Spekülatörlerin çekişmesi

Hayri ÇETİNKAYA
Haberin Devamı

Ekonomiye makro veriler açısından bakıldığında artılar oldukça fazla. Enflasyon iniş trendinde. Hükümet yetkilileri, haziran enflasyonunu yüzde 2'nin bile altında bekliyor.

Döviz rezervi 26 milyar doların üzerinde. Bazı bürokratlar, bu rezervden hareketle, IMF'ye parasal destek bile sağlayabileceklerini ifade edebiliyorlar.

Faizler inişte. Gecelik oranlar, birkaç istisna dışında, son haftalarda yüzde 50'lere geriledi. Bono oranları ise yüzde 80'e kadar indi. Hazine'nin temmuz ortasına kadar büyük ödemesi bulunmuyor. Bono oranları önümüzdeki günlerde 80'in de altını deneyebilir.

Uluslararası arenada da Türkiye aleyhine şimdilik olumsuz bir gelişmeden sözedilemez. Asya ve Rusya'daki olumsuzlukların aksine, OECD, IMF ve rating kuruluşlarının Türkiye'ye ilişkin olumlu mesajları biliniyor. Üstelik IMF'yle beklenen 18 aylık ‘‘Yakın İzleme Anlaşması’’ da imzalandı.

Fakat tüm olumlu gelişmelerin piyasalara, dahası borsaya yansıdığını söylemek zor. En azından Türkiye için artı sayılabilecek bu gelişmelerin, borsayı ateşlemesi beklenirdi. Ama henüz olmadı. İMKB endeksi 4 bin puan seviyesindeki sıkışıklığını geçen hafta da sürdürdü.

Dahası İMKB'nin yönü, son günlerde paralellik sergilediği dünya borsalarındaki gelişmeyle aynı doğrultuda olmadı. Özellikle hafta sonunda Rusya dışında kalan, Asya'dan Avrupa'ya ve ABD'ye uzanan borsalar yükselerek kapanırken, İMKB düşüşteydi. İMKB'nin dünya borsalarındaki çıkış dalgasının dışında kalmasını, hükümet ortağı DTP'nin ‘‘sert’’ yapmasına bağlayanlar da oldu. DTP'liler, ‘‘hükümet krizi yaratmayız’’ dese de..

Aslında İMKB'nin sorunu, parasızlık. En azından kısa vadede iç ve dış gelişmeler Türkiye açısından olumlu seyretmesine karşın, İMKB'nin yön bulamayışının temelinde, taze para girişi olmayışı yatıyor.

BÜYÜK KAPIŞMA

Ne kadarı gerçek yatırımcı olduğu tartışılabilir, fakat yerli yatırımcının gücünün, borsayı taşımaya yetmediği ortada.

Borsada son dönemde, 5-10 trilyonluk portföyleri ile 8-9 büyük spekülatörün ağırlığı var. Her spekülatörün portföyünde de bazı hisselerin ağırlığı daha fazla.

Borsa varsa, spekülasyon da, spekülatör de olacaktır, olmalı da. Fakat bazıları, son dönemde piyasada kendi başlarına kalınca, işin endazesini de kaçırmaya başlamış. Bunlar borsada beklenen çıkış da yakalanmayınca, sıkıntıdan olsa gerek, kendi işlerinin yanısıra, rakiplerinin portföyüne virüs sokuyorlarmış.

Bazıları arasında geçen hafta bu ‘‘virüs’’ yüzünden büyük bir kapışma bile yaşanmış. Sonra da bunun piyasaya zarar vereceği düşüncesiyle, ‘zararlı virüs’lerin geri çekilmesi konusunda anlaşmışlar.

İyi de yapmışlar, kavga kimseye kazanç sağlamaz.

Dahası bunlar kendi aralarında çekişmek yerine, Türkiye'deki olumlu göstergeleri aktararak, yabancıların İMKB'ye çekilmesi için dış piyasalarda girişimlere bile başlamışlar.

Bu tür çabaların da etkisiyle, önümüzdeki günlerde İMKB'de yabancı alımları gelebilir. Keza beklemede olan yabancıların geçen hafta içinde, bazı hisselerde küçük çaplı alımlarından söz ediliyor.

Enflasyon, faiz ve özelleştirmeye ilişkin bugünlerde ortaya çıkacak taze gelişmelerin yanısıra altı aylık bilanço beklentileriyle borsa, belki geciken haziran çıkışını başlayabilir.













Yazarın Tüm Yazıları