Atatürk’ten Meclis’e çocuklara, siyasilere dikkat çeken öğütler

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı ve bu değerli günü çocuklara armağan eden Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Hanım ile ilgili kıymetli gazeteci arkadaşım Nüket Aşkın, uzun süre yaptığı araştırmaların sonucunda “Sırlarıyla Atatürk’ün Kız Kardeşi Makbule Hanım” kitabını yayımladı. Bir solukta okuduğum kitapta, Makbule Hanım kadar Atatürk ile ilgili çok önemli, duygusal, insani bilgiler de yer alıyor. Size kitaptan günümüzü de ilgilendiren bazı bölümleri bu özel günde paylaşmak isterim:

ATATÜRK AÇISINDAN MUHALEFET NE DEMEK

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışından 9 yıl sonra, Atatürk, 1929 yılında dünyada yaşanan ekonomik buhran sırasında hükümetin mali icraatlarını denetleyen bir muhalefet partisinin gerekliliğini hisseder. Yeni bir parti kurulması fikrini de yakın çevresiyle konuşur.

Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurulması kararı Yalova’da bir akşam yemeğinde alınır. Atatürk kardeşi Makbule’ye, “Haydi sen de bu partiye gir. Serbest olarak eleştirilerini yap, mücadele et” der. Bununla bitmez; Atatürk Vakit Gazetesi Sahibi Asım Us’u çağırır. Bir yanında İnönü, bir yanında Fethi Okyar vardır. Şu açıklamayı yapar:

“Ben şimdi bir babayım. Siz ikiniz de benim evladımsınız. İkiniz arasında benim nazarımda hiçbir fark yoktur. Benim istediğim, sadece memleket işlerinin Büyük Millet Meclisi’nde açıkça münakaşa edilmesidir. Büyük Millet Meclisi’nde, Türk milletinin gözü önünde açıkça konuşulamayacağı hiçbir iş yoktur.”

Nüket Aşkın’ın kitabındaki bu iki dikkat çekici olayla ilgili şunları söylemekte fayda var:

- Atatürk’ün muhalefetin varlığına önem vermesi,

- Hatta yeri geldiğinde kız kardeşinin bile muhalefette yer alabileceğini göstermesi,

- İki siyasi partiyi de ‘evladım’ diyerek, ikisini birden kucakladığını açıklaması ve milletin önünde her konunun tartışılmasını istemesi dikkat çekicidir.

İşler o dönemde Atatürk’ün planladığı gibi gitmemiş olsa da, gönlünden geçenin ne kadar önemli olduğunu görmek açısından bu bölümlere yazımda yer vermek istedim. 

“ÖNEMLİ OLAN ÜLKEYE YARARLI OLMAK”

23 Nisan’ı çocuklara armağan eden Mustafa Kemal Atatürk, 1937 yılında Kazım Özalp’in oğlu Teoman ile onun geleceğine ilişkin sohbet eder. O sohbette bugün ülkemizin geleceği olan tüm çocuklarımızın kulağına küpe olması gereken şu sözleri söyler: “Önemli olan ne mesleği seçersen seç ülkene yararlı olmaktır. Bunu sakın unutma!”

BUGÜNÜN KÖRFEZ ÜLKELERİNE BİR DE O GÜNDEN BAKIN

Gazze’de yaşanan katliama Körfez ülkelerinin sessizliği ya da yeteri kadar ses çıkarmaması eleştiriliyor. İbrahim Anlaşmaları ya da kendi çıkarları açısından davrandıklarına şüphe yok. Geçmiş ve tarih bugüne her zaman ışık tutar. Yine kitaptan devam edelim. Makbule Atadan, Şemsi Belli’ye verdiği röportajda Atatürk’ün İtalya savaşına ait bir hatırasını aktarır. O hatırada Atatürk şu dikkat çeken sözleri söylemiştir:

“Şu Araplarla başım dertte. Avuç dolusu para harcıyoruz kendileri için. Bir gün bizim saflarımızda çarpışıyorlar. Ertesi gün bir de bakıyorum karşı tarafa geçmişler. Bana çok zahmet veriyorlar.”

‘NE SENİN NE BENİM PARAMIZ OLACAK’

Günümüzün diğer gündemi; siyaset- para ilişkisi. Makbule Hanım bu kez Yaşar Yula’ya verdiği röportajda, Atatürk’ün bugün belki de dönüp dönüp yeniden okunulması gereken şu sözlerini söyler:

“Ne senin ve ne benim paramız olacak. Her şeyimiz, yalnız ve yalnız bize bunları veren milletin olacaktır.”

Hepimizin bildiği gibi taşınır, taşınmaz tüm mal varlığını da millete ve devlete bağışlar. Hatta hem Makbule Hanım hem de Sabiha Gökçen ileriki yıllarda geçim sıkıntısı yaşarlar.

ÇOCUKLARI OLMAYAN, KARDEŞLERİNİ KAYBEDEN MAKBULE HANIM VE ATATÜRK

Ulu Önder de yaşadığı acılarla, hayal kırıklıkları ile mutluluklarıyla hepimiz gibi bir insan ve çocuktu. Acıyı küçük yaşlarda öğrenen bir çocuk. Kardeşleri vefat eden çocuklar... Her ikisinin de çocuğu olmaz. Manevi evlatları olur. Kim bilir 23 Nisan’ı çocuklara armağan etmesinde çocukların ülkemizin geleceği olması kadar, çocuk sahibi olmanın özlemi de vardır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız kutlu olsun.