Paylaş
Şimdilik diyorum, çünkü süreç beraberinde pek çok risk taşıyor. Krizin diğer ayağı mülteciler ve AB konusu için gözler, bu satırların yazılmakta olduğu saatlerde Brüksel’de sürmekte olan görüşmelere çevrilmiş durumda. Bir sonraki yazıda görüşmenin neticelerini inceleyeceğiz. Biz dönelim 5 Mart 2020 Moskova Mutabakatı’na...
KIRILGAN ATEŞKES
Moskova Mutabakatı’yla Soçi’den farklı bir noktaya gelindi. En büyük kazanım ateşkes. Kırılgan ateşkesler elbette krizleri çözemez. Ancak birçok insanın ölmesine, evlerini terk etmesine engel olabilir. Bakın, Lübnanlı akademisyenlerin verdiği bilgilere göre Lübnan’da 1975 ile 1990 yılları arasındaki 15 yıllık iç savaşta 600’ün üzerinde ateşkes imzalandı. Birçok insanın hayatta kalmasını sağladı. Moskova Mutabakatı ile sağlanan ateşkesin kırılgan olduğuna şüphe yok. Şam’ın, Ankara’nın hem İdlib’den hem de diğer alanlardan çekilmesini istediği biliniyor. Fırsatını bulduğunda ateşkesi bozabilir. Türkiye ve Rusya arasındaki iletişim mekanizması, Rusya’nın Suriye üzerindeki baskı ve etkisi, Türkiye’nin tüm olasılıklara karşı hazırlığı önemli olacaktır.
ARTILAR VE EKSİLER
Ortadoğu’da kimi siyasetçiler tarafından “tilki” ismi takılan Putin’in Suriye ile dünya sahnesine dönüş yaptığını unutmayalım. Libya ve Kaddafi’nin gidişini ve süreçteki deneyimleri unutmadan, Suriye krizinin çıktığı ilk günden beri oyuna deneyimle giren, rejimin tam destekçisi, aynı zamanda da patronu oldu. Şiddet kullanmaktan kaçınmadığı bir gerçek. Kısacası, olağanüstü bir durum yaşanmadıkça dokuz yılın sonunda Putin’in Esad’ı gözden çıkarması uzak ihtimal. Bu kapsamda gelelim Moskova Mutabakatı’nın artılarına ve eksilerine...
* Ateşkese uyulduğu sürece yeni bir mülteci dalgası olmayacaktır.
* Moskova Mutabakatı, Türkiye ve Rusya arasındaki diplomasi ve diyalog kanallarının zor zamanlarda da açık olduğunu göstermiştir.
* İki ülke ilişkilerinin çerçevesi korunmuştur.
* Türk gözlem noktalarındaki durum şimdilik değişmedi. Bölgeye giren Türk birlikleri de bölgede kaldı.
* Ancak Suriye ordusu da çekilmedi.
* M-4 karayolu için güvenlik koridoru formülü bulundu. Türkiye ve Rusya’nın ortak devriye yapması kararlaştırıldı. Ancak M-5’de pozisyon değişmedi. M-5 karayolu Esad’da.
Kısacası, Moskova Mutabakatı’nın Türkiye açısından artıları da var eksileri de... Ancak Suriye’de siyasi çözüm sürecinin de normalleşmenin de zor ve uzun olduğunu söylemek gerek.
Mülteciler başta olmak üzere, AB-Türkiye ilişkileri açısından Brüksel görüşmeleri önemli. Türkiye kendi sınırları içindeki Suriyelilerin yükünü taşırken, her ne kadar İdlib krizi donmuş olsa da sınırının ötesindeki 1.5 milyon mültecinin de ihtiyaçları ile ilgileniyor, ilgilenmek zorunda kalıyor. Ankara konuya geri kabul anlaşması, vize serbestisi, Gümrük Birliği anlaşmasının revizyonu, sınır güvenliğine destek sözü, mali yardım ve üyelik müzakerelerinde bazı başlıkların açılmasını içeren bir paket olarak bakıyor. Çıkacak sonucu başka bir yazıda değerlendireceğiz.
AB VE MÜZAKERELER DEMİŞKEN...
Ankara’nın AB görüşmelerine bir paket olarak bakması, üyelik müzakerelerinde bazı başlıkların açılmasını istemesi doğru bir adım. Ancak kendi içimizde demokrasi çıtasının yükseltilmesi için yapmamız gerekenler var. Bunları önce kendimiz, çocuklarımız, ülkemiz, sonra üyelik müzakereleri için mutlaka yerine getirmeliyiz. Tam da bu yolda;
* MİT Kanunu’nu biliyoruz, bu konuda herkesin hassasiyet göstermesi şart. Ancak gazeteciler hiç değilse tutuksuz yargılanamaz mı? Tutuksuz yargılama kanuni bir hak değil mi? Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Murat Ağırel başta olmak üzere gazetecilerin tutuklanmasını doğru bulmuyorum. Gazeteci olmak tabii ki suç işleme özgürlüğü vermez. Ancak demokrasi yolunda ifade özgürlüğü olmazsa olmazdır, ifade özgürlüğü de basının oksijenidir.
Paylaş