Paylaş
- Mustafa.
- Bu koyunlar kimin?
- Ağanın.
- Peki kaç paraya çalışıyorsun?
- Üç liraya.
- Sana daha fazla para versem benim çiftliğime gelir misin?
- Ağa razı olursa gelirim.
- Senin anan baban yok mu?
- Yalnız anam var. Onun da rızasını alırsanız, o zaman ben de çalışır, ona bakarım.”
Ertesi gün sığırtmaç Mustafa, Yalova’daki Atatürk Köşkü’ne götürülür. Çocuk önce Şişli Çocuk Hastanesi’nde sıtma tedavisi görür, sonra eğitimine başlar. Atatürk ile bazı misafirleri arasında şu konuşma geçer:
“- Paşam bu çocuğa boşuna emek vereceksin.
- Niçin?
- Çoban hiç okur mu? Adam olur mu?
- Ya ne uzağa gidiyorsunuz... Ben de bir zamanlar tarlada kargaları beklerdim. Dayımın çiftliğinde onun koyunlarını güttüm. Bu çocuk da okur. Belki de büyük bir adam da olur. Onu da zaman gösterir. Çoban Mustafa okur, binbaşılığa kadar yükselir.”
(Atatürk’ün on yıl hizmetini gören Cemal Granda’nın hatıralarından)
ÇOCUKLARIMIZ OKUMALI
Virüs gölgesinde, adı çocuk kendi büyük bayramımızın 100. yılını evlerde, televizyon ekranlarının önünde, bilgisayarın başında kutlamak zorunda kaldık. Sabah haberleri gözden geçirirken CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’nin TÜİK verilerinden yola çıkarak hazırladığı, Türkiye’de 15-17 yaş arasındaki 3 milyon 649 bin çocuğun 574 bininin çalışmak zorunda kaldığına dikkat çeken raporu gördüm. Aklıma sığırtmaç Mustafa ile Atatürk’ün bu anısı geldi. Sizlerle paylaşmak istedim. Resmi verilere göre ülkemizde sayısı 3 milyon 649 bin olan 15-17 yaş grubundaki her 100 çocuktan 16’sı çalışmak zorunda. Virüsün, mücadelenin ortaya çıkaracağı ekonomik tabloda bu rakamın yükselmesi olasılık dahilindedir. Ancak çocuklarımız okumalı. Çocuklarımızın okumaları için elimizden geleni yapmalıyız. Yeni bir dönem başlıyor, yüzüncü yıl anısına tüm çocuklarımızın okuyabilmeleri için Atatürk’ün çocuklarına yakışır hedefler koymalı ve hayata geçirebilmeliyiz.
YENİ NORMALDE ESKİ TARTIŞMA
TBMM’deki özel törende, eğitimin tüm paydaşları ile yeniden yapılandırılması CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun saydığı 16 madde arasında yer alıyordu. Kılıçdaroğlu, 100. yılda 16 madde ile önerilerini sıraladı. Omurgası yeni ve güçlü bir demokratik parlamenter sisteme dayanan, temelini kuvvetler ayrılığı ilkesinin oluşturacağı yeni bir demokratik anayasanın yazılması 16 maddenin ana ekseniydi. Virüsle mücadele devam ederken, “Dünyada artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” denilirken, siyasi hedeflerin partiler açısından güncelliğini koruduğunu görüyoruz. Yeni kurulan partileri de göz önünde bulundurursak, virüs sonrası oluşacak yeni normal düzende belli ki siyaset kaldığı yerden, “sistem tartışmasından” devam edecek. Ancak bu kez hedefleri farklı olsa da tüm siyasi partilerin, tüm liderlerin gerçekten yarının gençlerini, yarının yöneticilerini göz önünde bulundurması gerekiyor. Virüsün sağlıkta, ekonomide, toplumda, bireylerde, dünyada yol açtığı tüm olumsuzluklar muhtemelen çocukların ve gençlerin beklentilerini, hayal ettikleri yaşamı, toplumu, düzeni, öncelikleri de farklılaştıracaktır. Daha demokratik, daha güzel, daha güçlü, mutlaka daha sevgi ve saygıya dayalı ve dünyayı önceleyen talepleri olması umuduyla... Sokaklarda hep birlikte kutlayabileceğimiz nice 23 Nisan’lara...
Paylaş