Paylaş
Tartışma başlar, ya dağ fare doğurur ya da reformun sonu bir türlü gelmez. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile bir grup gazeteci sabah kahvaltısında bir araya geldik. Bu kez “Reform” kelimesini duymadık. Reform yerine “Misyon” dedi Mahmut Özer. Misyonunu ise dezavantajlı bölgelerin fırsatını artırmak ve fırsat eşitliği olarak tanımladı.
HEDEFLER
Ana sorun fırsat eşitliği. Ana hedef ise tüm Türkiye genelinde nitelikli eğitime ulaşabilmek. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in anlatımlarından yola çıkarak atılacak adımları maddeler halinde sizlerle paylaşayım:
OKUL ÖNCESİ EĞİTİME ÖNCELİK VERİLECEK: Akademik başarı sosyal, ekonomik, ailenin eğitim seviyesiyle yakından ilişkili. Şartlar ve seviyeler arasındaki farkı minimize etmek için okul öncesi eğitime ağırlık vermek gerekiyor. Okul öncesi eğitim kurumları tüm Türkiye genelinde artırılacak. Türkiye genelinde Milli Eğitim Bakanlığı’na ait 2 bin 784 anaokulu var. Hedef bir yılda 3 bin anaokulu daha yapmak. Öncelik dezavantajlı bölgelerde olacak.
TEMEL EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ: Tüm Türkiye’de ilkokulların altyapıları güçlendirilecek ve aynı fiziksel imkânlara kavuşturulacak. Yani Rize’deki ilkokul ile İstanbul Etiler’deki ilkokulun donanımı aynı olacak.
MESLEKİ EĞİTİM GÜÇLENDİRİLECEK: Türkiye katsayı uygulaması travmasını artık geride bıraktı. Mesleki eğitimi artık başarılı öğrenciler tercih ediyor. Mesleki eğitimin tercihinde istihdam öncelik taşıyor. Bakanlık istihdama uygun düzenlemeye öncelik verecek. Mesleki Eğitim Merkezleri’nin öğrenci sayısı istihdama uygun artırılacak.
ÖĞRETMENLERE EĞİTİM:
TIMSS (Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması) öğretmenlerle öğrencilerin başarısı arasındaki ilişkiyi inceledi. Sonuç, Türkiye’de öğretmenin deneyimi arttıkça öğrencinin de başarısı artıyor. Bu nedenle beş yıl ve daha altında deneyimi olan öğretmenler için eğitim verilecek.
SALGINDA SON DURUM
DAHA önce bir yazımda “Nihayet okullar açıldı” demiştim. Şimdi ise “Yaşasın okullar açık kalacak” diyorum. Dünyada özellikle Avrupa’da bazı ülkeler okulları kapatmadılar ya da okul kapatmayı son çare olarak gördüler. Aynı kararlılık Milli Eğitim Bakanı’nda var. Bir veli olarak çocuklarımızın yüz yüze eğitime devam etmelerinin çok önemli olduğunun altını çizmeliyim. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in salgının ardından ortaya çıkan tablo ve alınan önlemlerle ilgili açıklamalarını da maddeler halinde sıralayalım:
Tüm Türkiye genelinde 850 bin sınıf var. Geçen cuma itibarıyla salgın nedeniyle 4 bin 25 sınıf kapalı iken hafta sonu 10 günlük karantina sürecindekilerin dönmesiyle şu an itibarıyla 2 bin 225 sınıf kapalı.
6 hafta geride kaldı. Milli Eğitim Bakanlığı sınıf bazlı takip sistemi kurdu. Yerele de yetki verildi. Okullarda önlemlere dikkat ediliyor.
Öğretmenlerde bir doz aşı oranı yüzde 93, iki doz aşı oranı ise yüzde 86. Aşı olmayıp antikor üreten öğretmen oranı ise yüzde 5.
Öğrencilerde de aşılama oranı artıyor.
Uzaktan eğitimin yapıldığı geçtiğimiz bir buçuk yılda ortaya çıkan öğrenme kayıplarına ilişkin, öğretmenler sınıfların durumlarına göre tekrar dersi yapıyor.
İkinci sınıftan on ikinci sınıfa kadar destekleyici ders materyalleri hazırlandı. İlk uygulama Ağrı’da başladı. Bu ay içinde tüm Türkiye genelinde uygulanacak. Hem basılacak hem de internetten ulaşılabilecek.
Paylaş