Paylaş
Moda dünyasına baktığımız zaman da aynı şey geçerli. Fakat uzun zamandır yaşadığımız mecburi duraklama ve eve kapanmanın yan etkilerini yaşıyoruz. Hem içimiz kıpır kıpır hem de bitmeyen kapatılmalarının gölgesi ile sendelemeye devam ediyoruz.
Uzun zamandır insanları gözlemliyorum.
Herkes bir şikayet halinde. Tatilde aldığı hizmetten, giyinmeyi unutmaktan, giyinse bile gidecek yer bulamamaktan, yeni sezonun sıradanlığından...
Anlayacağınız liste uzar da gider.
Peki yaşadığımız boşlukta süzülmenin hissi bu evrensel krizle mi ortaya çıktı sizce?
Ben öyle olduğunu düşünmüyorum.
Biraz gerçekçi olmakta fayda var. Tüketimin verdiği doyumsuzluk uzun yıllardır içimizde yatan canavarı sinsi sinsi büyütmedi mi?
Hep daha fazlasının peşinde koşmadık mı?
Şimdi bu içinde bulunduğumuz arada kalmışlık hissini pandemiye yüklemek haksızlık olur.
Video oyunuyla koleksiyon tanıtımı
Moda sektörü dijital alana son sürat giriş yapmaya başladı. Lüks markalar üç boyutlu dünyada yeni yol haritası çalışmalarına başladılar bile.
Bunun ipuçlarından birisi Balenciaga.
Balenciaga’nın kreatif direktörü Demna Gvasalia 2021-22 Sonbahar/Kış sezonunu video oyunu olarak sunmuştu.
Gucci de bu dünyaya katılmasının an meselesi olduğunu birkaç kez dile getirmişti.
Oyun dünyası ve video oyunları sektör için keşfedilmemiş diyarlar gibi.
Çünkü hâlâ insanoğlu eşsiz hissetmeyi kişisellikle bağdaştırmaktan vazgeçemiyor.
Sadece sizin avatarınız için tasarlanan bir kıyafet veya aksesuvar olmasıyla sizi markaya daha da bağımlı hale getirecek günler kapıda.
Çok yakında bu avatarların üzerinde özel dikim Chanel’ler, Saint Laurent’ler göreceğiz gibi duruyor ama fiziken hiç dokunmadığınız, sadece üç boyutlu olarak, gerçeklik dışı bir dünyada bunlara sahip olmak eşsiz olma duygusunu tatmin edecek ki?
El emeğinin yerini sanal gerçeklik alabilecek mi?
İnsan doğasının her şeye adaptasyon sağladığını düşünürsek bilimkurgu senaryolarının, senaryo olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşmekte olduğu aşikâr.
Paylaş