Kılıçdaroğlu ile yıl sonu değerlendirmesi

Ekonomideki gelişmelerden Millet İttifakı cephesinde yaşananlara, İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda başlattığı teftişe kadar birçok gündem başlığına ilişkin soruları yanıtladı. Ben de köşemi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına ayırıyorum...

‘BAŞARIMIZI HAZMEDEMİYORLAR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “İBB’de, terörle iltisaklı 45 bin kişiyi işe aldılar” sözlerinin ardından İçişleri Bakanlığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işbaşı yaptırılan bazı çalışanların terör örgütleri ile iltisaklı olduğu iddiasıyla özel teftiş başlattığını açıklamıştı. “Bu saldırıyı hangi mantıkla yapıyorlar, anlamak mümkün değil” diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki açıklamaları şöyle:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin seçimdeki ve yerel yönetimlerdeki  başarısını sindiremedi, hazmedemiyor. ‘Ankara’yı, İstanbul’u nasıl kaybettik?’ diyorlar.  Bize en ağır suçlamalar yapıldı. Akıl var, mantık var. Belediye başkanlıklarının Milli İstihbarat Teşkilatı mı var? Belediyelere işçi alımı adli sicil kaydı ile yapılıyor. Adli sicil kâğıdını belediye mi veriyor? Devletin nasıl çalıştığından haberleri yok. Tüm belediye başkanlarımızın telefonlarını dinliyorlar. Allah akıl fikir versin. Böyle devlet yönetimi olmaz. Devlet bir kişinin kinine, öfkesine teslim edilemez. İktidarda kalmak için atmayacakları yalan, iftira yok.”

CHP Lideri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açığa alınması gibi bir adım beklemediğini belirterek, “Müfettişlere istedikleri tüm belgeleri, bilgileri veriyoruz” dedi. Ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile canlı yayına çıkma çağrısını da “İlk 10 dakikada dağıtırım onu. Bütün sinirlerini dağıtırım” ifadesiyle dile getirdi.

‘FİYAT İSTİKRARINDAN YANAYIZ’

CHP Lideri’ne yeni kur korumalı mevduatı da içeren ekonomi politikası hatırlatılarak, “Muhalefet, dövizin düşmesinden rahatsız mı?” sorusu da açık açık yöneltildi. “Biz ekonomik istikrardan, fiyat istikrarından yanayız” diyen CHP Lideri’nin ekonomi başlığındaki mesajları ise şöyle:

“Fiyat istikrarını sağlamak Merkez Bankası’nın görevi. Ama Cumhurbaşkanlığı’nda Fiyat İstikrarı Komisyonu kurulup bu görev ona verildi. O da bir kere bile toplanmadı. Devlette fiyat istikrarını sağlayacak mekanizma yok. Görevli kurum şu an felç edilmiş. Doların 18 küsurlara çıkışı ve inişinin bir maliyeti oldu. Soygun oldu. Bu soygun Erdoğan eliyle gerçekleşti. Erdoğan’a yöneltmek için 11 soru hazırladık. İktidar ‘Biz soygun yapmadık’ diyorsa bu konudaki araştırma önergemize evet demeli.”

‘BASKIN SEÇİM YAPARLARSA MEMNUN OLURUZ’

Ankara kulislerindeki iktidar yakında baskın seçime gidecek iddiası da gündemdeydi. CHP Lideri hem baskın seçim hem de Millet İttifakı’nın olası birleşenleri ve yol haritası hakkındaki soruları da yanıtladı:

“Kararsızlar Erdoğan’dan koptu. Erdoğan ağzı ile kuş tutsa da toplum ona güvenmiyor. Baskın seçim yaparlarsa memnun oluruz. Erdoğan’a düşen toplumu daha zor duruma sokmadan, seçime gitmesi ve gelecek iktidara yerini bırakması. Gelmesini bildiği gibi gitmesini de bilmeli.”

(Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in yol haritası hazır mı?) “6 siyasi partinin genel başkan yardımcıları, 23 sayfalık güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili metin hazırladılar. Bu metin genel başkanlara sunuldu. Liderler de anlaşırsa kamuoyuna sunacağız. Ekonomi ile ilgili de ortak bir metin hazırlanacak.”

‘İMAMOĞLU’NA RANDEVU VERMEDİĞİM İDDİASI ASPARAGAS’

Peki Millet İttifakı’nın adayı kim? Partiler arasında rekabet mi var? Abdullah Gül ismi yeniden gündemde mi? Kılıçdaroğlu bu konularda da çok konuşulacak açıklamalar yaptı:

“Aday konusunda liderlerle birebir, yanyana görüşmemiz olmadı. Bunu erken buluyoruz. Ancak adayın devleti tanıması, bilmesi lazım. Toplumun tüm birleşenlerini bir araya getirmeli. Örnek olmalı. Saraylara merakı olmamalı. Halk adamı olmalı. Davranışlarıyla örnek olmalı. Popstar seçmeyeceğiz. Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Devlette dönüşümü sağlayacak biri olmalı.”

(Daha önce genel başkan aday olmamalı diyordunuz, şimdi tanım mı değişti?) “Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı. Bir partinin genel başkanı mahkeme başkanını tayin etmemeli”

(Adayın açıklanacağı son tarih nedir?) “Seçim kararı alındıktan sonra...”

(Aday mısınız? Yoksa gerçek aday yıpranmasın diye mi öyle diyorsunuz?) “Bu konunun tartışılması doğru değil. Buna ittifak karar verecek. Adayı ittifak belirleyecek. Sağa sola çekmenin mantığı yok.”

(İmamoğlu ve Yavaş’tan “aday değiliz” açıklaması istedi mi? İmamoğlu’nun açıklamasını yeterli bulmayıp randevu vermediği iddiası doğru mu?) “Ekrem Bey’e randevu vermediğim asparagas. Böyle bir şey yok. Ekrem Bey ile de Mansur Bey ile de adaylık konusunu konuşmadık. Onlar kendi işlerini yapıyorlar.

(Abdullah Gül yeniden mi gündemde?) “Bunu da sizden duydum. Ne konuştuk, ne de telaffuz ettik. Devletin ne olduğunu bilen bir değil, binlerce insan var.”

‘TÜM SİYASİ PARTİLERLE GÖRÜŞÜRÜZ’

CHP Genel Başkanı’na HDP ile ilişkileri ve terörle mücadeleye bakış açıları da soruldu. HDP’nin bu hafta kendilerinden randevu istediklerini belirten Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:

“HDP, Türkiye’nin siyasi partisi. Demokrasiyi savunuyorsanız tüm siyasi partilerle görüşürsünüz. Bir siyasi partinin terör örgütü ile bağlantısı var ise gereğini yaparsın. HDP, Ak Parti’ye yanaşırsa sorun yok, ama uzaklaşırsa sorun var. Etnik kimlik, inanç, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmak yanlıştır. Bu millet terörden çok çekti. Tavrımız açık. Birbirimizi suçlayarak terörle mücadele edilmez. Akılla, mantıkla, dış politika ve iç politika ile mücadele edilir. Terör örgütünün adını kullanmak istemiyoruz. Terör örgütleri adlarının kullanılmasını isterler. Propagandası olmasın diye adlarını da kullanmıyoruz.”

‘DIŞ POLİTİKADA SÖYLEDİKLERİMİ YAPMAYA BAŞLADI’

İKTİDARIN son dönemde Mısır, BAE gibi ülkelerle ilişkileri düzeltme politikasına değinen CHP Genel Başkanı, “Erdoğan iç politikada benim dediğimi yapıyor. Dış politikada da benim söylediklerimi yapmaya başladı. Kavga kimseye yarar sağlamaz. Suriye ile de derhal barışılmalı. Karşılıklı büyükelçiler görevlendirilmeli” dedi.

ERDOĞAN’A SORULAR

Madem Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, “kurdaki rekabet gücü” idi, bu politikadan neden vazgeçildi?

Türk Lirası’nın değerini düşürerek, milleti fakirleştirerek, ucuz işgücü haline getirmeyi amaçlayan bu modelden neden vazgeçildi?

20 Aralık-21 Aralık arasında bırakın vatandaşın satış yapmasını, aksine vatandaşın 218 milyon dolar döviz aldığını gösteriyor. Bu durumda dövizleri vatandaş satmadıysa o gece o dövizleri kimler sattı? Hangi kurdan sattı? Kimlere sattı?

Bir finans şirketi 20 Aralık gecesi olacaklardan, sadece birkaç gün önce, bu bilgiye nasıl ulaşabildi?

Merkez Bankası, Merkez Bankası’na ait olmayan rezervleri arka kapıdan, hangi kanuna, hangi kurala dayanarak sattı?

Neden Türk Lirası’nı, Amerikan Doları’nın himmetine muhtaç ettin?

Yüz binlerle sınırlı bir avuç zenginin alacağı faize, 84 milyonu kefil yapmak, bunların faiz yükünü milletin sırtına yıkmak hangi dinde caiz?

‘SİTESİNDE YAZANDAN HABERİ YOK’

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Kurumu siyasi tartışmaların bir haline getirmek istemedim” sözleriyle kendisine randevu vermeyen TÜİK Başkanı Prof. Sait Erdal Dinçer’e de yanıt verdi. CHP Lideri, “Bu adam kendi internet sitesini de mi okumuyor? Orada bilgi alabilirsiniz yazıyor. Okumamış, kurumu yönetiyor. Gerçek rakamları da açıklamıyorlar” dedi.