Paylaş
Türk Lirası'ndaki faiz çılgınlığı dövize de sıçradı. Bono faizlerinin yıllık bileşik yüzde 150'lere dayanması nedeniyle bankalar, TL'nin yanısıra dövize de yıllık yüzde 32'lere ulaşan faizler vermeye başladı. Devalüasyonun, bono faizinin çok altında gerçekleşmesi nedeniyle yüzde 20 faizle döviz toplayan bir bankanın yıllık net kazancı yüzde 30'lara ulaşıyor.
Piyasalarda çılgın faiz günleri yaşanıyor. Türk Lirası piyasasında nakit sıkışıklığı yüzünden gecelik bono oranları yüzde 90'ların üzerine çıkarken, ülkedeki siyasi kaosun yanısıra global krizin de etkisi ile bono oranları da yıllık bileşik yüzde 150 sınırında seyrediyor. Cazip faizler sadece tasarruf sahiplerini değil, sanayicileri de üretim yapmak yerine, repo piyasasına çekmeye başladı. Bazı sanayiciler, faizlerin bu kadar cazip olduğu bir dönemde üretime para aktarmanın ‘‘enayilik’’ olduğunu itiraf ediyorlar.
Son dönemde yüksek faizlerin bütün cepheleri fethetmeye başladığı bilinen bir gerçek. Yabancıların çekilmesinden sonra üç beş spekülatörüyle başbaşa kalan borsanın da, aylık yüzde 10'ları aşan net faiz getirileri karşısında yeni müşteri bulamaması şaşırtıcı olmamalı.
YÜZDE 32 BİLE VAR
Piyasalarda son günlerde yaşanan bir başka çılgınlığa daha dikkat çekmek istiyorum. Türk Lirası'na verilen çılgın faizler, son haftalarda döviz faizlerini de uçurmaya başladı.
Geçen hafta sonu itibariyle, bankaların dolara verdikleri faiz oranları yıllık yüzde 20'lerin üzerindeydi. Büyük bankaların bazıları dolara yıllık yüzde 20-21 oranında faiz verirken, bu oran orta ve küçük ölçekli bankalarda yüzde 25'i buluyor.Piyasada dolara yıllık yüzde 30 faiz veren bankalardan da sözediliyor. Ancak biz bu oranı gazeteci olarak alamadık. Fakat bizi en çok müşteri olarak ulaştığımız özel bir banka yetkilisinin, 100 bin dolarımıza, tam yüzde 32 faiz önermesi şaşırttı.
YURTDIŞI HESAPLAR
Bankaların bazıları, yüksek döviz faizlerini Bahreyn, Malta ve Cayman Adaları gibi ülkelerde bulunan muhabir bankaları veya kendilerine ait bağımsız Off-shore bankalarında hesap açarak öneriyorlar.
Keza döviz hesaplarının yurtdışındaki bu tür bankalarda açılması halinde sağlanacak gelir vergiden muaf tutuluyor. Bu yüzden biraz daha yüksek oran önerebiliyorlar.
Bu faiz çılgınlığında bazı bankalar, Türk Lirasında kırık vadeli hesap açar gibi artık dövizde de 29 günlük veya 59 günlük gibi kısa vadeleri içeren yüksek faizli dolar hesapları açıyorlar. Dahası yine yurtdışı üzerinden 8-10 günlük döviz reposu bile önerenler var.
‘‘Döviz gelsin de nasıl gelirse gelsin’’ diyen bankalar, bunun için her türlü kapıyı açık tutuyorlar.
ÇILGINLIĞIN NEDENLERİ
Peki son günlerde döviz faizleri neden çıldırdı?
Bankacılar, bu oranlar için hemen Hazine'yi örnek gösterdiler.
Evet Hazine, en son geçen hafta Avrupa'da, 200 milyon Euromarklık borcu, libor artı 9.1 faizle toplayabildi. Londra para piyasasındaki faiz oranı olan libor'un geçen hafta yüzde 5.5 düzeyinde olduğu dikkate alınırsa, Hazine'nin döviz bazında yıllık yüzde 15-16 oranında faizle borçlandığı ortaya çıkar.
Uzmanlar, Hazine'nin yüzde 16 faizle döviz bulabildiği bir dönemde bankaların dolara yüzde 20 faiz vermesinin de normal karşılanması gerektiğini belirtiyorlar.
Fakat pek çok bankacı, yüzde 25, hatta yüzde 30'u aşan dolar faizlerini, biraz abartılı dahası çılgınca buluyorlar.
TL'DEN DÜŞÜK GELİR
Dolardaki çılgın oranlara rağmen getirinin hâlâ Türk Lirası getirisinin altında kaldığına dikkat çekiliyor. Bir bankacının yaptığı hesabı size aktarmak istiyorum.
Bankacının değerlendirmesi şöyle:
‘‘Piyasanın en likid kağıdı olan 6 Ekim 1999 tarihli bononun geçen hafta sonu itibariyle yıllık faizi yüzde 142'ydi. Gelecek yıl devalüasyon oranı yüzde 60 olarak alınırsa, yüzde 20'lik dolar faizi ile birlikte dövizin yıllık getirisi yüzde 92 civarında olur. Bu getiriyi, vade bitimi tam 1999 sonu olmamakla birlikte, 6 Ekim 1999 vadeli bononun getirisi ile kıyasladığımızda, bononun yani Türk Lirası'nın, yüzde 26'lık net getirisi görülür. Doların yıllık faizi yüzde 25 olarak hesaplandığında ise yıllık getiride çok küçük çapta bir artış olabiliyor. Fakat toplanan bu dövizin bozdurulup, TL.'de değerlendirilmesi daha kârlı bulunuyor. Böyle bir yaklaşım oldukça riskli sayılabilir. Bu hesaptan hareketle bugün dolar toplayıp, cazip faizli bonoya yatıran bankalar var. Bazı bankalar da, yüzde 150 sınırındaki TL. faizlerinden yararlanmak için dövizde pozisyon açmaya başladı.’’
BAŞKA NEDENLER
Döviz faizlerindeki yükselme için başka nedenler de var. Bunların başında, yıl sonu nedeniyle açık pozisyon kapatma telaşına düşenlerin kaynak arayışı gösterilebilir. Sendikasyon ihtiyacı bir diğer neden.
Özellikle bazı küçük bankalar sendikasyonlarını yurtdışından yenileyerek karşılamakta zorlandığı biliniyor. Bu gruptaki bankaların, pahalı da olsa piyasadan dolar toplamaları da faizleri yükseltiyor.
Bankalar neden dolar topluyor?
Banka bugün yüzde 20 faizle topladığı bin doları yine bugünkü kurlarla TL'ye çevirdiğinde 308 milyon lirası oluyor.
308 milyon lirayı 6 Ekim 1999 tarihli bononun bileşik faizi ile değerlendirdiğinde bu para, 754 milyon liraya yükseliyor. Banka bu süre içinde 493 milyon lira kazanmış oluyor.
6 Ekim 1999'a kadar geçen sürede doların artışı yüzde 60 olarak hesaplandığında, bir doların TL karşılığı 493 bin liraya çıkıyor. Bu durumda banka 754 milyon liraya 1.529 dolar alabiliyor.
Bin doları yüzde 20 faizle toplayan banka, 200 dolar faizi ile birlikte tasarruf sahibine 1.200 dolar ödüyor. Böylece bankanın kazancı 329 dolar, yanı yüzde 32.9 olarak gerçekleşiyor.
Bankanın döviz ve TL mevduatı için resmi karşılıklarının maliyeti de düşüldüğünde, bankanın yıllık yüzde 20 ile topladığı dövizden yaklaşık bir yıl sonundaki net kârı yüzde 26 civarında gerçekleşiyor.
Paylaş