Paylaş
Bugünden itibaren Türkiye'de yeni bir dönem başlıyor. Seçim sonuçlarının nasıl bir koalisyon hükümetine izin vereceğini kestirmek zor.
Geçen hafta başına kadar piyasalar bir süre, iki partili bir koalisyon hükümetine dönük beklentileri satın aldı.
Böyle bir koalisyon hükümeti doğrultusunda ülkede siyasi istikrar beklentileri ile borsa iki hafta öncesinde yeni tarihi zirvesi olan, 5 bin puan seviyesine kadar yükseldi.
Aynı gerekçelerle bono oranları yüzde 100'ün altına, yüzde 93'e kadar geriledi.
Fakat son iki haftalık süreçte piyasaların trendi birden tersine döndü. Borsa yoğun satışlarla hızla gerileyerek, kısa sürede olsa birara 4 bin puanın altına kadar geriledi. Önceki hafta tekrar yükselişe geçen bono faizleri de, yüzde 108'e kadar çıktı.
Son iki hafta içindeki olumsuzluklar, biraz Balkanlar'daki sıcak gelişmelerden, daha çok da, iki partili koalisyon hükümetinin kurulma olasılığının azaldığı, enaz üç partili hükümetin mümkün olduğu yolundaki görüşlerden kaynaklandı.
Piyasalarda üçlü koalisyon ihtimali, birara yeni bir kaos dönemi gibi yorumlandı. Üçlü bir oluşum, ikili oluşumlardan daha zordur. Bu açıdan bakıldığında piyasalar için riskin, ortadan kalktığı söylenemez.
Geçen haftanın ilk yarısında üçlü koalisyon olasılığından tedirgin olan piyasalar, ikinci yarıda bu olumsuzluğu da birden dışlayıverdi.
Yatırımcılar, bugünden itibaren en azından ülkede aylardır süren seçim tartışmalarının noktalanmasıyla, siyasi belirsizliğin ortadan kalkacağına ve istikrarlı yeni bir hükümetin mutlaka kurulacağına inanmaya başladı. Bu inançla, borsa yatırımcısı da, bono yatırımcısı da geçen haftayı alımla kapattı.
YENİ ZİRVELER
Borsadaki bu alımlarla endeks, tekrar 5000'e doğru yol alırken, bonodaki son dakika işlemleri ile de oranlar yüzde 100'ün altına geriledi.
Seçim sonuçlarından çıkacak yeni hükümetin piyasaların beklentisi doğrultusunda olması halinde ise önümüzdeki haftalarda, borsada yeni zirveler, bono faizlerinde ise yeni tabanlar sürpriz olmaz.
Seçim öncesinde yabancılar, gelişmekte olan piyasalar arasında en çok kazandırma potansiyeli olduğunu bilmelerine rağmen İMKB'ye karşı seçim öncesinde isteksizdi.
Yabancı fonların beklentisi de, yeni kurulacak hükümetin kaç partiden oluşacağı, kimlerin yeralacağından çok, Türkiye'de siyasi belirsizliğin ortadan kalkması yönündeydi.
Bu yüzden istikrarlı bir hükümetin kurulması, bugüne kadar küçük çaplı işlem yapan ‘çıtır’cıların dışındaki büyük yabancı fonların uzak durduğu İMKB'ye girmesini sağlar.
İstikrarlı bir hükümetin kurulması, yine seçimlerden önce, bono piyasasında portföyünü boşaltıp çekilen J.P. Morgan gibi devlerin de aynı piyasaya geri dönüşü sürpriz olmaz.
Toplamı 125 milyar dolara dayanan iç ve dış borç yükü, enflasyon, özelleştirme engelleri gibi olumsuzluklar dikkate alındığında yeni hükümeti çok parlak bir tablonun beklediği söylenemez. Fakat istikrarlı bir koalisyon hükümeti ile bunların da üstesinden gelinecektir.
Paylaş