Paylaş
Piyasalarda Yılmaz hükümetinin düşürülmesine kesin gözle bakıldığı için hesaplar, yeni kurulacak hükümet üzerine yapılıyor.
Geçen hafta piyasalardaki gelişmelere bakıldığında sanki hükümet krizi, siyasi belirsizlik ortadan kalkmış, herşey normale dönmüş gibi bir izlenime kapılabilirsiniz. Keza geçen hafta hükümetin düşürülmesi yolunda verilen gensoru ile ilk adımlar atılırken, faizler inişe geçti, borsada ise tam yüzde 10.3 oranında prim gerçekleşti.
Özellikle haftanın ikinci yarısında, CHP Lideri Deniz Baykal ve muhalefet liderlerinin hükümet aleyhine verdiği gensoruların birleştirilerek Meclis'te görüşüldüğü sıralarda, borsanın yükselişe geçmesi dikkat çekiciydi. Perşembe günü yapılan gensoru oylamasını desteklercesine yükselen borsa, cuma günü de çıkışını artarak sürdürdü. Hükümetin düşüşünü kesinleştirecek bu gelişmelere karşın borsa hafta sonunda yüzde 4 oranında yükseldi. Bono oranları da yüzde 150'den yüzde 148'e kadar geriledi. Söz konusu gelişmeler karşısında ‘‘bu ne biçim piyasa’’ diyenler çıkabilir.
Siyasi krize karşın özellikle haftanın ikinci yarısında piyasalarda esen olumlu rüzgarlar, mevcut hükümetin gidişinin kabul edildiğinin açık bir göstergesiydi. Keza Yılmaz Hükümeti'nin düşürüleceği yolundaki beklentileri önceki hafta itibariyle satan piyasalarda, borsa yüzde 17 gerilemiş, bono oranları da yüzde 150'ye fırlamıştı.
Bu yüzden piyasalarda hesaplar artık, gidişine kesin gözüyle bakılan hükümet üzerine değil, yerine gelecek yeni hükümet üzerine yapılıyor. Piyasalarda geçen hafta içinde üretilen hükümet senaryolarına bu hafta yenileri eklenecektir.
İDDİALI SENARYOLAR
Ankara'da konuşulan ve borsada da hafta sonunda yükselişe yolaçan senaryoya göre, Bülent Ecevit'in başbakanlığında ANAP, DYP ve DSP hükümetinin kurulmasına kesin gözle bakılıyormuş. Böyle bir oluşuma bazı tavizler karşılığında Fazilet Partisi de destek verebilirmiş. Bu anlaşmanın sağlanması halinde Nisan 1999'da yapılması kararlaştırılan seçimler de ertelenebilirmiş.
Geçen hafta Borsa kulislerine yansıyan diğer bir senaryoya göre de, Çankaya destekli bağımsız bir milletvekilinin başbakanlığında hükümet kurulmasıydı. Piyasalar böyle bir gelişmeyi de hükümetsiz kalmaktan daha iyi buluyorlar. Fakat böyle bir senaryonun Ordu desteği ile gerçekleşme olasalığına dikkat çekiliyor.
Yeni hükümet senaryoları sadece borsa çevrelerinde değil iş dünyasında da üretiliyor. Hatta iş dünyasında yeni hükümetin yanısıra başbakanın kim olacağı konusunda iddiaya bile girenler var.
Hafta sonunda büyük bir holdingin düzenledeği toplantıda, yeni hükümet ve başbakanı üzerinde bir iddiaya tanık oldum. Holding patronunun da katıldığı toplantıda, hükümet ortaklarından çok başbakanın ismi üzerinde iddiaya girildi.
İddiada ilginç olan, masada bulananların her birinin başbakanlık için farklı isim ortaya atmasıydı. Holding patronu ise haber olur korkusuyla başbakan adayını tüm ısrarlara karşın söylemedi.
Aslında holding toplantısında herkesin farklı bir görüş ortaya koyması, Ankara'dan fısıldanan yeni hükümet senaryoralarının da, şu aşamada tamamen birer varsayım olduğunu gösteriyor. Çarşamba günkü gensoru oylamasına kadar yeni hükümet senaryoları biraz daha netleşebilir. Belki olası başbakan adayının ismi ikiye veya üçe kadar iner ve kısa sürede yeni bir hükümet kurulma olasılığı güçlenir.
Meclis'ten güvenoyu alabilecek yeni bir hükümetin kurulması ise piyasaları ateşleyebilir. Böyle bir gelişme kısa süreli de olsa, faizlerde düşüşün yanısıra, borsada da yükselişi körükler.
Paylaş