelen bir grup vardı. Bu bahsettiğimiz festival için Dışişleri Bakanlığı’na gelen bir talepten sonra bizim ismimizi vermişler, kim bizi önermiş bilmiyoruz ama kendisine burada teşekkür etmek isteriz. Biz de bu sayede Afrika’da konser verme imkanına sahip olduk.
F: İyi ki de gitmişiz, resmen hayatım değişti oraları gördükten sonra.
Â
Normalde pek de dinlemediÄŸiniz, ama arada sırada dinlediÄŸinizde sizi mutlu eden sanatçılar kim?Â
F: neler var neler (gülüyor). Bizim öyle partilerimiz meşhurdur, ‘Ergen partileri’ adıyla. Ben de bu sabah Rafet El Roman’ın bir şarkısıyla uyandım, oluyor bunlar sevdiğimiz müziği dinliyoruz aslında.
B: Ne Beyonceler, ne Rihannalar var aslında o partilerde çaldığımız (Gülüyor). Benim en meşhur aklıma şu an gelen Kenan Doğulu şarkıları var. Son iki üç seneye kadar bunlarla pek barışık da değildik, bir rahatlık da geldi, seviyorum ve dinliyorum hepsini, bunda bir tuhaflık yok.
Â
Remixes Vol1’den sonra devamı gelir diye düşünmüştüm. Yok mu ufukta böyle bir çalışma?
F: Vol 1 olmasının sebebi aslında devamının olmasıydı. Devamında biz de ağır davrandık, devamı gelebilir aslında iyi dedin, biz buna bir eÄŸilelim (gülüyorlar)Â
Krek konserinizi izlemiştim, sanırım müziği en temiz ve yakından dinlediğim en ilginç konserlerden biriydi. Şimdiye kadar verdiğiniz konserlerden hangisi özeldi sizin için?
F: Krek’in çok orijinal bir konseptiydi o konser. Son yapılan Rock’n Coke’da öğlen konserimiz vardı. Hatta öğlen çıkıyoruz diye huysuzlanmıştık. Çadıra insanlar sığmamıştı, inanılmaz bir kalabalık vardı. Afrika’dan sonra çaldığımız en büyük kalabalıktı.
B: Krek’te o sistemle tiyatro oyunu yapıyorlardı, keşke kapanmasaydı. Boş bir havuzda yaptığımız konser vardı, ben de onu unutamıyorum. Krek çok güzeldi. Bir de Afrika’daki katıldığımız o festival çok özeldi.
Â
Bir röportajınızda okumuÅŸtum çok hoÅŸuma gitti, müziÄŸin cinsiyetsizlik içerdiÄŸi nadir gruplardansınız. Åžarkı sözlerinize bakınca bunu anlamak mümkün, siz ne düşünüyorsunuz? Â
F: Hiç düşünmedik bunu aslında. Bazen sadece bir durumu anlattığımız da oluyor şarkılarımızda, sanırım ondan dolayı.
B: Gerçekten de öyle bir durum var. Şarkılara bakınca hiçbir zaman kişisel heyecanlar, kırgınlıklar pek yok. Sanki şarkılar doğanın içinden çekilmiş gibi.
 Â
123 şarkılarını nasıl üretiyor? Grup olarak mı yazıp üretiyorsunuz, yoksa herkes kendi kendisine çalışıp, üretiyor sonra da birleştiriyor musunuz?
B: Hepsinden de oluyor. Kimi zaman birimiz bir noktaya getirdiği şarkı mail ile aramızda geziyor sonra üzerinde çalışmaya başlıyoruz. Bazen birisi o maille gelen çalışmayı bir yere getirip gönderiyor ve onun üzerine yoğunlaşıyoruz. Kimi zaman provalarda 20-30 dakika çalarken, içinden 3-4 dakikalık bir bölümü çekip oradan şarkı yaptığımız da oluyor. Formülü yok galiba bunun tam olarak (gülüyor)
Â
Grupça sahnede çalmaktan zevk aldığınız bir şarkınızı seçecek olsanız, hangisi olurdu o?
F: Zaman zaman değişiyor aslında, KDA’yı özlemiştik o geri geldi. Arkasına ‘Gegga’ yapışıyor çok güzel oluyor.
B: Ben de ‘Turuncu’yu çalmaktan inanılmaz zevk alıyorum.
Â
Müzik yapmaya başladığınız gün ile şu anki olduğunuz yerde daha farklı görüyor musunuz kendinizi. Müzikal anlamda sadelik veya detaycılık gibi bir farklılaşma geliyor mu?
F: Dalgalı bir ÅŸey aslında o. Bir süre sade bir akımdaysak, sonrasında tam tersine yaslandığımız da oluyor. Benim için hissi öyle oluyor. ‘Arve’ daha detaylıydı sonra ardından gelen ‘Lara’ daha sadeydi, sonra gelen ‘Anja’ daha detaylı, daha çok enstrüman kullandığımız bir albümdü. Åžimdi de muhtemelen bambaÅŸka bir yere gideriz.Â
B: En kendimiz gibi olanın peÅŸindeyiz artık diye inanıyorum. Kendine bayılmalar geçince, müzik çok basitleÅŸiyor, makyajsız oluyor, utanmıyorsun yani aslında yaptığın ÅŸeyden.Â
PaylaÅŸ