Paylaş
Bir süredir beklentilerle yükselerek 5 bin puanın üzerine yerleşen borsanın, siyasetle yüzleşme günleri başlıyor. Bu yüzleşme sadece borsa için değil, faiz cephesi için de geçerli.
Borsanın yanısıra, yüzde 100'ün altına inen bono oranlarının seyri de, bundan sonra yaşanacak siyasi gelişmelere bağlı. Bugünden itibaren siyasette yoğun trafik başlarken, piyasalarda da hükümet oluşumuna ilişkin beklenti dönemi noktalanıyor.
Yeni beklenti dönemi için, önce nasıl bir hükümetin oluşacağını görmek gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in hükümeti kurmakla görevlendirdiği siyasi liderin, olası koalisyon ortakları ile yapacağı görüşmeler ve bu temaslar sonucu kamuoyuna yansıyan tepkiler, hükümet oluşumundaki bakanlık ve bürokrat pazarlıklarından doğabilecek krizler, piyasada ani dalgalanmalara yolaçabilir.
Piyasalarda, yılbaşından bu yana, özellikle Apo'nun Türkiye'ye getirilmesinden itibaren yakalanan iyimserlik dalgası, IMF temasları, seçimler ve seçimlerden çıkan tabloya göre oluşacak istikrarlı hükümet beklentileri ile beslendi.
Bu iyimserliğe son günlerde, borsa cephesinde üç aylık bilanço beklentileri de eklendi. Geçen hafta içinde borsa biraz da bilanço söylentileri ile desteklenerek, 5 bin 600 puana kadar yükseldi. Ancak haftanın son iki gününde, siyasi gelişmelerin de etkisiyle, borsa endeksi bu rekorunda fazla tutunamadı ve haftayı yüzde 1 gibi küçük çaplı bir artışla 5 bin 354 puandan tamamladı.
Geçen hafta sınırlı düzeyde kalan artışa karşın İMKB nisan ayını yüzde 17'lik primle tamamladı. Bu getirisiyle borsa, nisan ayının en iyi yatırım aracıydı.
Borsa, diğer bir ifadeyle İMKB - 100 endeksi, yılbaşından bu yana geçen son dört aylık sürede, tam yüzde 106 oranında prim yaptı. Bu artış oranından hareketle borsanın kriz öncesi kayıplarını kapattığı söylenebilir. Fakat bu söylem doğru olmaz.
İMKB-30 FARKI
Çünkü borsada işlem gören 295 şirket hissesinden sadece 30 kadarı yılbaşından bu yana, kriz öncesindeki değerlerinin üzerine çıkmış durumda. Bu hisselerin büyük bir bölümü de İMKB-30 Endeksi'nde yeralıyor.
Borsada halka açıklık oranı yüksek, hacim ve miktar açısından en fazla derinliğe sahip olan hisseler, İMKB-30 endeksini oluşturuyor. Bu endeks, geçen hafta sonu itibariyle, 7 bin puan sınırına dayanarak, 6 bin 783 puandan kapandı.
İMKB - 30 ayrımı da nereden çıktı diyenler olabilir. Bu borsada, son haftalarda iyice belirginleşen önemli bir ayrım haline geldi. Aslında yılbaşından bu yana borsanın değil de, İMKB-30'u oluşturan şirket hisselerinin yükseldiğini söylersek, abartmış olmayız.
Çünkü, ciddi anlamda kurumsal fonlar olmamakla birlikte yabancılar işlemlerini bu gruptaki hisseler üzerinde oluşturuyor.
Kredili işlem yapan büyük spekülatörlerin tercihi de bu hisseler. Dahası müşterilerine kredi kullandıran, banka ve aracı kurumların büyük bir bölümü de, İMKB -30 endeksinde yeralan hisselere kredi vermeyi tercih ettikleri konuşuluyor.
Dolayısıyla işlemler bu hisseler üzerinde gerçekleşince, İMKB'nin iniş ve çıkışları da bunlarla sınırlı kalabiliyor. Diğerlerine de bir gün sıra gelecektir. Fakat bunun için Ankara'da işlerin yoluna girmesi gerekiyor.
Hükümet hemen kurulursa, tüm hisseler toptan yükselişe geçebilir ve faizler de yüzde 80'lere inebilir. Tersini düşünmek istemiyorum.
Paylaş