Paylaş
Heyecanı, stresi ve kuşkusuz sürprizleri... İzmir olarak 18 yıl sonra heyecanını yaşadığımız Altay-Göztepe mücadelesi de dozunda seyreden sertliği, golleri ve son dakika çözülen düğümüyle kusursuz bir derbiydi bu oyunun tutkunları için.
İlk 11’leri öğrendiğimizde Göztepe adına dikkat çeken, Nestor El Maestro’nın ‘adaleti’ydi. Göztepe’nin yeni hocası, Başakşehir maçını çeviren 11’ini sahaya sürmüş, “Başarılı olan formayı alır” mesajını vermişti.
İlk düdükle birlikte rakip alanda baskıya giden Altay’da Mustafa Denizli’nin vermek istediği mesaj ise “Evin reisi benim”di! Bu mesaj, 21’de yerini bulabilirdi. Ancak Thaciano’nun kaçırdığı penaltı, o ana dek maçın hakimi görünen Altay’ı moral olarak çok etkiledi. Bu şok, 5 dakika sonra Soner’in penaltıdan Göztepe’yi üstünlüğe taşımasıyla ikiye katlandı. Göztepe takım düzenini koruyarak, ekstra işler yapmadan 1-0’ı bulmuş, Altay ise yaptığı baskının karşılığını alamadığı yetmez gibi geriye düşmüştü.
Gol, sanki derbinin ateşini de söndürdü. Göztepe orta alanı Obinha ile direniyor, Altay Pinares’in yokluğunu arıyor, tribünler sessiz sedasız bu gidişatı izliyordu.
İkinci yarı başında Maestro, bir sinyal daha verdi. İlk 45’in etkisiz elemanı Lourency, 1-0’lık üstünlüğe karşın kenara alındı. Altay’da ise ön alana ne katılacağı düşünülürken stoper değişikliği geldi. Mustafa Denizli, sarı kartlı Murat’ı kenara aldı, eksik kalma riskini azalttı.
İkinci yarının başında Altay başta Poko ve Zeki ile orta alanda baskı yapıyor, Cebrail sağda varını yoğunu ortaya koyuyor, Rodriques çırpınıyor, ancak Pinares’in eksikliğinde takım enerjisini üretkenliğe dönüştüremiyordu.
Bu bölümde Halil ve Ndiaye’nin önündeki boş alanlar, bu iki çabuk isme final pası atacak bir orta alan kalitesiyle birleşse, fark 2’ye çıkabilirdi. Ancak ne bu bölümde ne de 1-1’den sonra Soner’in bomboş pozisyonunda 2. golü bulamadı Göz-Göz.
Kader, derbi üzerine ağlarını örmüştü. Artık gözler Altay kulübesindeydi. Kulübede “Bu oyunu değiştirebilir” diye düşündüren tek isim, Türkiye’de bir 1.Lig efsanesi olan Marko Paixao’dan başkası değildi.
37’lik delikanlının 63’te oyuna girişi hem Altay’ı ateşledi hem de siyah-beyazlı ekibi Thaciano’yla birlikte 10 kişi oynamaktan kurtardı! Oyun Göztepe ceza alanına yıkıldı, gecenin yıldızlarından Cebrail’in asistinde Kappel’in şık dokunuşu skoru dengeledi.
Ama assolist henüz sahne almamıştı.
Marko Paşa, normal şartlar altında çok rahat ağları bulacağı iki fırsatı harcadıktan sonra, 90+3’te çıktı sahneye. TFF 1.Lig’de defalarca yaptığı gibi rakip kaleciyi çaresiz bırakan şandel vuruşu, İzmir derbisinin sonucunu belirlerken “Yaşlanan nüfus kağıdıdır, yetenek ölmez” diyordu.
Altay, son iki haftadaki iki yenilgi sonrası, hem de en önemli yıldızının yokluğuna karşın yelkenlerini ‘derbi özgüveni’ ile doldurdu. Marko dışında ‘çift ciğer’ Poko, Cebrail, Rodrigues ve Kappel gecenin en iyi yardımcı oyuncu ödüllü isimleri olarak öne çıktı.
Göztepe’de ise ne Başakşehir maçını değiştiren Tijanic, ne 45’te kenara alınan Lourency, ne de yerine giren Makana Baku ‘lezzetli’ işler yapabildi.
Sahi, Göztepe ne zaman “Budur” diyebileceğimiz bir yabancı transfer edecek?
Paylaş