Paylaş
Erdoğan-Putin zirvesinin en dikkat çeken başlıklarından biri haline geldi. Öneriyi masaya Rusya Devlet Başkanı Putin getirdi. Yüksek ihtimal bu düşüncesini görüşme öncesi Esad ile de paylaşmıştır. Putin basın toplantısında da açık açık Adana Mutabakatı maddelerinin Türkiye’nin güney sınır bölgesiyle ilgili birçok endişesini giderici nitelikte olduğunu söyledi.
1998 yılında Türkiye ile Suriye’yi söz konusu mutabakata götüren süreçte tansiyon çok yüksekti; Türkiye, Suriye topraklarına girmeye hazırlanıyordu. Birazdan ayrıntılarına değineceğim mutabakatta Suriye’nin Türkiye’ye taahhütleri yer alıyor. Putin, “Türkiye bu mutabakatı işletmeli” derken, aslında Suriye’nin Türkiye’ye 1998 yılında verdiği sözleri bugün yeniden gündemine alıp uygulaması gerekiyor. Bunun için de Putin’in asıl Esad’a “Mutabakatın gereğini yerine getir” demesi lazım. Yüksek ihtimal Esad, Putin’in bu öneriyi yapacağını zaten biliyordu. Önce mutabakatı hatırlatacağım, sonra bu mutabakatın nasıl işleyebileceğini ele alacağım.
SURİYE SABRIMIZI TAŞIRIYOR!
Tarih 17 Eylül 1998.
Yer: Suriye sınırı Reyhanlı Hudut Karakolu.
Orgeneral Atilla Ateş (Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı): Apo denen eşkıyayı destekleyerek Türkiye’yi terör belasına bulaştırdılar. PKK destekçisi Suriye sabrımızı taşırmaya başladı. Türkiye beklediği karşılığı alamazsa her türlü tedbiri almaya hak kazanacaktır.
Sürecin en dikkat çeken konuşmasıydı. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı’nın bu açıklamalarının ardından Türkiye tepkisini ve “Adım atmazsan vururuz” ifadesini hemen her düzeyde söyledi. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Bu iş ciddidir. Türkiye çok ıstırap çekmiştir” dedi. Mısır araya girdi, 17 Ekim tarihinde Abdullah Öcalan Suriye’den ayrılmak zorunda kaldı. 19-20 Ekim tarihlerinde ise Türkiye ve Suriye yetkilileri Adana’da buluştu. Türk heyeti adına Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Uğur Ziyal, Suriye Heyeti adına Siyasi Güvenlik Başkanı Tümgeneral Adnan Badr Al Hassan tarafından Adana Mutabakatı imzalandı.
Metindeki Suriye’nin Türkiye’ye taahhütlerine gelince:
- Öcalan şu andan itibaren Suriye’de değildir. Kesinlikle Suriye’ye girmesine izin verilmeyecektir. PKK unsurlarının da Suriye’ye girmesine müsaade edilmeyecektir.
- PKK kampları şu andan itibaren faaliyette değildir, faaliyete geçmesine izin verilmeyecektir. Birçok PKK’lı tutuklanmış ve adalete sevk edilmiştir.
- Suriye, topraklarından kaynaklanan ve Türkiye’nin güvenlik ve istikrarını bozmaya yönelik hiçbir faaliyete karşılıklılık ilkesi çerçevesinde izin vermeyecektir. Suriye toprakları üzerinde PKK’nın silah, lojistik malzeme ve parasal destek teminine ve propaganda yapmasına müsaade etmeyecektir.
- Suriye, PKK’nın terörist bir örgüt olduğunu kabul etmiştir. Ülkesinde terör örgütleri meyanında PKK ve tüm yan kuruluşlarının faaliyetleri yasaklanmıştır.
- Suriye, PKK’nın eğitim ve barınma amaçlı kamp ve diğer kuruluş oluşturmasına ve ticari faaliyetlerine izin vermeyecektir. PKK mensuplarının üçüncü bir ülkeye geçişleri için ülkesini kullanmalarına müsaade etmeyecektir.
Teröre verdiği desteği bir devlet politikası haline getiren Hafız Esad rejimine bir anlamda bu metin dikte ettirilmişti. Suriye yönetimi Türkiye’nin istekleri doğrultusunda ciddi anlamda bir yükümlülüğün altına girmişti. Kontrolü için de mekanizmalar kurulmuştu. Üstelik tüm görüşmelerde Türkiye, “Sapma olursa olacaklardan sorumlu değiliz” mesajını da açık bir biçimde vermişti.
TAAHHÜTLERİNİ YERİNE GETİRME ZAMANI
Ankara bu mutabakatı yeniden gündeme getirmeyi planlıyor. O zaman babasının döneminde imzalanan bu mutabakatı Beşar Esad’ın uygulaması ve verilen sözleri yerine getirmesi gerekiyor. “Suriye PKK ve tüm yan kuruluşlarının faaliyetlerini yasaklamıştır” maddesi de hepinizin dikkatini çekmiştir. Yan kuruluş deyince PYD/YPG başta olmak üzere oluşturulan tüm farklı isimleri kapsadığının altı çizilecek.
Peki süreç nasıl işleyecek? Başta da dikkatinize sundum, belli ki Putin Şam rejimi ile konuyu görüştü. Türkiye şimdilik Suriye ile Rusya ve İran üzerinden mesajlaşıyor. Bir de istihbarat kurumlarının alt düzeyde teması var. Bu temas özellikle İdlib mutabakatında aynı masa etrafında gündeme geldi. Ruslar, “Sahada durum Suriye rejimi ile yapılacak görüşmelerle çözülür” ısrarını sürdürünce Suriye istihbaratı ile Türkiye istihbaratı görüştü. Alt düzeyde yapılan görüşme bu süreçte yeniden özel bir görevlendirme ile gündeme gelebilir. Adana Mutabakatı bir ülkenin diğerine taahhüdü. Mutabakat süresiz. Yeniden işlemesi için alt sevide de olsa diyalog kapısının açılması zorunlu görünüyor.
NOT: Süreci hatırlamak isteyenlere Faruk Bildirici’nin “Yemin Gecesi” kitabını öneririm.
Paylaş