Paylaş
Hükümet ortakları, seçim tartışmalarına hafta sonunda yaptıkları zirvede son noktayı koydu. Koalisyon ortakları, tatile girmeden önce, 25 Nisan 1999'da iki seçimin birarada yapılmasını öngören bir kararın Meclis'ten çıkarılması konusunda anlaştılar.
Aslında hükümet ortaklarının bu anlaşması, daha önce Başbakan Mesut Yılmaz ile CHP Lideri Deniz Baykal arasındaki protokolün, hükümetin iki küçük ortağı DSP ve DTP tarafından da onaylanmasından başka bir şey değil.
Keza Cindoruk'un memura zam krizinin hemen sonra başlattığı, ardından DSP Lideri Ecevit'in de katıldığı seçim kararının biran önce alınması yolundaki tartışmalardan önce de, Yılmaz -Baykal arasındaki protokoldeki seçim tarihi zaten Nisan 1999'du.
Belki Cindoruk da, önce memur zammında sağladığı başarı (!), ardından erken seçim kararının alınmasına imza atarak daha rahat bir yaz tatili geçirmeyi hakettiğini düşünüyor olabilir.
Fakat hükümet ortaklarının temmuz başından bu yana memur zammı ve erken seçim tartışmaları üzerinde sürdürdükleri kriz tartışmaları, piyasalara zarar verdi.
Piyasalarda birara IMF ile varılan anlaşma, enflasyondaki düşüş, faizlerin gerilemesi ve bu olumlu gelişmelerin ardından uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notunu yükselteceğine dair beklentiler oluşmuştu.
IMF ile yapılan anlaşma, ardından enflasyondaki düşüş ile birlikte piyasalarda ay başında yakalanan olumlu havanın yerini, hükümet ortakları arasında birara karşılıklı restleşmeye kadar varan tartışmalar nedeniyle birden puslu bir tabaka alıverdi. Keza hükümet ortaklarının kasım ayında seçim talepleri dahil, peş peşe verdikleri farklı demeçler sayesinde siyasi belirsizlik ülke gündemine oturuverdi.
BELİRSİZLİĞİN ETKİLERİ
Belirsizlik, nelere yolaçtı dersiniz?
Yüzde 70'e kadar inen bono oranları tekrar yükselişe geçti. Hazine, bono ihalelerinde biraz daha yüksek faizle borçlanmak zorunda kaldı. Bono oranları ikinci elde geçen hafta çeşitli vadelerde tekrar yüzde 80 sınırına dayandı.
Bu ay başında birara yüzde 41'e kadar gerileyen gecelik oranlar yüzde 80'e fırladı. Geçen hafta, piyasalarda yaşanan TL. sıkışıklığının da etkisiyle, gecelik faiz oranı yüzde 80'in de üzerine çıktı. Ay başında birara yüzde 39'a kadar gerileyen gecelik repo oranları da, tekrar yüzde 70'li oranlara yükseldi.
Siyasi çekişmeler yüzünden piyasalarda hakim olan belirsizlikten en büyük yarayı borsa aldı. Borsa yatırımcısı geçen haftayı da yüzde 5.4 oranında zararla kapattı.
Şimdi liderlerin seçim tartışmalarını bitirmelerinin ardından piyasaların önü, açılmışa benziyor. Son gelişmelerin ardından piyasalarda, özellikle İMKB'de, hazirandan temmuza ve neredeyse ağustosa ertelenen bir çıkış bu kez başlayabilir.
Şirketler altı aylık bilançolarını da açıklamaya başladı. Bilançolara ilişkin beklentiler de ertelenen bu çıkışı destekleyebilir. Umarız Meclis tatile girmeden siyasiler yeni bir kriz çıkarmaz...
Paylaş