Paylaş
Rusya-Ukrayna ya da Rusya ile Batı arasındaki savaş nedeniyle; dünya ayakta, halklar bıkkın, ekonomiler krizde. Üstelik tüm taraflar açısından “evdeki hesaplar çarşıya uymadı”. İki tarafla görüşen tek ülke konumu, esir takası, tahıl koridoru gibi önemli adımların yanına Türkiye çok önemli ve belki de hepsinden daha kritik bir adımı ekledi. ABD ile Rusya arasında arka kapı diplomasisini ve bunun en somut göstergesi olan CIA Direktörü William Burns ile Rusya İstihbarat Başkanı Sergey Narışkin MİT’in ev sahipliğinde buluşmasını. Sekiz aydır süren savaşta bir anlamda “gerçek” taraflar arasında yapılan ilk üst düzey görüşmeydi. Şimdi bunun hem perde arkasını hem de hikâyesini sizlerle paylaşacağım.
ANKARA’DAN WASHINGTON’A DİYALOG TEKLİFİNİ İLK HÜRRİYET DUYURDU
Tarih 7 Ekim 2022 idi. Hürriyet gazetesi için kaleme aldığım haberde Ankara’nın Washington’a Rusya ile diyalog teklifini duyurmuştum. Kısa bir hatırlatma yapmak gerekirse:
* Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Sullivan’a Türkiye ziyaretinde “Rusya ile müzakere” önerisi götürdü.
* Rusya’nın Batı özellikle ABD ile masaya oturma isteği şöyle anlatıldı:
- Putin artık ‘Geçmişteki Rusya yok’ diyor.
- Putin, Batı’nın bir anlamda kendi arka bahçesinde kendisini oyuna getirmesinden rahatsız.
- Asıl talebi Batı özellikle ABD ile müzakere.
* Washington’ın temel sorusu ile görüşmelerin kiminle yapılacağı üzerine yoğunlaştı. Konuşulabilecek bir isim arayışı öne çıktı.
* Ankara’nın ‘Var’ yanıtı üzerine Sullivan, “Bu benim ev ödevim” diyerek Türkiye’den ayrıldı.
SÜREÇTE NELER YAŞANDI
* Biden yönetimi ABD’de de ara seçimlere giderken, kamuoyu önünde Rusya’ya yönelik katı tavrını sürdürdü.
* Ancak arka planda bazı arayışlar başladı. Arayışların nedenlerini şöyle özetlemek mümkün:
- Batı özellikle ABD, Rusya sahada yenilsin ve masaya öyle oturalım diyordu. Ancak sahada yaşadığı hezimete rağmen Rusya’nın dirençli ve dayanıklı olduğu görüldü. Kısacası Batı’nın tezi çöktü.
- Tüm yaptırımlara rağmen, enerji kartını elinde bulunduran Rus ekonomisi Batı’nın istediği gibi çökmedi.
- Uzun, hibrit savaş; nükleer silah kullanımını hatta üçüncü savaş olasılığını dünya kamuoyu gündemine taşıdı.
- Avrupa kabaca ikiye ayrıldı. Rusya sınırı olan Baltık ülkeleri ve özellikle Polonya savaş tutumunu sürdürürken; Almanya, Fransa, İtalya gibi ülkeler hem ekonomilerindeki sorun hem de kamuoylarının tepkileri karşısında çare aramaya koyuldular.
- Bu arada Rusya, Avrupa ile teması kesti.
- İki tarafla görüşen tek ülke olarak sadece Türkiye kaldı.
ARKA KAPI DİPLOMASİSİNDE BÜYÜK ÇERÇEVE
Bir yanda Sullivan’ın “benim ev ödevim” diyerek Türkiye’den ayrılması ve bu konuda çalışması, diğer yanda Rusya’nın da görüşmelere sıcak bakması ve Ankara’nın her iki ülke nezdinde farklı seviyelerde yürüttüğü diplomasi sonuç verdi. MİT Başkanı Hakan Fidan iki mevkidaşıyla da görüşmelerini sıklaştırdı. Sonuçta iki ülke ABD ve Rusya’nın istihbarat başkanları; MİT’in koordinatörlüğünde bir araya geldi.
* Bu görüşme 8 aylık savaş sürecinde yapılan iki büyük güç arasındaki ilk ve en kritik üst düzey görüşmedir.
* İki taraf da görüşmenin Ankara ev sahipliğinde ve koordinatörlüğünde yapılmasını istedi.
* En az esir takası ya da tahıl koridoru kadar önemli bir adım.
* Asıl amaç iki ülke arasında bir müzakere zemini ve daha önemlisi masası oluşturabilmek.
SÜREÇTE OLASI RİSKLER VE AKTÖRLER
İstihbarat başkanlarının görüşmesi ile Ankara’ya göre bir “konuşma zemini” yakalandı. Şimdi önemli olan bu zemini sürdürmek ve genişletmek. Şimdi hem olası riskleri, hem de sürecin nasıl götürüleceğini paylaşayım:
* Kritik ve tarihi görüşme zemin için ilk adım olarak yorumlanıyor.
* Müzakere masasının kurulması ana hedef. Ancak neyin, nasıl müzakere edileceği önemli bir sorun olarak ortada duruyor.
* İstihbarat başkanlarının görüşmelerinin sürmesi planlanıyor.
* Diğer yanda ise Sullivan’ın arka kapı görüşmelerinin de hız kazanması gündemde. Rus tarafında öne çıkan isimler ise Sullivan’ın Rus mevkidaşı Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolai Patrushev ve Kremlin’in Dış Politika Yardımcısı Yuri Ushakov. Ushakov’u hatırlayacaksınız. Hani İbrahim Kalın’a Türk usülü sarılan isim. Putin’in şaşkınlığı da kameralara yansımıştı.
* Süreç için diğer aşamanın iki ülkenin savunma bakanlarının bir araya gelmesinin önemli bir olasılık olarak değerlendirildiğini söyleyebilirim.
Ancak başta yazdığım gibi riskler var:
* Müzakere zemini ve masası oluşumu, sürmesi ve hemen sonuç alınması zaman alacak unsurlar.
* Ankara; Ukrayna’nın vur kaç saldırıları düzenleyebileceğini gözönünde tutuyor.
* Yine Ankara; Zelenski’nin bazı grupların saldırısını önleyemeyebileceğini de düşünüyor.
* Bu tür durumlarda müzakerelerde kesilme, durma olabilir değerlendirmesi yapılıyor.
* Ancak önemli olanın müzakere masasının kurulması, dağılmaması, zaman alsa da sürmesi.
ZEMİN OLUŞMAYA BAŞLADI
Kısacası zemin oluşmaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan iki istihbarat başkanı arasında nükleer savaş olasılığını ortadan kaldırma için görüşme yapıldığını kamuoyu ile paylaştı. Ancak sadece nükleer savaş olasılığını masadan kaldırmak değil, diğer kritik başlıklar da ele alındı. Bu zeminin oluşmasında hem Avrupa hem de ABD ile Rusya; Türkiye’nin oynadığı kritik rolün farkında.
BATI’DA DEĞİŞEN HAVA
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G-20 toplantısında yaptığı ikili görüşmeler dikkat çekiciydi. Ancak en dikkat çekeni ise Batılı liderlerin “tavır ve konuşmalarındaki” farktı. Bir üst düzey kaynağım: “Erdoğan gitti gidiyor havası tamamen ortadan kalkmış, aksine Erdoğan ile çalışma zamanı tüm liderlerin konuşmalarına yansımıştı” ifadesini kullandı.
BIDEN’DAKİ DEĞİŞİM
ABD Başkanı Biden ile Cumhurbaşkanı Erdoğan kısa da olsa, dikkat çeken bir görüşme gerçekleştirdiler. Her fırsatta Türkiye, ABD’ye yönelik sorunlu başlıkları masaya taşırken, hem süre nedeniyle hem de Biden’ın tavrı nedeniyle bu kez o sorunlar konuşulmadı. Nedeni “Biden’ın nezaket dili” olarak gösteriliyor. Bakın Biden dört önemli mesajı hangi cümlelerle dile getirdi:
* Sözlerine Taksim’deki terör saldırısı nedeniyle taziye ile başladı.
* Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Siz olmasanız tahıl koridoru olmazdı, sürenin uzatılması için birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
* Son seçimleri hatırlatarak, “F- 16’lar konusunda desteğim ve çalışmalarımız sürüyor” mesajı verdi.
* İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik sorununun Türkiye’nin güvenlik kaygılarını karşılayacak şekilde çözülmesi gerektiğini belirtti.
Paylaş