Paylaş
Swissotel’de Nilüfer’in sahne aldığı kutlamaya Vakıf Okulları’nın tüm öğretmen kadrosu ve idarecileri katıldı. Gecenin ev sahipliğini ise Yönetim Kurulu Başkanı Sunullah Salırlı ve Genel Müdür Sevinç Atabay yaptı. Atabay, konuşmasında büyüklüğün sadece fiziki bur durum olmadığını, yetiştirilen öğrenciler ve hizmetlerle büyüklük algısının oluştuğunu ve bu algının oluşmasında en büyük emeğin öğretmenlere ait olduğunu söyledi. Sunullah Salırlı da, öğretmenlerin rol-model oluşuyla gençlerin yaşamlarına etki ettiğini ifade etti. Gecede okulda 10, 20, 25, 30 ve 35. yılını dolduran öğretmen ve personele hizmet plaketi verildi. Öğretmenlerin hep bir ağızdan coşku dolu bir şekilde 10. Yıl Marşı ve Kolej Marşı’nı söylemesi ise görülmeye değerdi. Gecenin finalini ise Nilüfer yaptı. Şarkılarıyla keyifli bir gece yaşatan Nilüfer, “Benim de çocuğum TED Koleji öğrencisi ama Ankara Koleji’nin yeri farklı” sözleriyle kolejlileri mest etti.
İlk mağaza Ankara‘ya
İtalya’nın lüks kadın giyim markası Fabiana Filippi, Türkiye’deki ilk mağazasını Armada Alışveriş Merkezi’nde açtı. Elçin-Eşref Işık çifti tarafından moda takipçileriyle buluşturulan Fabiana Filippi’nin açılış davetine, İtalya’dan gelen marka sahibi Mario Filippi Cocetta da katıldı. Cocetta, Türkiye’deki ilk mağaza için Ankara’yı seçmelerinin sebebinin tasarımlarının Başkentli kadınların moda anlayışlarıyla uyumlu olması olduğunu söyledi. Mağazada müşterilerine rahat servis yapılabilecek bir ortam yarattıklarını söyleyen Coccetta, küçük dekorasyon detaylarıyla ev atmosferini yakalamaya çalıştıklarını belirtti. Başkent’in moda tutkunlarının bir araya geldiği organizasyonda konuklar yeni sezon ürünlerini inceleyerek alışveriş yapma fırsatı buldu.
İşgal edilesi binalar
Kadıköy’de 25 yıldır bir çöp yığını olarak duran terk edilmiş bir bina, bir grup genç tarafından temizlendi, düzenlendi, boyandı ve mahalle halkının hizmetine sunuldu. Satın alma, kiralama gibi bir durum söz konusu olmadığından bu eylem “İşgal” olarak tanımlanıyor ve yurtdışında özellikle Avrupa’da pek çok örneği var. İşgal edilen binalar, böylece tinercilerin yada evsizlerin mekanı olup, mahalleye korku veren yerler olmaktan çıkıp keyifli vakit geçirilen yaşam merkezine dönüşüyor. Sanatçılar gelip duvarları boyuyor, müzik grupları klip çekiyor, hatta çocuk yuvası olarak bile kullanılıyor. Bu gençlerin herhangi bir ticari kaygısı yok. Herkes ihtiyaç fazlasını getiriyor, ihtiyacı olan da alıyor. Kadıköy’deki gençlerin amacı da mahalle kültürü oluşturmak ve ortak bir üretim alanı yaratmak. Böyle bir haberi okuduktan sonra insanın aklına ister istemez Ankara’da yıllarca atıl durumda kalmış binalar geliyor. Ne de güzel olurdu bu binaların hepsinin olmasa bile bir kısmının bu şekilde değerlendirilmesi.
Paylaş