Paylaş
Bill Gates de diğer çok iyi bilinen bir örnek, o da Harvard terk. Demek ki formül belli: Harvard’ı terk et, teknoloji şirketi kur, milyarder ol. Peki öğrenciler niye hala deli gibi çırpınıyorlar bu okullara girmek için, bir kaç sene sonra bırakabilme lüksü için mi? Bir kaç yönden bakalım bu tartışmalı konuya.
Amerika’nın elit üniversitelerine girmek deveye hendek atlatmaktan çok daha zor. Ivy League adı verilen sekiz üniversiteye 2017 yılında 247.000 öğrenci başvuru yapmış, toplam 23.000 kişi kabul almış, yani toplam kabul oranı %10’un altında. Harvard’ın kabul oranı %5,8, Yale’ınki %6,7. Başvuruların çoğunlukla son derece parlak öğrenciler tarafından yapıldığını düşünecek olursak girmenin zorluğunu daha iyi anlayabiliriz.
Peki bu şanslı azınlığa girebilen bir kişi neden milyarlarca dolar bütçesi olan bu okulların sunduğu imkanları elinin tersiyle itip sonu belli olmayan bir maceraya atılır? Aşağıdaki listeye bakınca Mark ve Bill’in (samimiyetlerine dayanarak ilk isimleriyle hitap ediyorum) yalnız olmadıklarını görebiliriz:
Michael Dell (Dell bilgisayarları kurucusu), Steve Jobs, Larry Ellison (Oracle kurucusu), Evan Williams (Twitter kurucusu), Travis Kalanick (Uber kurucusu) gibi isimlerin hepsi 19-21 yaşları arasında üniversitelerinden diploma almadan ayrılmışlar. Daha uç bir örnekte Tumblr kurucusu David Karp 14 yaşında liseyi terk edip kendini bilgisayar programcılığına vermiş.
Paypal’ın kurucularından, Elon Musk’ın eski ortağı Peter Thiel üniversitenin gençlerin önünü kesen bir zaman kaybı olduğuna o kadar emin ki, okulunu bırakıp girişimcilik programına katılanlara 100.000 dolar ödül veriyor. Thiel Fellowship programından şu ana kadar 104 kişi geçmiş, yılda 2800 başvuru alıyorlar ve katılanların kurduğu şirketlerin toplam değerieri 1 milyar doları geçmiş. Bir tanesi örneğin 14 yaşında MIT’ye kabul edilmiş ve şu anda Thiel ile birlikte yaşlanmaya çare arıyor.
Thiel’in argümanı eğitim sisteminin büyük bir balon olduğu, öğrencilerin büyük borçla mezun olduğu (Amerika’da çoğu öğrenci okul ücreti için kredi kullanıyor ve bu kredilerin toplam büyüklüğü 1 trilyon doların üzerinde) ve bunun yerine doğrudan hayata atılmalarının daha doğru olacağı şeklinde özetlenebilir. Harvard Üniversitesi eski başkanı Larry Summers’ın buna cevabı: ‘Thiel’ın programı son zamanların en yanlış filantropik girişimi’.
Summers bence neredeyse tamamen haklı. Neredeyse diyorum çünkü eğitim sisteminin demode olduğu bir gerçek. Ama bu üç-beş istisnai örneğe bakarak eğitim almanın kötü olduğu sonucuna getirmemeli bizi. Thiel’in kendisi Stanford mezunu. Jeff Bezos Princeton. İyi örnekler sayılamayacak kadar çok o yüzden bazı istatistikler vereyim. Amerika’da liderlik pozisyonlarında bulunan kişilerin %94’ü üniversite mezunu ve yarısı elit okulları bitirmiş. Amerika’da lise mezunlarının ortalama geliri 35.000 dolar iken üniversite mezunlarınınki 59.000 dolar. Yüksek lisans derecesiyle bu rakam 70.000 dolara çıkıyor. Göreceğiniz gibi başarı hikayesi olarak duyduklarımızın dışında Amerika’daki 30 milyon üniversite terk kişiler için durum genelde çok iç açıcı değil.
İstatistik bulmak çok kolay olduğu için örnekler Amerika’dan ama her yerde iyi eğitimin karşılığı var. Yani çocuklarımız için her türlü zorluğa rağmen uğraşmaya devam.
Paylaş