Paylaş
Yıllar içinde adı değişerek en son 1947’de Türkiye Kızılay Derneği oldu. 26 Nisan 2022 tarihli Türkiye Kızılay Derneği Tüzüğü’ne göre:
- Kızılay şeffaflık ve kamuyouna açıklık ilkesini benimser.
- Kuruluş amacı her koşulda, yerde, zamanda, ayrım yapmaksızın insanlara yardım etmektir (özetle).
- Sürdürülebilir finansman sağlamak üzere sosyal işletmeler, amaca yönelik fonlar, sandıklar, kooperatifler ve vakıflar kurar.
- İnsani faaliyetlerine maddi destek sağlamak üzere, ilkeleriyle bağdaşacak şekilde gelir getirici her türlü şirket, holding, iktisadi işletme ve tesisler kurar, işletir ve işlettirir.
İşte tartışmalara neden olan Kızılay Çadır ve Tekstil, 1954 yılında çadır dikim atölyesi olarak kuruluyor. 2005 yılında çadır üretim merkezi işletmesi, 2019’da Kızılay Çadır ve Teksil adıyla yeniden yapılandırılıyor.
TARTIŞMA YARATAN SORULAR
Kısacası Kızılay’ın tüzüğü ortada... Ortada ama tartışmayı körükleyen iki soru var:
- Tüzüğü bilen ya da bilmeyenler olabilir ama büyük felaketin ortasında niye çadır sattı?
- Depolardaki çadır stok görüntüleri gerçek mi?
KIZILAY DOĞRUDAN ÇADIR GÖNDERİYOR MU? İŞLEYİŞ NASIL?
Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ı aradım. Önce şu bilgileri paylaştı:
“- Kızılay kâr amaçlı çadır satmıyor. Ancak çadır maliyetinin yerine konması gerekiyor.
- Kızılay Derneği de çadırları maliyeti parasına Kızılay Çadır ve Tekstil’den alıyor.
KINIK: ‘KIZILAY AFAD KOORDİNASYONUNA BAĞLI’
- Bu kapsamda dernek tarafından alınan 54 bin çadır Kızılay’ın yurt genelindeki depolarında bulunuyordu. Yerleri ve adetleri zaten AFAD’a bildirilmişti. Sonrasında 20 bin çadır daha tedarik edilerek AFAD’a toplam 74 bin çadır verildi.
- Türkiye Afet Müdahale Planı’na göre Kızılay çadır konusunda AFAD’ın koordinasyonuna bağlı. AFAD barınmadan sorumlu olduğu için çadırlar ya AFAD’a teslim ediliyor ya da kurulmasını istediği yere götürülerek kuruluyor.
- Aynı plana göre Kızılay yemekten sorumlu. 2.5 milyon depremzedeye, illerde ve ilçelerde üç öğün yemek veriliyor.
DEPOLARDA ÇADIR GÖRÜNTÜSÜ GERÇEK Mİ?
- Gerçek değil. O görüntüler Trakya depolarından yükleme yapılmadan önce çekilmiş.
- Depoların son halini yani bomboş olduğunu sosyal medya hesabımdan paylaştım.
KINIK: ‘ŞU AN DEPOLARIMIZDA 0 ÇADIR VAR’
- Kızılay’a bağlı ve derneğin de satın aldığı şirket, çadır satmak zorunda. Çadır üretiminin bir maliyeti var. Bu maliyeti karşılamak zorundayız. Biz bir derneğiz. Aksi halde kamu zararı olur.
- Derneğin satın aldığı çadırların parası ile de yeni çadırlar üretiliyor. Kızılay Çadır ve Tekstil şu an tam kapasite çalışarak günde yaklaşık bin çadır üretiyor ve üretilen her çadır AFAD’a gidiyor.
- Şu an depolarımızda sıfır çadır var.”
KIZILAY BAŞKANI İSTİFA EDECEK Mİ?
Kendisine bu kadar tepki varken, vicdanının rahat olup olmadığını, istifa edip etmeyeceğini de sordum. Kerem Kınık’ın yanıtı şu oldu:
KINIK: ‘GOYGOYCULARIN LAFI İLE HAREKET ETMEM’
“- Seçilmiş bir isim olarak görev yapıyorum.
- Ortaya böyle bir başarı konulmuşken goygoycuların lafı ile hareket etmem.”
ÇADIR BU KADAR BÜYÜK BİR İHTİYAÇKEN NEDEN AHBAP’A SATILDI?
AHBAP’a maliyetine satılan çadırlar aslında Birleşmiş Milletler’in bir siparişi üzerine dikilmiş. Sonrasını Kınık şöyle anlattı:
“- BM’nin ihtiyacı olmayınca da bir süredir bu çadırlar depoda bekliyorlardı.
- Çadırlar AFAD’ın şartnamesini karşılamıyordu, örneğin üzerinde logo bulunmuyordu.
- AHBAP isteyince biz de onlara maliyetine sattık, sonuçta Kızılay’a bağış yapmış oldu. Şirket bu para ile kumaş alarak üretimine devam ediyor.”
SONUÇ...
Tüm bu açıklamalara rağmen, akıllarda sorular kalır. Kalır, çünkü “AFAD şartnamesi nedir ya da logo şart mıdır?” sorusu da, “Felaketin ortasında çadır satmak şart mıydı?” sorusu da akılları karıştırır. Türkiye Afet Yönetimi Yönetmeliği’nin de Kızılay’ın tüzüğünün de bu felaketten dersler çıkarılarak gözden geçirilmesinde fayda vardır. Bu arada tüzüğünde özerk, bağımsız ve tarafsız bir organizasyon olarak tarif edilen Kızılay’ın yine tüzüğüne göre Onursal Başkanı, Cumhurbaşkanı... Kısacası Cumhurbaşkanı’nın talimatı ile eksiklikler, aksaklıklar mutlaka ortaya çıkarılmalıdır.
AHMET ZEKİ ÜÇOK’UN AÇIKLAMALARI YARGIYA TAŞINIYOR
İYİ Parti Genel Başkan Danışmanı eski asker Ahmet Zeki Üçok bir süredir Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı ve bakan yardımcılarını hedef alan açıklamalar yapıyordu. Edindiğim bilgilere göre zaten eski açıklamaları nedeniyle hakkında yetkili Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından iddianameler tanzim edilmiş, bir kısmı hakkında ceza hükmü verilmiş. Kısaca yargılama süreçleri devam ediyor. “Yetkili olmadığı iş için yarar sağlama suçundan” ayrıca hakkında mahkeme kararı bulunduğu ve dosyanın da istinaf sürecinin devam ettiğine dikkat çekiliyor.
Üçok’un gazetelere yaptığı son açıklamalar da mahkemeye taşınıyor. Ahmet Zeki Üçok, Cumhuriyet Gazetesi’ne yaptığı açıklamalarda hem deprem konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili hem de Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın liyakatı ile ilgili iddiaları gündeme taşımıştı. İşte bu iddialar üzerine harekete geçen Milli Savunma Bakanlığı’nın, Askeri Ceza Kanunu’nun 95/4 maddesine göre amirlere, komutanlara güven hissini yok etmek, cihetinden bakanlık ve bakan adına suç duyurusunda bulunulduğu bilgisine ulaştım. Ayrıca bir de hakaret davası açma kararı verilmiş. Yargı konusu olan bu iddiaların gündeme gelme nedenlerine ve zamanlamasına da dikkat çekmek gerekiyor. Bunun için de son yıllardaki bazı gelişmelere bakmak yeterli:
- Mehmetçik 3 kıtada 19 farklı görev yapıyor.
- Cumhuriyet tarihinin en büyük, en kapsamlı ve etkili kara ve hava operasyonları bu dönemde gerçekleşti.
- 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşanan büyük personel kayıplarına rağmen 5 büyük başarılı harekât yürütüldü. Terörle mücadelenin konsepti değiştirilerek terörü kaynağında kurutma stratejisi etkin bir şekilde uygulandı ve başarıya ulaşıldı.
2. ORDU KOMUTANI’NDAN DA SUÇ DUYURUSU
Ayrıca Ahmet Zeki Üçok İkinci Ordu Komutanı için de “Benim şöyle bir duyumum var. 2. Ordu Komutanı, bir an önce depreme müdahale etmemiz lazım demiş. Beklemede kalalım denilince üzüntüden ağlamış”demişti. Öğrendiğim kadarıyla 2. Ordu Komutanı da suç duyurusunda bulunuyor.
Paylaş