Paylaş
Önce istihbarat teşkilatları üzerinden arka kapı diplomasisi işletiliyor.
İlişkiler bir seviyeye gelince, dışişleri bakanlıkları devreye giriyor.
Son olarak da liderler seviyesinde görüşmeler başlıyor.
Bir süredir Suudi Arabistan ile en üst düzey yani Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan düzeyinde görüşmenin ne zaman olacağı konuşuluyordu. Daha önce kaleme aldığım bir yazıda Suudi Arabistan-Türkiye arasında iki sorunlu başlık kaldığını belirtmiş, çözüm için çalışmalara başlandığını söylemiştim. Bu çerçevede:
Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim 2018’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesine ilişkin davada Adalet Bakanlığı’nın olumlu görüşü üzerine dosyanın Suudi Arabistan’a devredilmesine karar verildi.
Suudi Arabistan’ın bir diğer beklentisinin ise Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz’in hukuki süreçlerden vazgeçmesi olduğu belirtiliyor. Bunun için sadece Türkiye değil, başka ülkeler ve bağlantılar üzerinden de girişimde bulundukları bilgisi var.
Peki tüm bunlar, zamanında çok sert açıklamalar yapan Türkiye açısından neden gerekli?
Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan’a iadesinin hukuki altyapısı var. Üstelik Türkiye, adil bir yargılama kararı çıkmazsa yargılamaya da devam edebilir.
Ancak meseleye hukuki açıdan çok uluslararası ilişkiler, ekonomik realiteler, karşılıklı menfaatler açısından yaklaşıldığı bir gerçek.
Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinde üst düzey ilişki kurulursa Suudilerin Türkiye’ye fonları, turizm teşviği, yatırım ve arsa alımı ile katkı yapacağı belirtiliyor.
MISIR’IN BEKLENTİSİ NE
Arka kapı diplomasisinden diplomatik ilişkilere geçilen diğer ülke Mısır... Ancak Mısır’da tam anlamıyla normalleşme hızlı ilerlemiyor. Nedenlere ve beklentilere bakalım:
Mısır, Müslüman Kardeşler’in Türkiye’deki faaliyetlerinden rahatsızdı. Türkiye, bu muhaliflerin faaliyetlerini özellikle muhalif yayınlarını durdurdu.
Mısır bazı isimlerin ise kendilerine iadelerini talep ediyordu. Bulunan orta yol, o isimlerin üçüncü ülkelere gönderilmeleri oldu.
Türkiye, Sisi’ye zamanında çok sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan düzeyinde hemen bir ilişki kurulmasından yana değil. Ancak Mısırlılar “İlişkiler düzelecekse meşru liderimizin Sisi olduğu da kabul edilmeli” mesajı veriyor.
Ankara, büyükelçi seviyesinde maslahatgüzar atayarak yeni bir adım attı. Şimdi Mısır’ın nasıl bir karşılık vereceği merak ediliyor.
TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNDE YENİ MOTİVASYON
UZUN süredir türbülansta seyreden Türk-ABD ilişkilerinde ciddi bir hareketlenme başladı. Şu tespitleri yapmakta fayda var:
Rusya ve Ukrayna Savaşı hem ABD’yi hem de Türkiye’yi bu hareketlenmeye mecbur bıraktı.
Karar verildiği halde bir süredir bekletilen “Türkiye-ABD Stratejik Mekanizma”sı hızla devreye sokuldu.
Biden F-16’ların satışı için kongre üzerinde etkisini kullanacağını söylemişti. Kongreden olumlu karar çıkması sürpriz olmasın.
Batı bir yandan da tüm bu gelişmeleri Türkiye’nin Rusya’dan uzaklaşması için bir fırsat olarak görüyor.
Ankara ise bir süre yaratılmaya çalışılmış olan “Türkiye, Batı ve NATO’dan koptu” söyleminin geçersiz olduğunun görülmesi açısından memnun.
ANKARA’DA OKEY MESAİSİ BAŞLADI
RAMAZAN ayıyla birlikte çay ve kahve iftar sonrasına kaldı... Doğal olarak siyasi sohbetler de... Ankara bürokrasisi ve siyasileri Çukurambar ve Çayyolu’ndaki kafeleri sever. Gün boyu çalışan bürokratlar ve siyasiler, oruçlarını açtıktan sonra bu kafelere akın ediyorlar. Çaylar, kahveler yudumlanırken hem sohbet ediyorlar hem de okey oynuyorlar. Gece 12’lere kadar süren bu okey mesailerinden eşler rahatsız, benden söylemesi...
GÜZEL OLAN HİÇBİR ŞEYİ HAK ETMİYORSUNUZ
Bu, ülkemizin tanınan sanatçılarından Hüseyin Arıcı’nın insanoğluna isyanı... Hem de yeni sergisinin adı. Eriyen buzullar, yok olan hayvanlar, kuruyan topraklar, küresel ısınma... Tüm bunların suçlusu ise insan... Hüseyin Arıcı yeni sergisi için, “Yaşadığımız dünyayı ve canlı yaşamı yok sayan, görmezden gelen insan bir gün doğal yaşamın kendinden daha güçlü olduğunu fark edecek. Doğa intikamını aldığında belki de hak ettiğimizi bulacağız. Zorbalığın son bulmasını dilemekten başka hiçbir çarem yok” dedi. Bilimadamları, “Dünyayı yok ediyoruz” diye her gün uyarırken, Ankara’da yaşayanlara tavsiyem CerModern’de tüyleri diken diken eden bu sergiyi gezmeleri...
Paylaş