Paylaş
ProFosör Dr. Halil Kurt ile 80 yaşındaki hastası arasında geçen konuşma bu. Kendisi 80, eşi 89 yaşında. 25 Mart günü Ankara’daki TOBB ETÜ Hastanesi’ne koronavirüse bağlı bilinen şikâyetlerle gittiler. Testleri yapıldı, kontrollerine başlandı. 89 yaşındaki erkek hastanın iki akciğerinde yaygın zatürre tespit edildi. Her ikisine birden Sağlık Bakanlığı’nın standart tedavisi başlandı. 80 yaşındaki kadın hastanın standart tedavisine devam edildi, 89 yaşındaki erkek hasta, tedavinin üçüncü gününde solunum yetmezliği yaşadı. Bir süre yoğun bakıma alındı, bir gece kaldı. Bu arada Çin’den gelen ilaca başlandı. Sağlık Bakanlığı’nın Çin’den getirdiği ilaç 7 gün boyunca hastaya verildi. Geçen sürede hem erkek hastanın hem de kadın hastanın tedavileri tamamlandı. Kontrolleri yapıldı, koronavirüs testleri negatif çıktı. Benim Prof. Dr. Halil Kurt ile telefonda konuştuğum dakikalarda her ikisi de normal serviste dinleniyorlardı.
Biri 89, diğeri 80 yaşında evli çift koronavirüsü atlattılar. 89 yaşındaki erkek hastanın aynı zamanda hipertansiyon rahatsızlığı var. 80 yaşındaki eşinin ikinci bir hastalığı yok.
ÇÖZÜM GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
89 yaşındaki erkek, hipertansiyon en yüksek riskler arasında sayılmasına rağmen iyileşti. Peki ama nasıl? Doktorları, hastanenin enfeksiyon hastalıkları bölüm başkanı Prof. Dr. Halil Kurt’a sordum. İşte Prof. Dr. Kurt’un yanıtları:
“Bağışıklık sisteminin kişiye özgü olarak değişen bilmediğimiz farklılıkları var.
İki hastanın da bağışıklık sistemleri güçlü. Dengeli ve düzenli beslenme kurallarına uyulmuş.
Sigara yıllar önce kullanılmış, yıllar önce bırakılmış.”
Prof. Dr. Kurt, “Bence virüse karşı en önemli etken bağışıklık sisteminin güçlü olması” diyor. Yani 89 ve 80 yaşlarındaki hastalar kendilerine iyi bakmışlar. Gelelim Dr. Halil Kurt’un hem bağışıklık sistemini güçlendirmek, hem de virüsten korunmak için öneri ve uyarılarına:
“Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı tedbirlere eksiksiz uyulmalı.
Dengeli ve düzenli beslenmek önemli.
Yaşımız kaç olursa olsun bağışıklık sistemi için uyku saatleri düzenli olmalı. 23.00’te, bilemediniz en geç 24.00’te uyumak gerekiyor. Bu sözüm aynı zamanda gençlere. Sabah dörde kadar bilgisayar başında oturup, ‘8 saat uyudum, kendimi iyi hissediyorum’ demesinler. Önemli olan söylediğimiz saatte uyumaları.
Ağız, boğaz, el hijyenine dikkat edilmeli. Herkesin tırnaklarının kısa olmasında fayda var.
Kişisel eşyalar ortak kullanılmamalı.
Bol sıvı öneriyorum.
Evlerimizi sık sık havalandıralım.”
HOCANIN UYARISI
Prof. Dr. Halil Kurt da önümüzdeki üç haftanın önemine dikkat çekti. Prof. Kurt daha önce influenza salgınları konusunda dünyada yapılan çalışmaları hatırlatarak, gerçek enfekte sayısının bulunması için vefat sayısının binle çarpıldığını anlattı. Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı’nın son açıklamasından hareketle toplumda enfekte sayısını öngörebilmek için 574’ü binle çarpmanın yeterli olacağını söyledi ve uyarıda bulundu:
“Bir hafta önce tedbirleri ciddiye almayanlar, sosyal mesafeyi korumayanlar vardı. O sırada enfekte olanları önümüzdeki iki hafta boyunca göreceğiz. Toplumda hastalanarak antikoru olan kişiler var. Onların sayısı arttıkça hastalığın yayılma hızı azalacak. Ancak tedbirlere uymak çok önemli. Sosyal izolasyonun nedeni hastanelerdeki yığılmaları önlemek; bilim adamlarına aşı, ilaç, yeni tedavi için zaman kazandırmak; hastalananların konforlu ve iyi tedavilerini sağlayabilmek, yeni olası hastaların yeni ilaç ve tedavilerden yararlanabilmeleri için gereken zamanı sağlamak.”
Bitirirken, süreçte ruh sağlığımız ve moralimizin de önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kurt, “Ruhumuzu dinç, moralimizi yüksek tutalım. 89 yaşındaki hastam tedavisi boyunca günde bir fincan kahve keyfinden vazgeçmedi” dedi.
Paylaş