Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri çok tartışıldı. Acaba Türk-Amerikan ilişkilerinde açıklanmayan yeni bir olumsuzluk mu yaşandı, yoksa BM Zirvesi sırasında Erdoğan-Biden görüşmesi olmadığı için mi bu sözler söylendi sorularına yanıt arandı. Hayır, ikisi de değil. Aslında Cumhurbaşkanı’nın sözlerinin nedeni birikim ve ABD yönetiminin Türkiye’nin talepleri karşısında hiçbir adım atmaması. Maddeler halinde sıralayacak olursak:
PYD/YPG ve FETÖ konusunda hiçbir adım atmıyorlar.
Aksine PYD/YPG’ye silah yardımına devam ediyorlar. Üstelik “DEAŞ’a karşı mücadeleyi yürüttüler. Onları yüzüstü bırakamayız. Şimdi de İran ve Rusya’ya karşı politikalarımızda önemliler” mesajı veriyorlar.
CAATSA yaptırımları ve F-35 konularında da ilerleme yok.
Oysa Türkiye haklılığı anlatmaya devam ediyor, ancak bir başkandan diğerine politikaları değişmiyor.
Türkiye üç başlığı ulusal güvenlik meselesi olarak görüyor.
Ankara Washington’a “Siz bizden bir şey talep ettiğinizde makul ölçüler içinde gerçekleştiriyoruz, ancak siz adım atmıyorsunuz” sitemini iletti.
Yeni bir S-400 alımı gündemde yok. Ankara şartlarda anlaşılırsa Patriot alımını konuşmaya da hazır.
Şimdi bu başlıklar bir kez daha iki liderin gündeminde olacak. Roma’da bu ay sonu G-20 zirvesi sırasında Erdoğan ve Biden görüşecekler. Brüksel görüşmesinin de olumlu geçtiğini hatırlatan Ankara’nın beklentisi artık Amerika’nın da Türkiye’nin ulusal güvenlik meselesi olarak adlandırdığı başlıklarda somut adım atması.
ZEUS’UN HEDİYESİ
ANTİK Yunan efsanesine göre sihirli bir kutudur. Zeus’un düğün hediyesi olarak gönderdiği kutu. Açılmasıyla birlikte dünyaya kötülükler yayılmaya başlar, o nedenle de kapalı kalması gerekir. Ancak bazen kutunun açılması ve kötülükleri öğrenmek iyidir. Pandora belgelerinde olduğu gibi...
Tüm dünya bu belgeleri konuşuyor... Nasıl konuşmasın? COVID-19 salgını nedeniyle en güçlü ekonomiler bile sallandı. Güçsüz ekonomilerin hali ise ortada. Güçsüz ekonomisi olan ülkelerin vatandaşlarının gündeminde artan işsizlik, artan fiyatlar, devlet başkanlarının politikaları var. İşte tam da böyle bir ortamda kutudan servetlerin nasıl gizlendiği, vergiden nasıl kaçınıldığı, hatta bazı örneklerde paranın nasıl aklandığı çıktı. 90 ülkeden 330 politikacı var o politikacıların arasında ise bazı dünya liderleri var. IMF, vergi cennetleri nedeniyle hükümetlerin yıllık vergi kaybının yaklaşık 600 milyar dolar olduğunu hesaplıyor. Şimdi gelelim ‘Pandora’ ile gördüklerimize:
Parasını dışarı çıkaran bazı ülkelerin liderleri, kendi ülkelerinde vatandaşlarından çatır çatır vergi topluyor.
Parasını kendi ülkesinden üstelik yönettiği ülkesinden kaçırıyor.
Seçmenine daha iyi bir gelecek vaat ederek gelen bu politikacılar, o ülkelerdeki vatandaşlarının sağlıktan, eğitime, barınmaya kadar birçok hakkını olumsuz etkiliyor.
Ekonomiler sıcak para yani kaynak ararken, içerideki kaynak uçup gidiyor.
Kutu bir kez açıldı. Vergisini ödeyen, servetini kayıt altında tutan, dürüst insanlara yapılan kötülükler saçıldı. Salgının da etkisiyle zorda olan insanlar Pandora ile ortaya çıkanları sanırım unutmazlar.
Paylaş