Paylaş
Yazımın yayımlanmasının ardından ekonomi politikalarını oluşturan ekiplerde yer alan isimler aradı. Genel çerçeve hakkında bilgilendirme yaptılar. Onların açısından durumu özetlemekte fayda var. Öncelikle yabancıların “Merkez Bankası bağımsız mı, seçimlerden sonra pozisyonu koruyabilecek mi?” sorusuna verilen yanıtla başlayalım. Politika oluşturanlar, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ile ilgili kaygının artık geride kaldığını düşünüyor. Bankanın faiz kararları konusunda bağımsız bir şekilde hareket ettiğine dikkat çekiyor. Bir kaynağım, “Son toplantıda faiz indirimi gelmeli diye düşünenlerimiz vardı. Ama banka gayet bağımsız kendi kararını uyguladı” dedi. “Merkez Bankası’nın bağımsızlığı çok güçlü ve bu şekilde devam edecek” diyen bir diğer kaynağım yabancıların kamu bankaları konusundaki endişelerine de yanıt verdi. Kamu bankalarının nitelikli kredi verdiğini, bilançolarını bozmayacak şekilde hareket ettiklerini söyledi. Gelelim seçim sonrası ne olacağı sorusunun yanıtına... İlgili bakanlıkların, politika kurullarının seçimin hemen sonrasında açıklanmak üzere üretim ve piyasa yanlısı güçlü bir reform paketi üzerinde çalışmaya başladıkları bilgisi paylaşıldı. Konuştuğum isimlerden biri “Ağustos krizi ders oldu, bir yenilenmeye ihtiyaç var. Bunun için çalışıyoruz” dedi. Yerel seçim sonrası Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri ekonomi olacak diyerek, bu bölümü bitirelim.
‘PATRIOT’LAR
SEÇİM sonrası ile başladık, bu konuyla devam edelim. Ekonomi kadar önemli bir diğer başlık artık “S-400” başlığında toplanan ABD ile Türkiye arasındaki sorunlar yumağı. Önceki yazılarımda ABD’nin S-400’lere, FETÖ ve YPG terör örgütlerine bakış açısını özetlemiştim. Artık iki ülke arasındaki sorunların hepsi Amerika tarafından S-400 başlığı altına alınmış durumda. Amerikalılar:
- S-400 ile Patriot’un birlikte alınamayacağını, S-400 alma kararlılığı sürerse Patriot teklifinin masadan kalkacağını,
- Tercihin sadece hava savunma sistemi tercihi olmadığını, bunun aynı zamanda ABD ve Rusya arasında bir tercih olduğunu,
- Türkiye S-400’ü konuşlandırdığı an bunun bazı sonuçlarının olacağını,
- Türkiye’ye sunulan Patriot teklifinin bugüne kadar verilmiş en iyi teklif olduğunu, hiçbir NATO üyesi ülkeye böyle bir teklif verilmediği açıklamalarıyla, görüşmelerde ifade ettikleri sözleriyle, bilgilendirmeleriyle açık bir şekilde ortaya koyuyor. Seçim sonrası Türkiye-ABD ilişkileri açısından bir anlamda kilit rolü oynayacak olan bu mesele, 1 Nisan gününden itibaren en önemli gündem başlıklarından biri olacak. Gelelim Amerikalıların bu tezlerine Türkiye ne dediğine...
ANKARA: ÖNŞART İSTEMİYORUZ
Amerikalıların S-400 alan ülkeye, CAATSA yani ABD’nin Düşmanlarına Dönük Yaptırımlar Yasası’na dayanarak yaptırım uygulayacağı açıklamalarına ise Ankara, “Patriot alımına ilişkin kısıtlama önceki ABD yönetiminden kaynaklandı. Türkiye ile Rusya anlaşması da CAATSA’nın kabul edildiği Temmuz 2017 öncesinde yapıldı. Yaptırıma konu olmamamız gerek” yanıtını veriyor.
PATRIOT RAKAMLARI
Peki ABD’lilerin iddia ettiği gibi Patriot teklifi bugüne kadar yapılmış en iyi teklif mi? ABD’liler ayrıntıları paylaşmak istememişti. Ankara’daki kaynaklarıma sordum. Edindiğim bilgiler şöyle:
- Patriot’un fiyatı S-400’ün fiyatının
bir buçuk katı.
- Daha önce teklif ettikleri fiyatı da yükseltmişler.
- ABD peşinat olarak önümüzdeki iki ayda yaklaşık 1 milyar dolar istiyor.
- Erken teslimat için buldukları formül ise bir başka ülke için hazırlanan bataryayı ekim ayında Türkiye’ye yönlendirmek.
- Teknoloji transferi yok.
ABD ŞANTAJI HAYATA GEÇER Mİ?
Amerikalılar iki ülke açısından şu an masadaki en kritik konuyu, yaptırım tehdidini yine masaya koydular. Ankara’nın buna da yanıtı var. Öncelikle ilişkilerin yaptırımlarla farklı bir noktaya gitmesinin sonucundan sadece Türkiye değil, ABD de zarar görür. Üstelik ABD’nin kaygı duyduğu Türkiye-Rusya yakınlaşmasına da tam tersi yönde etki yapar. Hükümet yetkilileri
“Eğer F-35’leri vermezlerse hukuki yollara başvururuz” diyor. Bunun dışındaki yaptırımlar ise ‘göğüslenebilir’ ifadesiyle tanımlanıyor.
Paylaş