Paylaş
Gülümsedi boncuk gözleriyle Narin.
Ben şimdi öldüm mü?
Sustu kuşlar, çiçekler soldu...
Gülümsedi boncuk gözleriyle Narin yine sordu,
Bana nasıl kıydılar?
Bana nasıl kıydınız?”
Gerçekten kim, nasıl kıydı Narin’im sana? Ne biliyordun ya da ne gördün ki tüm köy suskun ama Türkiye ayakta... Biliyorum bir süre sonra Türkiye yine unutacak. Bir sonraki 4 yaşındaki Leyla’ya, 3 yaşındaki Müslüme’ye ya da 8 yaşındaki Narin’e kadar.
NASIL KAYBOLDU
21 Ağustos’tu... Neşeli, akıllı, konuşkan bilinen Narin, Kuran Kursu’na gitti. Başörtüsü en son evinin merdivenlerinde görüldü. Yani Narin eve dönmüştü. Sonra da kayboldu. Peki o gün köyde ne oldu? Ankara’da çok sayıda üst düzey yetkiliyle yaptığım görüşmelerden edindiğim bilgiler şöyle:
- Bir düğün olacaktı.
- Tutuklu amca köyün gençlerini diğer köylere davetiye dağıtmaya gönderdi.
- Zaten küçük olan köyde kadın ve çocukları saymazsak pek kimse kalmamıştı.
ANNE İLE AMCA İDDİALARI
- Sosyal medyada Narin’in tutuklu amca ile annesinin çocuğu olabileceği iddia ediliyordu. Doğru değil. DNA örnekleri incelendi.
- Ancak o konuşkan Narin’in evde bir sahne gördüğü ve o nedenle de öldürülmüş olabileceği iddiası üzerinde duruluyor. Amca’nın Narin’in annesiyle bir ilişki yaşadığı iddiası araştırılıyor. Amca bu iddiayı reddetti ancak zaten bir ilişkileri olsa da kimse “Evet ilişkimiz vardı” demesini beklemiyor.
- Narin tek çocuk değil. Yüksel- Arif Güran çiftinin 5 de erkek çocuğu var. Araştırılan bir başka iddia da ağabeylerinden biri ile ilgili.
- İlki tutuklu amcanın o ağabeye; “Narin’i öldür yoksa ikinizi de öldürürüm” dediği iddiası
- İkincisi ise uyuşturucu kullandığı ve ruh sağlığı bozuk olduğu iddiasıyla Narin’i öldürmüş olabileceği.
- Bu arada dosyada cinayeti gördüğünü söyleyen bir gizli tanık yok.
- Amcanın ailede çok güçlü bir figür olmasından yola çıkarak, “Cinayet sonrası bütün aileyi toplayıp, bir uzlaşı mı sağladı” sorusunun da yanıtı aranıyor. Bir başka deyişle yetkililer, “Herkes sonradan öğrendi ve kolektif olarak susmak zorunda mı kaldı” iddiasını da göz ardı etmiyor.
ÜST DÜZEY YETKİLİ: TEK BİR KİŞİNİN TAŞIYAMAYACAĞI 5-6 TAŞ VARDI
Bu bölümü okutmayın çocuklarınıza ama siz büyükler, analar, babalar, bağırarak okuyun ki herkes duysun!
- 8 Eylül sabahına kadar bölge deyim yerindeyse jandarma, polis, Ankara’dan gönderilen özel ekipler ve özel cihazlarla deyim yerindeyse didik didik arandı. Demir çubuklarla dere kenarlarına kadar girildi.
- 8 Eylül sabahı derenin bataklaştığı kıyı ile olan kenarda bulundu Narin. Bir çuvalın içinde...
- Üst düzey bir yetkili Narin’in bulduğu yeri şöyle tarif etti: Suyun toprakla birleştiği yerde, bir çuvalın içinde, tek bir insanın taşıyamayacağı 5-6 taşla kapatılmış, ağaç dallarıyla da doğal bir görüntü verilmeye çalışılmıştı. Sadece bu bile, cinayetin işlenmesinde olmasa bile sonrasında kolektif bir suç işbirliği olduğu izlenimi doğuruyor.
- Tam 9.5 saatlik otopsi yapıldı, 13 uzman katıldı.
- Narin’in bedeninden 100’e yakın parça alındı. İstanbul Adli Tıp’a gönderildi. Çünkü İstanbul Adli Tıp’ın imkanları çok daha gelişmiş, hiçbir detay atlanmak istenmediği için böyle bir yola gidildi.
- Cinsel istismara uğrayıp uğramadığına bakıldı. Ancak buradan net bir sonuç çıkmadı. Çünkü... Çünküsü çok ağır işte...
SESSİZ KÖY KONUŞUNCA GERÇEKLER ORTAYA ÇIKACAK
Sessiz köyde ilk kez biri konuştu ve itiraflarda bulundu:
“Muhtarın (Narin’in amcası) yoldan geldiğini gördüm. Muhtar aracından indi benim yanıma geldi. Daha sonra arabasına gittik ve ön koltuğunda bulunan battaniye içinde bir şeyi göstererek bunu yok edeceksin dedi. İçinde bir insan olduğunu gördüm ve şaşırdım. Salim Güran (Muhtar) bana hitaben ‘aileni iyi düşün sana 200 bin liradan fazla para veririm’ dedi. ‘Bana aracında torba var mı?’ diye sordu. Ben de aracın bagajından rengini hatırlamadığım bir çuval çıkartarak Salim’e verdim.
- İtirafçı Narin’i çuvalın içine birlikte koyduklarını, amcanın talimatıyla dereye götürdüğünü anlattı.
- İtirafçı doğru mu söylüyor ya da ne kadarı doğru? Tek başına mıydı? Soru çok. O sessiz köy konuşunca gerçekler ortaya çıkacak.
BASINDAKİ İDDİALAR
- Sessiz köyle ilgili iddia çok. Biri de ailenin bir kız çocuklarının daha olduğu, engelli olduğu, sonradan öldüğü iddiası. Ankara’daki üst düzey yetkililer bu soruya da “Başta bu konu olmak üzere tüm iddialar artık mercek altında” yanıtını veriyor.
TAVŞANTEPE KÖYÜNÜN ÇOCUKLARI GÜVENDE OLACAK MI
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu hem bir açıklama yaptı, hem de Başkanı Canan Güllü ile de konuştum. “Bizim için çocuklar kırmızı çizgimizdi her zaman. Bu yüzden halının altına süpürülen istismarı araştırdık, ses yükselttik” dedi. Ardından da şu açıklamaları yaptı:
“- Yetsin artık bu ülkede istismar edenlere çıkarılan aflar, 6 yaşındaki çocuğa kıyılan nikahın uzayan davası ve Narin’e kıyan eller ile konuşan kadına kalkan eller cezalandırılsın.
- Bu ülkede neden çok sayıda çocuk kayboluyor ve bulunamıyor. İmzalamış olduğumuz Lanzarote Sözleşmesi’nin hukuki önemi neden bilinmiyor? Bu saatten sonra Tavşantepe köyünün çocukları güvende olacaklar mı?
- Köyde intihar eden genç kızlara otopsi yapılacak mı? Narin olayında ailenin geçmişteki kaybına dair dosya yeniden açılacak mı? Aklımızdaki sorular yanıt istiyor.
- Sabrımızın son zerresi Narin’in narin bedenine yapılanlarla tükendi. Bu bilinsin isteriz...
- Artık hep beraber şapkayı masaya koyma zamanı geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında tüm siyasi partiler ve ilgili sivil toplum örgütleri bir araya gelsin. Seferberlik ilan edilsin. İddia ediyorum 6 ayda bu sorunu çözeriz.”
BİR ÇUVALIN İÇİNDEN ÇIKANLAR
- Güzel gözlü, güzel kalpli Narin’in çürümüş ve bacağı kopmuş ya da parçalanmış bedeni.
- İki terliği.
- İçinde Kuran kursunda giydiği eteği ve kitabı ile çantası, bir de başörtüsü... Hani en son evin merdivenlerinde görüldüğü söylenen.
KÜÇÜK BİR ÇOCUĞUN CESEDİ NASIL O HALE GELİR
- Kurşun yok, bıçak yok. Ya boğuldu ya da zehirlendi ilk belirlemelere göre.
- İlk belirlemelere göre diyorum çünkü Narin’in o minik cesedini gören 13 kişinin de yüreği paramparça oldu.
- 19 günde çürümüş bir bedenle karşılaştılar. Nasıl mı? Uzmanlara göre sıcak ve kuru bir yerde saklansa bu görüntü olmazdı. Uzmanlara göre bedenin derede saklanmış olma ihtimali yüksek.
- Cesedin bulunduğu çuvalı örten taşlar, hatta ağaç dalları da incelemeye alındı.
TOPLUM OLARAK İNSANLIĞIMIZI GÖZDEN GEÇİRMEK...
Vicdanımız sızlıyor günlerdir, susarak gözümüzde ki yaşın dinmesini bekler gibiyiz... Matem dediğin kırk gün sürer derler, peki ya sonrası... Unutulacak mı bu acı? Unuttuklarımızın yanına mı bırakacağız yürek sancımızı? Müslüme Yağıl, Leyla Aydemir, Ceylin Atik, Ecrin Kurnaz, Irmak Kupal, İkra Nur Tirsi ve şimdi de Narin... Narin bizlere boncuk gözleriyle sormayacak mı, rüyalarımıza girmeyecek mi? Peki ya çocuk gelinler demeyecek mi? Bir eve kuma giden genç kızları da mı yok sayacağız? Makus kader, töre kanunu, örf adet diyerek gölgelerimize mi bırakacağız konuşmayı... Anadolu derler bu topraklara kadının hasını yoğurur bu topraklar. Peki ya şimdi neredeler? Biz kadınlar tutmazsak ellerinden daha çok Narinler toprağa gider... Hayallerini yaşamayan ellerine sürülen kınayla bize bakıp hüzünle gülümserler... Sen hakkını bize helal et Narin!
Paylaş