Paylaş
Bir süre önce İsrail, Suriye ve Mısır’la yürüten görüşmeler konusunda bir yazı yazmıştım. Süreçte özellikle Mısır ve Türkiye’den dikkat çeken açıklamalar ve adımlar geldi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Mısır’ın Arap dünyasının kalbi ve beyni olduğunu söyledi ve Türkiye’nin Mısır ve bazı Körfez ülkeleri (Suudi Arabistan ve BAE’ye işaretle) ile yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu vurguladı. Bu açıklamadan hareketle bazı tespit ve yorumları sıralayabiliriz:
15 Temmuz’un getirdiği şartlara uygun dış politika yerine tüm ülkelerle yeniden diyalog politikası ön plana çıkıyor.
Çatışma alanlarından biri olan Libya’da artık sular duruluyor. Göreceli bir istikrar ve anayasal sürece girilmesi zıt tarafta yer alan Türkiye, Mısır-BAE gibi ülkeler için rahatlatıcı oldu.
Körfez ülkelerinin Katar ile uzlaşmaları, İbrahim anlaşmaları ile İsrail ile ilişki kurmaları bölgede oyunun kurallarını değiştirdi.
Türkiye her ne kadar üç ülke ile arka kapı diplomasisi yürütse de resmi açıklamalardan da anlaşıldığı üzere Körfez ülkeleri ile de yeni bir sayfa açmaya hazır.
Doğu Akdeniz denklemi her ne kadar Türkiye’nin karşısında bir cephe görüntüsü verse de Türkiye’nin tezleri ve haklılığı da reel politikte kabul ediliyor. Görüşmeler bu haklı tezlerin hayata geçirilmesi için de büyük önem taşıyor.
TÜRKİYE VE İSRAİL GÖRÜŞMELERİ NE AŞAMADA?
Bu genel tespitleri yaptıktan sonra, Türkiye-İsrail arka kapı diplomasisinin ayrıntılarına bakalım. Bir süre önce kaleme aldığım yazıda Ankara’nın bakışını “Türkiye’nin İsrail’e Filistin başlığında hangi alanlarda tepki göstereceği belli. Üstelik bu tepki iktidarlar değişse de tarihsel olarak değişmeyecek konular. Yani iki ülke birbirlerinin hassasiyetlerini bilerek yine geçmişte olduğu gibi diplomatik ilişkilerini kurabilir, güçlendirebilir. Ancak ilişkilerin canlandırılmasında İsrail hükümetinin istekli olması gerekiyor. Bu ay İsrail’deki seçimlerde mevcut yönetimden farklı bir sonuç çıkması, iki ülke ilişkilerinde yeni bir kapı açabilir” şeklinde özetlemiştim. Peki İsrail’in bakış açısı ne? İsrailli kaynaklarım İsrail açısından şu tespitleri sıralıyorlar:
İsrail’in de dahil olduğu Doğu Akdeniz birlikteliğinin son yıllarda kapsamı ve üyeleri genişledi. Fizibilite çalışmalarının yapıldığı somut bir alan oldu. Doğu Akdeniz, Türkiye’nin işbirliği yapmak istediği bir başlık.
İran; Suriye ve Irak’taki varlığı ile nükleer kapasitesini arttırmasıyla İsrail ve Türkiye için ortak bir tehdit.
İsrail’in Arap ülkeleriyle yaptığı İbrahim anlaşmaları oyunun kurallarını değiştirdi. Geçmişte siyasi alanda İsrail’in izole görüntüsü Türkiye’nin lehineydi. Ancak artık Arap dünyasında İsrail ile ilişkilere sahip olmak meşru ve ekonomik çıkarlar ön planda. Bu Türkiye’nin ilişkilerini düzeltmesi için teşvik edici bir unsur.
İSRAİL’İN BEKLENTİLERİ
Tespitler böyle, gelelim İsrail açısından beklentilere... Türkiye gibi İsrail de karşıdan güçlü adımlar bekliyor. İsrail, Türkiye’den beklediği adımları şöyle sıralıyor:
Hamas ve faaliyetleriyle ilgili sıkıntıların giderilmesi
İsrail hükümetine karşı kullanılan siyasi dilin yumuşatılması
Türkiye’nin de masada İsrail’den ilhak ve yeni yerleşim yerlerini durdurması gibi dikkat çeken beklentileri var. Ama şunu unutmayalım: Ülkeler arası kurulan masalara iki taraf da en gerçekleşmeyecek taleplerle otururlar. Zamanla o talepler karşılıklı olarak yerini gerçekleşebilecek taleplere bırakır. Bunların konuşulmaya başlanması ile de uzlaşma sürecine geçilir. Ay sonunda yapılacak İsrail seçimlerinden çıkacak hükümetin yapısı da Türkiye ve İsrail ilişkilerinin geleceği açısından önemli olacaktır.
Paylaş