Paylaş
Ama gel gör ki, böyle bir maç bile belli bölümlerinde gerilim filmini aratmıyor biz İzmirliler için.
Oysa maç başlangıcı, Altay’ın temposu umut verici. Özellikle de Cebrail’in sürüklediği sağ kanat akınları.. Önce Pinares golle burun buruna geliyor, o güzelim sol ayağını yok sayan bir vuruşla auta atıyor topu. Sonra Kappel bomboş pozisyonda topu tavana gönderiyor. Ardından bir düdük. Kısa bir bekleyiş, VAR kontrolü, hakem Erkan Özdamar’ın penaltı noktasını gösterişi.
Yalan yok. Bir İzmir takımı lehine böyle penaltıların çalınmasına pek alışık değiliz biz! Önce Cebrail’e yapılan müdahaleyi yakalayan, ardından Marco’nun kaçan ilk vuruşunu tekrarlatan VAR hakemi Ümit Öztürk dünkü maçın en kritik adamıydı bence...
Böyle maçlarda ikinci golü bulamadıkça, rakibin direncini kıramıyorsun. İkinci yarı da özellikle 75’e kadar gerilim filmi tadındaydı Altay için. Özellikle Tetteh’in, Mustafa’nın etkili olduğu Malatya atakları Alsancak’taki soğuğu daha da katlanılmaz hale getirdi.
Neyse ki ‘çift ciğer’ Poko direndi, günün iki genç kahramanı Cebrail ve Kazımcan direndi, ‘ahtapot adam’ Lis direndi, bu korku filmi ‘kabusa’ dönüşmeden bitti.
Bu bölümde oyun Altay yarı alanına yıkılmışken Serkan Özbalta’nın önde kaybolan üçlü Marco, Kappel ve Pinares’i değiştirmekte bu kadar geç kalması çok pahalıya patlayabilirdi.
Evet kazanan haklıdır... Evet 6 maçta alınan 3 galibiyet, 2 beraberlikle Serkan Özbalta adeta hayat verdi. Hocanın en uçta sırtı dönük oynayabilen, takımı çıkarabilen bir santrfor istediğini de görüyoruz. Ama Bamba’nın bu takımın 11’inde olmamasına, rotasyonda Deniz Kadah’ın, Marco’nun, Rayan’ın arkasına düşmesine anlam veremiyorum. En uçta olmasa bile Kappel’in yerine kanatta başlaması Altay’a güç katar diye düşünüyorum.
Sonuçta 3 puanın kötüsü yok. Altay üst üste ikinci iç saha galibiyetiyle “İnadım inat” mesajını verdi. Umuda sımsıkı tutunuyor siyah-beyazlı eller.
Keşke hiç bırakmasa.
Paylaş