Yeni dönem

Hem dış politikada, hem de iç politikada mecburiyetlerden, sorunlardan ve bazı konularda ilerleyememekten kaynaklanan yeni dönemin adımlarını görüyoruz. İçeride bir yanda reform çalışmaları, diğer yanda terörle mücadelenin tavizsiz yürütülmesi kararlılığı sürüyor. Bununla birlikte de resmi olarak 2023’te yapılacak görünen, ancak Ankara kulislerinde 2022’de de olabileceği konuşulan seçimlere hazırlık olarak ittifakları güçlendirme ve genişletme çabaları yaşanıyor.

Haberin Devamı

İTTİFAKLARI GENİŞLETMEK YA DA İTTİFAK DEĞİŞTİRMEK KOLAY MI?

Sonda söyleneceği başta söyleyelim, ilerleyen satırları okurken unutmayalım: “Siyasette 24 saat bile uzun bir zaman.” Yeni sistem getirilirken her ne kadar yola “Koalisyonlar devri kapanıyor” diye çıkılmış olsa da, yeni sistem “ittifak” adı altında bir anlamda koalisyonu dayattı. Üstelik koalisyonlarda, koalisyonlara katılan siyasi partiler hükümete ortak olarak, tüm sorumluluğu birlikte üstleniyorlardı. Bu sistemde ise sorumluluk ağırlıklı olarak hükümette olanın üzerinde. İttifaka katılan ama hükümet olmayan diğer parti ya da partilerin üzerinde hukuki bir sorumluluk bulunmuyor. Ancak taleplerini dile getirip, o taleplerin uygulanmasını isteyebiliyorlar. Bazen görüşmelerde, bazense kamuoyuna yapılan açıklamalarla beklentiler, politikalar ortaya konuluyor ve bir anlamda gereğinin yapılması isteniyor.

Haberin Devamı

Konunun diğer boyutu: Siyasi partilerin iktidarda yıpranmaları normal bir süreçtir. Buna oy kaybı, hedeflenen oy oranından uzaklaşma, atılması gereken güçlü adımlar için daha fazla destek bulma arayışı ya da karşı cephe ya da cepheleri zayıflatma arayış ve ihtiyacı eklendiğinde, ister istemez ittifakların başka partilerle güçlendirilmesi ve genişletilmesi arayışına giriliyor. Yaşamakta olduğumuz süreçte izlediğimiz gibi.

Siyasi partiler, iktidarların ittifakında, politikalarını uygulatmak, güçlenmek, isteklerini yerine getirtmek başta olmak üzere birçok sebeple yer almak isteyebilirler. Ya da iktidarın başını çektiği ittifakta yer alan partiler politikalardan memnuniyetsizliği dile getirip, karşı tarafa geçebilirler. Seçimin yapılacağı tarihi 2023 olarak görürsek, henüz önümüzde kesin bir yargıya varabilmek için uzun bir süre var. Bu süreçte birçok denge, ittifaklar açısından değişebilir. Burada unutulmaması gereken siyasi partilerin yönetimsel olarak alacakları bu kararlara, o partilerin seçmenlerinin, tabanlarının ne tepki vereceği... Kutuplaşmanın bu kadar arttığı ülkemizde, üstelik bu kutuplaşma tüm siyasi partilerin kullandıkları dil ve yürüttükleri politikayla körüklenirken, buna alışmış seçmen, bir ittifaktan diğerine geçen siyasi partisine uyum sağlayacak mı? Ya da siyasi partiler, olası bir ittifak değişikliğinde, kendisine destek verenlerin ne kadarını kaybedecek? Siyasi partiler kendi seçmenini kaybetmemeyi mi, yoksa ittifak değiştirerek güçlenmeyi mi tercih edecekler? Tüm bu soruların yanıtlarını zamanla hep birlikte göreceğiz. Unutmayalım, yeni sistemin siyasette yol açabileceği değişikliklere hepimiz ilk kez tanıklık ediyoruz.

Haberin Devamı

EN KRİTİK GRUP Z KUŞAĞI

Siyasetin, siyasetçinin iyi tanıdığı seçmeni ve tabanın yanı sıra, soru işaretleri ile dolu ve oy kullanmaya hazırlanan “Z kuşağı” var. Bu yüzden siyasi partiler harıl harıl Z kuşağını anlamaya çalışıyor. Allah kolaylık versin, işleri zor. Hele de arada bu kadar yaş ve bakış farkı varken. Edindiğim bilgiye göre bu konuda Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu da bir araştırmayı görüşmüş. Kamuoyuna henüz açıklanmayan bu araştırmada, “Z kuşağı apolitik” tanımlaması yapılmış. İşin uzmanı değilim ancak etrafımdaki Z kuşağına mensup gençlerden yola çıkarak, bu tespite katılmam mümkün değil. Diğer yandan bu kuşağın üzerinde çevre politikalarının ve hayvan haklarının etkili olduğu belirtilmiş. Z kuşağına ilişkin beş ayrı rapor hazırlanmasına karar verilmiş. Yine etrafımdaki Z kuşağına mensup gençlerden yola çıkarak şunu söyleyebilirim: Dünyayı umursamaz, sadece bilgisayar karşısında yaşayan, TikTok çeken, sosyal medyada boş boş vakit geçiren gençler olarak tanımlamak hem onlara büyük haksızlık hem de büyük yanılgı olur. Zekâları, mizah anlayışları çoğu zaman dudak uçuklatıyor. Hayvan haklarına, çevreye çok duyarlılar. Aynı zamanda teknolojiye çoğumuzdan daha hâkimler. Bilgiye çok rahat ulaşıyorlar. Başka ülkelerdeki örnekleri inceliyorlar. O yüzden kendileri, ülkeleri, özgürlükleri için daha iyisini istiyorlar. Hiç beklemediğiniz bir anda, hatta “Bu konuyu bilmez” dediğiniz bir anda, öyle bir yorum yapıyorlar ki, ister istemez bir an siyaha düşüyorsunuz. Siyaset onları anlamak istiyorsa mutlaka onları dinlemeli.

 

Yazarın Tüm Yazıları