Paylaş
Hem sonbahar dönemi, hem kış dönemi ciddi bir yağış kıtlığı ile geçti.
Bilim insanlarının tespiti, Türkiye’nin son 39 yılının en kurak sonbaharını geride bıraktık.
Kış dönemi telafi olur diye bekledik, ne yazık ki koca kış geride kalacak, 1kez o da kısa süreli bir kar yağışı gördük.
İklimlerin dengesinin tamamen bozulduğu son yıllarda bu durumdan en fazla olumsuz etkilenen bölgelerden birisi de İznik Gölü havzası ve dolayısıyla da Orhangazi ve İznik bölgesi oldu.
Öyle ki, İznik gölündeki su çekilmesi 25 metreyi buldu.
Aslında her yıl yaşanan bu orandaki çekilmenin bu yıl ki farkı, nisan mayıs ayları itibarı ile göl seviyesinin eski haline gelmesiydi.
Ancak bu kış dönemindeki yağışların yetersiz olmasından dolayı gölün eski seviyesine bu yaz döneminde gelmesinin de mümkün olmayacağı gözleniyor.
İznik gölündeki su çekilmeleri ile ilgili “Yetkilileri göreve çağırıyoruz” diye saçmalayanları bir kenara bırakırsak, gerçekten ne yapılması gerekiyor?
Gölü kurtarmak için nasıl bir yol haritası izlenmesi gerekiyor?
Ne gibi önlemler gerekiyor?
***
Şunu bilmekte yarar var, İznik Gölü’ndeki su seviyesinin düşmesinin en önemli etkeni yağışların yetersiz olması ile birlikte Azot Sanayi’nin aşırı su çekimi. Bilinçsiz tarımsal sulama da önemli etken olarak gözleniyor.
Bu tezi doğrulayan bir bilgi de önceki gün Ziraat Odası’nda yapılan bir toplantıda dile getirildi.
İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü çiftçilere, muhtarlara ve çiftçi temsilcilerine yönelik tarımsal sulama, bilinçli sulama gibi konularda bir konferans düzenledi.
Her ne kadar konferansa davetli oldukları halde Gölyaka ile Yeni Sölöz dışında hiçbir muhtarın katılmaması, çiftçi temsilcilerinin bir çoğunun olmaması, çiftçilerin olmaması dikkat çekse de, bu toplantıda önemli noktalara değinildi.
Örneğin, Keramet Sulama Birliği başkanı Cihan Şen, gölden çekilerek tarımsal sulama yapılması ile ilgili ilginç bilgiler sundu.
Verdiği bilgiler arasında en dikkat çekeni İznik Gölü’nün iki yakasında bulunan sulama sistemleri ile yapılan tarımsal sulamalar arasındaki farklar.
Bu konuya biraz açıklık getirecek olursak, bilindiği gibi Gölün Orhangazi’ye göre kuzey yakasında bulunan, Yeniköy, Üreğil, Çakırlı ve Keramet bölgelerinin tarımsal sulamaları bu bölgede yıllar önce yapılan ve açık sistem olan sulama kanalları vasıtası ile yapılıyor.
Sistem açık kanal olduğu için çiftçi genelde bu bölgedeki sulamayı salma sistemle yapıyor.
Bu da aşırı su tüketimine, çiftçinin bilinçsiz sulama yapmasına ve dolayısıyla da hem aşırı su tüketimine, hem toprağın fazla sulamadan dolayı zarar görmesine neden oluyor.
Bu durum gelecek için ciddi bir sorun ortaya çıkarabilir.
Gölün güney yakasında yapılan sulama projesi ise son dönemde yapıldığı için açık sistem değil, kapalı boru sistem olarak hayata geçirilmişti.
Bu bölgede yapılan tarımsal sulama ise daha kontrollü yapılıyor.
Çiftçiye kart veriliyor, kullacakları kadar miktar kartlara yükleniyor, dolayısıyla da vatandaş kendi cebi zarar görecek diye sulama konusunda çok daha dikkatli davranıyor.
Böylece bu bölgede daha bilinçli sulama yapılması ile birlikte israfın da önüne geçilmiş oluyor.
Bu noktada görev DSİ’ye düşüyor.
DSİ’nin bakanlık vasıtası ile gölün kuzey yakasında kalan sulama sistemini yenileyip burayı da kapalı sisteme dönüştürmesi gerekli.
Böylece tıpkı güney yakada olduğu gibi kuzey yakada da su israfı bitmiş olur, böylece İznik gölü su kaynağı daha fazla korunmuş olur.
Dolayısıyla siyasi irade bu noktada devreye girmeli.
Milletvekilleri, Bakanlık, DSİ bölge müdürlüğü ve diğer ilgili tüm kurumlar İznik gölünün kuze yakasında kalan sistemi acilen yenileyip kapalı sisteme dönüştürmek zorunda.
***
Göldeki bir diğer olumsuz etken ise eski ismi ile Azot Sanayi olan Gemlik Gübre’nin pompa bölgesinden çekip Gemlik sanayi bölgesine kadar götürdüğü su.
Gemlik Gübre, Azot Sanayi ismi ile devlet kurumu olduğu dönemlerde yani 1975’li yıllarda gölden Gemlike’e kadar kurulan kanallar vasıtası ile çekilmeye başlanan su, Azot Sanayi’nin özelleşip Gemlik Gübre ismi ile özel sektör eli ile işletmeye başlanmasından sonra da bu su kullanımı devam etti.
Bu konuda Büyükşehir yasası çıkmadan önce dönemin il genel meclis üyeleri ciddi mücadele vermişti.
Konu yargıya intikal etmiş yargı süreci yıllarca sürmüştü.
Doğrusunu isterseniz şu anda bu yargı süreci ile ilgili de Gemlik Gübre’nin İznik Gölü’nden ektiği su miktarı ile ilgili ne bir bilgi hiçbir kurumda yok.
Büyükşehir Belediyesi acil bir şekilde bu konuda bir şeyler yapmak zorunda.
Azot Sanayi’nin suyu kesilsin demiyoruz, ancak en azından bu su kullanımı ücretlendirilmelidir.
Eğer ücretlendirilirse o su kullanımı daha kontrollü bir hale getirilebilir.
***
Tüm bu veriler ışığında şu ayrıntıyı da söylemek gerek,
İznik gölünde tarımsal sulama ile harcanan su miktarı yıllık 100 milyon m3; ama buna karışık yüzeysel buharlaşma yolu ile kaybolan su miktarı ise 330 milyon m3.
Yani tarımsal sulamanın 3 katı, buharlaşma ile gerçekleşiyor.
O yüzden en büyük beklenti ve temennimiz iklim koşullarının bozulmaması, mevsimine göre gerekli yağışların olması.
Aksi halde göldeki bu tablo günden güne daha da kötüye gidebilir.
Paylaş