Paylaş
Libya topraklarındaki savaşın üzerindeki örtüyü çekip atabilir. Bu durum ülkeleri geri dönüşü olmayan noktalara götürebilir. İşte tam da bu yüzden Vatiyye Askeri Üssü’nü kimin vurduğu resmi olarak açıklanmıyor. Kimin hedef aldığı söylenmese de kime mesaj verildiği gayet açık. Ulusal Mutabakat Hükümeti ile orayı kalıcı üs haline getirmek isteyen ve radar, hava savunma sistemleri ile ASELSAN tarafından üretilen mobil elektronik harp sistemi kuran Türkiye. Türkiye’ye verilmek istenen üstü örtülü mesaj ise “Bu üsse konuşlanmayın, Hafter’in elinde bulunan Sirte ve Cufra’ya da operasyondan vazgeçin...”
ELDEKİ VERİLER
“5 Temmuz 2020 gecesi Vatiyye Üssü’nü bombalayan uçaklar kimindi” sorusunun yanıtını bulabilmek için ortaya çıkan ipuçlarını sıralayalım:
- Ulusal Mutabakat Hükümeti askeri kaynakları, saldırının Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) ait Mirage 2000-9 tipi savaş uçakları tarafından yapıldığını açıkladı. Buna göre uçaklar Mısır’ın Libya sınırında bulunan Sidi Barani üssünden havalandılar.
BAE Veliaht Prensi’nin danışmanı olduğu söylenen Abdülhalik Abdullah, üssün vurulmasının ardından “BAE, Türkiye’ye tüm onurlu Araplar adına hak ettiği dersi verdi” tweet’ini paylaştı. Hemen sonra belli ki o tweet’i sildirdiler.
Rus TASS ajansına konuşan bir Libya askeri kaynağı, “Saldırıyı Hafter uçakları gerçekleştirdi” dedi.
Bir önceki yazımda ‘Bazı sorular’ başlıklı bölümde dikkat çekerek, “Türkiye’ye karşı her kötülüğün arkasındaki ülke Birleşik Arap Emirlikleri’nin uçakları vurduysa, hayalete dönüşmüş Fransız uçaklarıyla yaptığı bu saldırıdan kankaları Rusya ve Suudi Arabistan’ın haberi var mıydı? Mısır’daki üsten kalktıkları için Mısır’ın haberi var mıdır diye sormuyorum bile” ifadesini kullanmıştım. Gelinen noktada, saldırının Türkiye karşıtı masada Hafter, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve hatta Rusya koordinasyonunda kararlaştırılmış olması herhalde kimseyi şaşırtmaz. Ankara da bu saldırının arkasında bir ittifak olduğunu düşünüyor.
İLK YANIT TATBİKATLA
Kaynaklarım, son tatbikat ile Vatiyye saldırısına karşı açık bir mesaj verildiğine dikkat çekerek, “Türk Silahlı Kuvvetleri hem bir anlamda hünerlerini sergilediği bir gövde gösterisi yaptı, hem de harbe hazırlık eğitimi ve kullanılan Barbaros, Turgutreis ve Çakabey isimleri ile Türkiye’nin kararlılığı ortaya konuldu” diyor. Peki yanıt bununla mı sınırlı kalacak? Türkiye’ye karşı hemen her konuda ve her ülkede karşı cephede yer alan BAE, Suudi Arabistan ve Mısır’ın başını çektiği cephe, adeta örtülü bir savaş yürütüyor. Bu konjonktürde Türkiye örtüyü atan ülke olmayacaktır, olmamalıdır. Ancak ortaya çıkan ve yeni gelişmelerle daha da tehlikeli bir noktaya varabilecek bu durum karşısında aklıselim ve soğukkanlı hareket etmek hem Türkiye, hem de üç ülkenin hemen gerisine saklanan Rusya için de gereklidir.
ÇÖZÜM RUSYA VE TÜRKİYE MASASINDA
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya ve Türkiye’nin Libya’da tarafların imzalayacakları acil bir ateşkes anlaşması üzerinde çalıştığını açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise ateşkesin olmazsa olmazlarını sıraladı. Kalın ateşkesin sürdürülebilir olması gerektiğinin altını çizerek, “Türkiye’nin karşısındaki ateşkesin sürdürülebilir olması için belli şartları var. Bunlardan biri de herkesin 2015 yılında imzalanan Sahirat Anlaşması’ndaki pozisyonlarına geri çekilmesi. Buna göre de Hafter güçlerinin Sirte ve Cufra’dan çekilmesi gerekiyor. Burayı Hafter tarafının kendi askeri saldırıları için bir üs olarak kullanmasına elbette müsaade etmek istemiyorlar” dedi. Taraflar şartlarda uzlaşabilecek mi? Edindiğim bilgilere göre henüz mutabık kalınan bir çerçeve yok. Bugüne kadar iki ülke, Türkiye ve Rusya’nın bir anlamda kafa kafaya geldiği birçok krizi Erdoğan ve Putin diyaloğu ile çözmeyi ya da yönetilebilir bir seviyeye getirmeyi başardı. Belli ki bugün de aynı diyaloğa ihtiyaç var. Çünkü bu kez şer odağı ülkelerin Türkiye’yi Libya’da çıkmaza sokmak gibi bir planları olduğu görülüyor. İster istemez de “Amaç Türkiye ile Rusya’yı bir oldubitti ile kafa kafaya mı getirmek” sorusu akıllara geliyor.
Paylaş