Paylaş
Geçen hafta piyasalarda kökü daha çok dışarıda olan büyük şoklar yaşandı. Dünya borsaları, geçen hafta Çin ve Rusya'daki devalüasyon söylentilerinin çekim alanındaydı.
En büyük sarsıntı da, para sihirbazı George Soros'un karıştırdığı Rusya Borsası'nın çöküşüyle hissedildi. Moskova'daki çöküş İMKB'yi de derinden etkiledi. İMKB geçen hafta, tam 590 puan düşerek, 3 bin 351 puana geriledi. Hisse senetleri yaklaşık yüzde 15 oranında değer yitirdi.
İstanbul Borsası'ndaki hızlı çöküşün en belirgin nedeni, Asya ve Rusya'daki gelişmelere endeksli yabancı satışları olarak gösterilebilir. Yabancılar gelişmekte olan borsalar arasında Moskova ile İMKB'yi aynı kefeye koyuyorlar.
Moskova Borsası'nda satış kararı alan yabancı, bu kararını İMKB'de aynen uyguluyor. Yani Moskova Borsası'ndaki satış emri, İMKB'de de aynen uygulanıyor. Yabancıların, bir süredir İMKB'de net satışta olduğu bilindiğine göre, bu sürpriz bir gelişme sayılmaz.
Geçen hafta İMKB'deki çöküşün temelinde bizim yatırımcıların, daha doğrusu büyük oyuncuların satışları yatıyor.
SPEKÜLATÖR DE PES ETTİ
Bizim borsayı, Çin'den New York'a kadar dünyada patlak veren bütün krizlere karşın, uzun süre 4 binli endekslerin üzerinde, 8-10 büyük spekülatör ve bunlara takılan orta büyüklükteki birkaç oyuncu taşıdı.
İki hafta öncesine kadar da bunu başarıyla yürüttüler. Birkaç aydır yerli yabancılardan gelen büyük satışları karşıladılar. Bunu yaparken krediye yüklenmekten de çekinmediler.
Çünkü İMKB'nin yükseleceğine inandırmışlardı kendilerini. Öyleki, endeksin birkaç ay gibi çok kısa süre içinde 5 bini bile aşacağından sözediyoralrdı. Aslında aşırı görülen bu iyimserliğin gerekçeleri de vardı.
Hükümet, haziran sonunda IMF ile anlaşma imzalarken, yıl sonu itibariyle Taner'in de ısrarla yüzde 50'ye düşürmekten sözettiği enflasyon gerçekten inişteydi. Dahası piyasalar da buna inanmaya başlamıştı.
Faizler de düşüyordu. Temmuz ayında gecelik oranlar, yüzde 40'a, hatta yüzde 39'a kadar geriledi. Fakat hafta sonu itibariyle, piyasalardaki bu iyimserlikten söz etmek zordu.
Gecelik oranlar, tekrar yüzde 70-80 bandına sıçradı. Yüzde 70'lere gerileyen bono oranları, yüzde 100'ün üzerine çıktı. Bankalar da, bir ay önce hızla düşürdükleri mevduat faizlerini artırmaya başladılar.
Piyasalarda seçim ekonomisi uygulanacağı yolunda endişeler artarken, geçen hafta IMF, varılan anlaşmaya tam uyulmadığını belirterek, memura ek zammın enflasyonu tırmandırabileceği yolunda hükümeti ciddi olarak uyardı.
Sonuçta, suni olmasına karşın piyasalarda yaratılan iyimser hava yavaş yavaş kaybolmaya başladı.
İçerde iyimserlik bulutları kararırken, dışarıda Çin'den başlayıp, hemen ardından Rusya'dan büyük darbe gelince, İMKB'nin büyükleri gafil avlandı. Her birinin portföyü, bire üç kredili hisseyle doluydu. Şok düşüş nedeniyle, borçlu oldukları bankaların da baskısıyla kredili portföylerini zararına satmak zorunda kaldılar. Üç-dört büyük yatırımcının her birinin zararının, 5 trilyon lirayı aştığı konuşuluyor.
Büyüklerden biri, geçen haftaki çöküş için, ‘‘çığ geldi, biz de altında kaldık’’ diyordu.
Şimdi onlar daha güvenli limanlar arıyorlar..
Paylaş