Termal turizmi bölgenin kaderini değiştirecek

Orhangazi bölgesinin geçmişten bugüne kadar iki değeri, biri sanayisi ki çok güçlü sanayi kuruluşları olan bir kent, ikincisi ise tarımı.
Özellikle zeytin üretiminde ciddi ekonomik kazancı olan bir bölge Orhangazi.
Ancak, küçük coğrafyası nedeniyle tarımda,
İznik gölü koruma kanunu nedeniyle de sanayide belli bir doygunluğa ulaşmış olan Orhangazi’de, bu iki değere yeni değerler yeni kazanımlar da bir türlü eklenemedi.
Bunun genelde yerel nedenleri var. Örneğin, Orhangazi yeni değerler kazansın, değerini artırsın, yeni alternatifler üretsin diye geçmişte kafa patlatan yöneticileri olmadı bu şehrin.
Mevcudu koruyup, hatta küçük olsun benim olsun mantığı ile yürüyen bir anlayışla geldi Orhangazi bugünlere.
Oysa düşününce, kafa yorunca, çabalayınca ve zorlayınca ilçenin yeni değerleri de yavaş yavaş gün yüzüne çıkarılmaya başladı.
Özellikle Orhangazi’de hem belediye yönetimi hem de diğer tüm kurumları ve ilçe dinamiklerinin uyumlu çalışmalarının semeresini de son 4 yılda görmeye başladık.
Bu tespiti yaparken de eğri oturup doğru konuşmak da bizim sorumluluğumuz.

***

Şehrin yeni değerler kazanması da aslında kaçınılmaz bir durumdu.
Bugüne kadar yapılmayan bu mücadeleler, yeni yeni verilmeye başlayınca, şehir için yeni umutlar da ortaya çıkmaya başladı.
Neler çıktı mesela?
Orhangazi zeytin üretimi dışında yeni ürünlerle de bir merkez olmaya başladı.
Buna en güzel örnek, ovada yapılmaya başlanan sebzecilik, daha da önemlisi kivi üretimi.
Yine gıda sektörü olarak da turşu üretiminin son yıllarda artırılması ve markalaşmaya yönelik çalışmalar yeni değerler anlamına gelmeye başladı.

***

Yine bir başka önemli değerimiz ise termal kaplıca gerçeği.
Düşünsenize, Türkiye’de ulaşımın en zor olduğu bölgeler dahil, bir çok bölgede termal turizm varken, onu da bir kenara koyun, Bursa’da hatta hemen dibimizde Gemlik’te bu konuda tesisler bulunurken, Orhangazi’de Keramet Ilıca kaplıcalarının o 20 yıl öncesinden kalan görüntüsü, tam da küçük olsun benim olsun mantığındaki yönetim anlayışlarının bir ürünü olarak duruyordu.
Nitekim, bugünkü belediye başkanı Neşet Çağlayan, Termal Sağlık Turizmi konusunda somut adımlar atmak için büyük uğraşlar verdi.
Hem plan düzenlemeleri, hem de yeni yatırımcıların bu bölgeye yönelmesi için özel çabalar harcadı.
Nihayet zorlu sürecin ardından bu konuda da somut adımlar atıldı.
Çakırlı’daki termal turizm arsası özel sektöre satışı yapıldı.
Keramet Ilıca Tesisleri bölgesinde de yeni bir Termal Aqua park için çalışmalar başladı.
Eminim, bu çalışmalardan o hantal kafalar şikayetçidirler, hatta buraların birilerine peşkeş çekildiğinden bile dem vuruyorlardır.
Ama durum hiç de onların o ‘küçük olsun benim olsun’ anlayışı gibi değil.

***

Çünkü, bahsi geçen bölgeler Marmara Bölgesi’nin tam göbeğinde, milyonlarca nüfusun en fazla 1 saatlik mesafesinde, hepsinden önemlisi de doğal güzellikleri doyumsuz bir bölgede yer alıyor.
Dolayısıyla bu bölgelerde inşa edilecek olan yeni termal turizm alanları sayesinde bölge tek kelimeyle gelecekte ihya olacak, ekonomisine de büyük bir hareketlilik getirecek.
Kazanan da hem bölge halkı olacak.
Hem de Orhangazi olacak.
Şehri durağan halinde, rutinde tutma çabası yerine, risk alan, emek harcayan, mücadele eden kişiler tarafından yönetilince, ortaya da böylesine değerler çıkıyor.
Umuyoruz ki bu güzelliklere birileri köstek değil, destek olur da, böylece herkes kazanır.