Büyü bozuldu

Hasretle bekleyeceksin eve dönüşü. Günleri sayacak, açılışı yapacak, her maça umutla koşacaksın. Ama her defasında yeni bir yıkım yaşayacak, galibiyet hasretini bir türlü dindiremeyeceksin.

Haberin Devamı


Bir de ateş hattının sıcaklığını düşünün. Çok zordu Altay için. Ama dün Alsancak’ta simsiyah bir matemin bembeyaz bir umuda dönüşümünü izledik. Ya da “kara büyünün” bozuluşunu...
Oldum olası sevdim pes etmeyen insanları... Farklı şeyler deneyen, üreten, kadere baş kaldıranları. Serkan Özbalta da geldiğinden bu yana Altay’ı daha üretken bir hale getirmek için kafa yoruyor.
Mesela Thaciano’nun derin oyun kurucu rolüyle savunma önüne yerleştirilmesinin takımın atak başlangıçlarına net bir şekilde kalite kattığını görmüştük. Özbalta dünkü 11’iyle de bir mesaj vermişti hem kendi takımına hem de rakibe. Thaciano-Pinares-Rodrigues üçlüsünü bir arada kullanarak “Ben bu oyunun direksiyonunu alacağım ve ne olursa olsun kazanacağım” diyordu genç hoca.
Bu tercih ne mi getirdi? Son dönemin en üretken hücum performansını izledik Alsancak’ta. İki kez öne geçen, iki kez yakalanan, pes etmeden üçüncü golü bulan Altay, şüphesiz ki keyif verdi izleyenlere.
Ve cesaretin zaferi kazındı tabelaya.
Tabii ki her şey tozpembe değil. Her tercih bir vazgeçiş sonuçta. Altay zaten savunmada bireysel sıkıntısı olan bir ekip. Böyle bir kadronun forse etmek, kazanmak zorunda olduğu maçları oynaması, rakip için fırsatları da beraberinde getiriyor. İki gol atarken, iki de yüzde yüzlük fırsatı kaçırdı Gaziantep. Bu da Altay’ın şansıydı. Ya da futbol tanrılarının verdiği bir cesaret ödülü.
Altay kaybetmesi halinde ruhen düşeceği bir eşikte adeta yaşama tutundu.
Devamı gelecek mi? İşi hala çok zor ama şimdi umuda sarılma zamanı.

Yazarın Tüm Yazıları