Paylaş
Piyasalarda bu hafta, yeni bir beklenti dönemine giriliyor. Bir süredir konuşulan ve hatta yatırımcıların da beklentisini satın aldığı IMF görüşmeleri bu hafta başlıyor.
Bu görüşmelerin bir aydan fazla sürmesi bekleniyor. Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Merkez Bankası bürokratları, IMF ile stand-by görüşmelerinin 15 Aralık'ta tamamlanacağını açıkladılar. IMF yönetiminin ajandasında, mutlaka stand-by yapılacağına ilişkin kayıt bulunmuyor. Ancak bizim bürokratlar, yaklaşık bir buçuk ay sürmesi beklenen görüşmelerin sonunda anlaşmaya varılacağını da ilan ettiler.
Piyasalarda, yılbaşına kadar olan iki aylık dönemde, bu görüşmelerle ilgili açıklamalar veya kamuoyuna sızacak gelişmeler zaman zaman belirleyici hale gelebilir.
Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yarısı tatil olan geçen hafta piyasalarda, son dönemin en hareketli günler yaşandı. Faizler yüzde 80 düzeyindeki düşük seyrini korudu. Hafta içinde birara yüzde 83'ün üzerine çıkan bono oranları, kapanışta tekrar yüzde 81 düzeyine geriledi. Faizlerin düşük seyri, borsayı rekorlara taşıdı.
Piyasalarda, bono faizlerinin yüzde 80'e, borsanın da 6 bin 500 puanın üzerindeki tarihi zirvesine taşınması, sadece IMF'nin temaslarına ilişkin beklentilere bağlanamaz. Bu iyimser tabloda, özelleştirmeye ilişkin umutlar, yabancıların tekrar alıma geçmeleri ve Merkez Bankası'nın interbankta kotasyonları düşüreceği yönündeki beklentiler de etkili oldu. Piyasalarda, bu haftadan itibaren başlayacak IMF'li günlerde iyimserliğin süreceği söylenebilir. Bu iyimserlik atmosferinde, borsanın 7000 zirvesiyle tanışacağını tahmin edenler de var. Faizlerdeki düşüşün devam etmesi ve yüzde 70'leri görmesi halinde, İMKB'nin 7000'e ulaşmakta zorlanmayacağı konuşuluyor.
Peki bono faizleri, yüzde 70'e iner mi?
Bu soruya Türkiye'de de faaliyet gösteren yabancı bir bankanın genel müdürünün verdiği cevap şöyle:
‘‘Faizlerin yüzde 70'e hatta yüzde 60'a da düşmesi mümkün. Bu hükümetin 2000 yılında öngördüğü yüzde 25'lik enflasyon hedefine insanların inanıp inanmamasıyla yakından ilgili bir durum. Eğer 2000 sonunda yüzde 25'lik enflasyonun gerçekleşeceğine inanç artarsa, bono faizleri hızla aşağıya gelebilir. Bonoda bileşik faizler geçen hafta sonu itibariyle yüzde 81 düzeyindeydi. Tüketici fiyatlarıyla enflasyonun yüzde 64 civarında olduğu dikkate alınırsa, faizdeki reel getiri yüzde 20'nin altına indiğini söylemek mümkün. Fakat burada esas olan 2000 sonundaki yüzde 25'lik enflasyon hedefi ile bugün bir yıl sonrası için yüzde 80 faizle alınan bono hesabı önemlidir. Yüzde 25 enflasyona göre, 55 puanlık kazanç hiç de küçümsenecek bir oran değil. Bu yüzden yüzde 25'lik inanç ve şüphesiz, bunun ardından gelecek icraat çok önemli.’’
Halka arzlar başlıyor
ASYA krizi, Rusya krizi, genel seçimlerin ardından, bir de deprem felaketi nedeniyle uzun süredir yapılamayan halka arzlar yeniden başlıyor. Bu yolda, ilk adımı GSD Holding yöneticileri atıyor. GSD Holding, önümüzdeki günlerde bu yılın ilk halka arzını gerçekleştireceğini açıkladı. Fakat GSD Holding yöneticileri, bu satış için piyasaya oldukça temkinli çıkıyorlar. Kamuoyunda ‘satılamadı’ damgası yememek için, artırılan sermayenin sadece yüzde 5.8'i olan 250 milyon adet hisseyi halka arz edecekler. Ve toplam iki trilyon liralık hisse satışını garantilemek için 8 aracı kurumun yeraldığı bir konsorsiyumla piyasaya çıkıyorlar. Mevcut piyasa koşullarında yapılabilecek en akılcı girişim bu olmalı. Yeterince yatırımcı bulunamaması halinde, konsorsiyum üyeleri, GSD Holding hisselerini kendi portföylerine de koyup değerlendirebilirler. Halka arz için, Aksu Enerji, Ersu Meyva Suları, Ege Finansal Kiralama gibi şirketlerin de halka açılmak için hazırlık yaptıkları biliniyor.
Paylaş