Paylaş
Seçimlerden önceydi. Finans sektörünün öncülerinden büyük bir bankanın Genel müdürü ile sohbet ediyoruz. Genel Müdür'ün anlattıklarında, iş dünyasının, bankacıların, nasıl bir hükümet beklediği yolunda mesajlar var.
O günlerde de iktidarda, bugün istifa etmiş olan Bülent Ecevit Başbakanlığı'ndaki DSP azınlık hükümeti var.
Genel Müdür, bir iş için gittikleri Ankara'da karşılaştıklarını aktarıyor. Başkent'e gitmeden önce de, Başbakan Bülent Ecevit ve mevcut hükümetin iki bakanından aynı gün içinde üç ayrı randevu istiyor ve alıyor. Randevular, sabah 10.00, 11.00 ve 12.00 şeklinde ayarlanmış durumda.
Bundan sonrasını Genel Müdür'den dinleyelim:
‘‘Teorik olarak görüşmelerimizi, sabah 10'da başlayacak ve her şey yolunda giderse, en geç 13'te bitecek şekilde planladık. Fakat Ankara'da, özellikle siyasilerle olan görüşmelerin seyrinde oldukça tecrübeliyiz. Bu yüzden randevuların, hepsini bırakın öğleye kadar bitirmeyi, aynı gün içinde gerçekleştirmek gibi bir hayale de kapılmadık. Muhtemelen ilk randevumuzla yetinmek zorunda kalacağımız düşüncesiyle, sabah 10'daki görüşmeye gittik.’’
‘‘Saat 10.00. Sekreter bizi bakanın kapısından içeriye aldı. Yarım saatten biraz fazla görüşüp çıktık.’’
‘‘Saat 11.00 ikinci randevu yerimize gittik. Bakan bizi bekliyordu. İçeri girdik, bir süre görüştük ve 12.00'ye doğru da Başbakan Bülent Ecevit ile görüşmek üzere Konut'a hareket ettik.’’
‘‘İlk iki görüşmemizi, inanılmaz bir şekilde, verilen saatlerde gerçekleştirdik. Bunlar büyük bir tesadüf olmalıydı. Hükümet katında herşey bu kadar, düzenli, iyi işliyor olamazdı.’’
‘‘Başbakan Ecevit ile, bize verilen saatte, 12.00'de görüşmek için konuta çıktığımızda, yine hiç bekletilmeden içeriye alındık. Şaşırtıcı ama gerçek. Ankara'da siyasilerle dakikası dakikasına, öğleye kadar üç ayrı görüşme gerçekleştirdik.’’
Kendilerinin hükümet temsilcileri ile yıllardır, bu tür diyaloglara hasret kaldığını gizlemeyen Genel Müdür, bu anlattıklarıyla aslında, nasıl bir hükümet beklediklerinin de altını çiziyordu.
Seçim öncesi bir hükümetin bu kadar dakik işleyişine yakından tanık olan Genel Müdür ile geçtiğimiz günlerde tekrar biraraya geldik.
Sandıktan seçim öncesinde kendilerini şaşırtan siyasi partinin sağladığı başarıya sevinen bankacı, yine iş yapan, çalışan, verdiği sözü tutan ve tüm bunlarla, ülke insanlarına, dünyaya güven veren bir hükümet istiyordu.
Peki, sandıktan çıkan tabloyla, böyle bir hükümet kurulabilir mi? Genel Müdür, hemen evet diyemiyor, fakat umutsuz da değil. Bunu önümüzdeki günlerde hep birlikte günlerde göreceğiz.
Herşey istikrarda düğümleniyor. Eğer istikrarlı bir hükümet kurulursa, piyasaların önü iyice açılacaktır. Yatırımcıların seçim sonrasında istikrar beklentisini satın almaya başlaması ile İMKB yeni zirveye fırladı. Aynı beklentiyle faizler yüzde 90 seviyesine geriledi.
Hükümetin kolay kurulabileceği inancı içerde oldukça güçlü. Geçen hafta yabancı yatırımcı cephesinde de, istikrar beklentisi artmış olmalı ki, borsa ve bonodan çıkan dolarlar, tekrar geri dönmeye başladı.
Aslında reformları yapacak, ayakları yere basan istikrarlı bir hükümet sadece bankacıların değil, herkesin isteği. Umarız, beklentiler boşa çıkmaz.
Paylaş