Paylaş
Piyasalarda IMF ile yapılabilecek bir stand-by anlaşmasında esas teşkil edecek olan 2000 yılı bütçesinin şekillenmesi bekleniyor.
Bütçe, önümüzdeki haftalarda hazırlanıp Meclis'e sunulabilir. Fakat geçen hafta IMF ile varılabilecek anlaşma konusunda doğrudan hükümet yetkililerinin ağzından kamuoyuna farklı mesajlar aktarılması kafaları karıştırdı.
Bir süredir iki yıllık bir stand-by anlaşması imzalanacağı ve bu anlaşma doğrultusunda hedefler konuşulurken, geçen hafta içinde Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal, IMF ile stand-by dışında bir anlaşma yapılabileceğini açıklayıverdi.
Hükümetin IMF ile anlaşma konusundaki en yetkili bakanından gelen bu açıklama, piyasalarda şaşkınlık yaratmaya yetti. Daha Önal'ın sözlerinin yolaçtığı şaşkınlık atlatılmadan bu kez, Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Tuncay Toskay'ın açıklamaları geldi. Toskay da yaptığı açıklamada Önal'ı desteklercesine, IMF'ye tutamayacakları sözler verilmeyeceğini söyledi.
Her iki bakanın bilerek veya bilmeyerek, birbirini destekleyen bu açıklamaları, IMF ile stand-by dışında bir anlaşma olasılığını da gündeme getirdi. Şimdi finans çevrelerinde, iş dünyasında bu tartışılıyor.
Belki hükümetin de istediği buydu. IMF ile iki yıl yerine 3 veya 4 yılı kapsayan, biraz daha uzun vadeli, ekonomik hedefler konusunda da biraz daha esneklik sağlayan yeni bir anlaşma, hükümetin işine geliyor olabilir. Bu yüzden Önal ve Toskay da, kamuoyunu yeni anlaşmaya şimdiden hazırlamak için üzerlerine düşeni yapmış oldular.
STAND-BY
Hükümetin bu hesaplarından, IMF'nin haberinin olup olmadığı bilinmiyor. Fakat yabancı fonlar, Türkiye'nin IMF ile bir stand-by anlaşması yapmasına endekslenmiş durumda. Bunun da büyük bir olasılıkla gerçekleşebileceğine inanlar çoğunlukta.
Bunları yabancı fon yetkilileri ile karşılıklı görüşen bir banka yöneticisi söylüyor. Hisseleri İMKB'de işlem gören 7-8 şirketin üst düzey yöneticisi bir kaç hafta önce Londra ve New York'ta 30-40 ayrı yabancı fon ve banka yetkilisi ile karşılıklı görüşme fırsatı buldu. Bu fırsatı da, Türk şirketlerine, uluslararası yatırım ve danışmanlık şirketi olan Morgan Stanley sağladı.
Bu toplantılarda, yabancılar Türkiye konusunda en çok enflasyonun ne zaman düşeceğini sordular. Türkiye'nin bir yıl içinde düşük enflasyonlu bir ortamla tanışabileceğini olası gören yabancılar, bunun IMF ile yapılibelecek bir stand-by anlaşmasına bağlı olduğunu da sözlerine eklediler. Ve bu anlaşma yapılmadan da Türk piyasalarına girmeyi pek düşünmüyorlar.
Londra ve New York'taki toplantılarda şirketini tanıtan bir yöneticinin yabancı yatırımcılara ilişkin izlenimleri umut verici... Bu yöneticinin gözlemlerine göre yabancılar, şu anda, dünyada yatırım yapabilecek yer bulmakta zorlanıyor.
Uzakdoğu'da risk hálá sürüyor. Rusya'nın ne zaman toparlanacağını kestirmek zor. Doğu Avrupa borsalarının çoğu, şişmiş durumda. Fiyat kazanç oranları oldukça yüksek seyrediyor. Uluslararası çevrelerde, Yunanistan'ın gelişmekte olan piyasalar kapsamından çıkarabileceği ve gelişmiş borsalar kategorisine alınabileceği konuşuluyor.
Yine bizim yöneticimize göre, bütün bunlar dikkate alındığında, bölgede en cazip borsa olarak İMKB öne çıkıyor. Yabancılar da bunun farkında ve bu yüzden Türkiye ile de ilgileniyorlar. Fakat önemli olan yabancıların ne zaman bizim piyasalara girecekleri.. Bu da IMF ile yapılacak anlaşma ile netlik kazanacak.
Paylaş