Paylaş
Piyasalarda yeni beklentiler için bugünlerde zemin oluşturulmaya çalışılıyor. Yeni dönem için hükümetin ortaya koyacağı icraat bekleniyor. Hükümetin hayata geçirmesi beklenen reformların derinliği piyasaların yönünde belirleyici olacak.
Yılın ilk beş ayını geçici bütçe ile geçiren hükümet, en azından yılın ikinci yarısında, kalıcı bir bütçe için şimdiden kolları sıvamış durumda. Bankacılık yasası için de yarın, komisyonda görüşmeler başlıyor. Ayrıca yarın hükümet de, Meclis'te yapılacak güven oylamasından sonra fiili olarak icraatına başlayacak.
Hükümetin icraatlar öncesinde piyasalarda dün durgunluk hakimdi. Geçen haftanın son gününde hükümet programı ve IMF heyetinin yaklaşan ziyareti ile heyecanlanan ve 400 puana yakın bir sıçrama yapan borsa, dün 68 puanlık kayıpla, 5 bin 298 puana geriledi. Borsada önümüzdeki günlerde de al-sat işlemleri ağırlık kazanabilir.
FAİZLERİN SEYRİ
Faiz cephesinde ise dün borsaya göre biraz daha iyimser bir trend gözlendi.
Geçen hafta bankacılık sektöründe estirilen 11 Haziran korkusunun da etkisiyle, yüzde 100'ün üzerine çıkan bono oranları, dün tekrar yüzde 100'ün altına indi. Bono oranları çeşitli vadelerde, 4-5 puan birden düşüşle yüzde 98'e geriledi. Piyasanın kapanışında yaşanan küçük düzeltme hareketine rağmen oranlar, yüzde 100'ün altındaki seyrini korudu.
Oranların bir süre daha yüzde 95-100 bandında seyretmesi bekleniyor. Hükümet programı çerçevesinde atılacak adımlar ve özellikle IMF ile yapılacak bir anlaşmanın içeriği faizlerin önümüzdeki dönemde izleyeceği seyirde belirleyici olacak.
IMF ile yapılacak anlaşma konusunda ise farklı görüşler var. Özellikle hükümet cephesinden bizzat Başbakan Ecevit, son günlerde kötü gidişata dur diyebilmek için ekonomiyi canlandırma zorunluluğundan sözetmeye başladı.
Bir taraftan enflasyonu çok daha aşağılara indirme planı yapan hükümetin, bununla birlikte ekonomiyi nasıl canlandıracağı merak konusu.
Hükümetin ekonomideki canlılığı tercih etmesini kaçınılmaz görenler çoğunlukta. Böyle bir durumda ise enflasyonun bir süre daha yüksek seyretmesi zorunlu olacaktır.
Bu yaklaşım ülke içinde makul bulunabilir. Fakat IMF ile anlaşma işin içine girince, durum farklılık kazanıyor. O zaman düşük enflasyon, yani durgunluk isteyen IMF ile nasıl bir anlaşma yapılacağı sorusu akla geliyor. Bu koşullarda IMF ile istenen parasal desteğin sağlandığı sıkı bir anlaşma yapılamayabilir. Küçük çaplı bir anlaşma da işe yarar.
Paylaş