Paylaş
Piyasalarda global krizin yeni dalga sinyalleri geçen hafta tekrar kendini hissettirmeye başladı. Krizdeki yeni dalganın haberciliğini, para sihirbazı, spekülatör George Soros'un yaptığını söylemek yanlış olmaz.
Soros'un yeniden büyük düşüşlerin yaşanabileceği yolundaki açıklamalarının ardından, Doğu'dan Batı'ya birkaç istisna dışında bütün borsalar hafta başından itibaren inişe geçti.
Dünya borsalarındaki düşüşte, bu kez uluslararası piyasaların kalbi durumundaki New York Borsası'nın da rolü var. Önceki hafta 9 bin 4 puan ile tekrar kriz öncesindeki zirvesine yaklaşan New York Borsası geçen hafta 9 bin psikolojik sınırına geriledi. Bu gerilemede, krizin de etkisiyle şirket kârlarının azalacağına ilişkin spekülasyonlar etkili oldu.
Uzakdoğu'nun en büyüğü, dünyanın ise ikinci büyüğü olan Tokyo Borsası da, 15 bin puan psikolojik sınırının altına düştü. Tokyo'daki düşüşe, Japon ekonomisinde son 10 yılın en büyük durgunluğuna girildiği yolundaki açıklamalar yol açtı.
Soros'un kehanetinden etkilenen Avrupa borsalarında da, New York ve Tokyo'daki gibi yüzde 1-3 arasında değişen oranlarda düşüşler yaşandı. Soros'un son kehaneti, bir süredir yükselişte olan Moskova Borsası'nın da yönünü tekrar aşağıya döndürdü.
Aslında Latin Amerika cephesinde, Brezilya'da hayata geçirilmeye çalışılan reformlar konusunda da olumsuz gelişmeler var. Ekonomik reform tasarılarının Parlamento'nun alt komisyonlarına takılması, geçen hafta Brezilya Borsası'nda da büyük düşüşe yol açtı. Brezilya'nın reformlardaki başarısızlığı, dünya borsalarındaki yeni bir çöküşü başlatmaya yeter.
Dünya piyasalarında geçen hafta ortaya çıkan tablo böyle. Bizim piyasalar da global gelişmelerin gölgesindeydi. İMKB de geçen haftayı yüzde 2.7 oranında düşüşle kapattı. Borsadaki düşüşte, krizin 1999'un ilk yarısında daha yoğun hissedileceğine ilişkin beklentilerin de payı var.
Bizim piyasalar global krizin yanısıra bir de siyasi belirsizlikle başetmek zorunda. Siyasi gelişmeler, bazen global gelişmelerin önüne bile geçebiliyor.
Cumhurbaşkanı Demirel'in, Ecevit'i hükümeti kurmakla görevlendirmek için Köşk'e çağırması, piyasalarda birden büyük bir sevinç dalgası yarattı. Yıllar sonra Ecevit'in umut olması, hafta içinde borsanın kısa süreli de olsa hızlı yükselmesine, bono oranlarının da yüzde 150 düzeyinden yüzde 140'a kadar düşmesine neden oldu. Dövizde de spekülatif işlemler azaldı.
Geçen hafta DSP Lideri'nin Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne çağrılması ile piyasalarda yaşanan coşku, Ecevit'in adının yanısıra, siyasi belirsizliği ortadan kaldıracak bir hükümetin kurulması için adım atılmış olmasından da kaynaklanıyor.
Piyasaların önümüzdeki günlerdeki seyri, DSP Lideri Ecevit'in hükümet turları ve bu turlarda sağlayacağı başarıya bağlı. Ecevit'in başarısı, sürüncemede kalan sorunların çözüm süresini de kısaltabilir. Hükümetin biran önce kurulması halinde, global krize rağmen bizim piyasalarda yeniden güller açabilir.
Hükümetin hemen kurulmasının sadece piyasaların değil, tüm ülkenin yararına olacağı ortada. Hükümetin kısa sürede kurulamaması halinde, siyasi belirsizlik derinleşirken, bugünlerde biraz daha yoğun hissedilmeye başlanan global kriz de, 1999'da ekonomide daha büyük yaralar açabilir.
Paylaş