Paylaş
Az çoktur diye tanımlanan “less is more” İskandinav tasarımlarının ve zihniyetinin ana yasasıdır desek yalan olmaz.
Elimden geldiğince sadeleşmeye ve yavaş hayata geçmeye çalışan ben, İskandinav yaşam biçimine ancak bebek adımları hızında adapte olabiliyorum.
Markaların gençleşme yolculuğunu okuyorum, dinliyorum ve bazen o yolculuğu tecrübe ediyorum sonuç hep aynı yere çıkıyor.
Gençleşmek ve yeni nesle hitap etmek için çıkılan yolda, genç zihinlere teslim olundukça başarı oranı artıyor.
Geçen hafta Volvo Cars’ın SUV modeli, tam elektrikli Volvo EX30 tanıtımı için Barcelona’daydım.
Tanıtımda en çok ne dikkatimi çekti biliyor musunuz?
Dış tasarımdan iç tasarıma ekibin çoğunluğunun kadınlardan oluşması ve yaş ortalamasının 30 yaş civarında olması.
Tasarım ve güvenlik özelliklerini en son teknoloji ve İskandinav tasarımıyla birleştirilmiş. Markayı genç nesilin arzu nesnesi haline getirmek hedefi doğru adımlarla konumlandırılmış.
Volvo EX30, markanın karbon ayak izi en düşük modeli...
İç tasarımda, kot kumaşının geri dönüşümünden, yenilenebilir lif olan ketene, pet şişe gibi geri dönüştürülmüş malzemelerden, İsveç ormanlarından elde edilen yenilikçi birçok materyale kadar sorumluluk anlayışı hakim.
Aynı zamanda, yayalar, bisiklet ve scooter kullanıcıları için yeni bir güvenlik teknolojisi getirmişler.
Kapıyı açmak istediğinizde yakınınızdan geçecek yaya veya bisiklet kullanıcısı varsa, ayna ve kapı kolunda yer alan sensörler ses çıkarıp yanıp sönerek kapıyı açmanızı engelliyor.
Vespa kullanırken İstanbul’un orta yerinde hiç bakmadan açılan kapı sayesinde çok ciddi bir kaza geçirmiş biri olarak bu teknolojinin önemini anlatmama gerek yok sanırım.,
Şimdi asıl soru şu, ocak ayında açıklanacak satış fiyatı ne olacak?
Maalesef ülkemizde hedef kitlenin lüks tüketim ürünü alabilmesi hiç kolay değil.
Umarım birçok kişiye ulaşabilen bir yerde konumlandırılır.
Paylaş