Paylaş
Piyasalarda geçen hafta şenlik vardı. Şenliğin ilk sinyali önceki hafta sonunda IMF ile varılan izleme anlaşmasıyla geldi. Ardından hafta başında yapılan POAŞ ihalesindeki rekor satış, özellikle çıkışı temmuz ayına ertelenen borsayı coşturdu.
Haziran boyunca daha çok dünya borsalarında yaşanan olumsuzlukların etkisiyle ve parasızlık yüzünden yerinde sayan borsa, geçen haftayı yüzde 11.7'lik primle, 4 bin 500 puan seviyesinde kapattı.
Hafta başında yapılan şeffaf ihalede POAŞ'ın yüzde 51'ine 1 milyar 160 milyon dolarlık fiyat verilmesi, borsayı ateşleyen ilk gelişmeydi. Fakat POAŞ ihalesinin sonuçlanması, izleyen günlerde borsayı taşımaya yetmedi.
IMF anlaşması ve POAŞ ihalesinden sonra da yeterince para girişi olmadığı için yükselemeyen borsanın imdanına, haftanın ikinci yarısında faiz bombası yetişti. Hafta ortasında bono faizlerinde 4-5 puanla başlayan gerileme, gecelik repo ve faizlerde 20-25 puanlık düşüşle sürdü. Ardından bankaların mevduat faizlerinde 15-20 puanı bulan indirim dalgası geldi.
İşte faizlerdeki bu şok düşüşün ardından haftanın son iki gününde borsa tırmanışa geçti. Keza paranın gidebilecek başka adresi kalmamıştı. Tasarruf sahiplerinin, bu kadar düşük faizlere razı olması beklenemezdi. Bu yüzden para, borsaya yönelmeye başladı. Borsa faizlerdeki şok düşüşün ardından haftanın son iki gününde yüzde 8.7 oranında arttı.
İŞLEM HACMİNDE ARTIŞ
Endeksteki artışın yanısıra, işlem hacminde de önceki haftaya göre yüzde 25'lik artış gerçekleşti. Önceki hafta 400 trilyon düzeyinde kalan işlem hacmi geçen hafta 525 trilyon lirayı aştı.
İşlem hacmindeki artışın da, faizlerdeki düşüşten sonra gelmesi dikkat çekti. Keza haftalık toplam işlem hacminin yarısından fazlası sadece haftanın son iki gününde gerçekleşti.
Özellikle geçen haftanın son gününde 150 trilyon liralık işlem hacmini, sadece yerlilerin gerçekleştirmesi beklenemezdi. Bunda bir süredir beklemede olan yabancı yatırımcıların da payı var.
Yabancılar, son haftalarda başta Moskova olmak üzere dünya borsalarındaki sarsıntı yüzünden İMKB'den de uzak durmaya özen gösteriyordu.
İMKB'deki son gelişme, yabancıların ayak sesleri olarak nitelendiriliyor. Keza şimdilik İMKB-30 endeksi içinde yeralan hisselerde sınırlı alımlarla yetinen yabancıların, tedbiri elden bırakmamaları dikkat çekiyor.
IMF anlaşması, faizlerdeki büyük düşüşler, özelleştirmede atılan ve atılacak olan yeni adımlar ile enflasyondaki düşüşün ardından, uluslararası rating kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notunu iyileştirebileceği beklentisi de iyice artmış durumda. Önümüzdeki dönemde yaşanabilecek böyle bir gelişme de, yabancıların Türkiye'ye dönüşlerini hızlandırabilir.
Hükümet ile Genelkurmay arasında artan gerginlik ve hükümetin küçük ortağı DTP'nin memurlara yüzde 40'lık zam ısrarı sürerse, piyasalardaki bu olumlu gelişmeler kısa süreli gölgelenebilir. Fakat enflasyondaki düşüşe paralel, repo ve mevduat faizlerinin cazip kazanç kapısı olmaktan çıktığı, dövizin yerinde saydığı bir dönemde, paranın adresinin borsa olması normal karşılanmalı...
Paylaş