Paylaş
ÖNCE Başbakan Bülent Ecevit o nazik, o içten üslubuyla Mesut Bey'e hükümete katılması için coşkulu bir çağrıda bulundu.
Başbakan'ın bu açıklaması kamuoyu için sürpriz olmadı, çünkü Ecevit ta başından beri Yılmaz'ın hükümete girmesini istiyordu.
O kadar çok istiyordu ki, bunu cumhurbaşkanlığı seçiminde Yılmaz'ın adaylığını çok usta bir manevrayla önleyerek gösterdi.
Yılmaz ve çevresinin Çankaya heveslerinin kursaklarında kalmasına neden oldu.
Neyse, bu ayrı ve derin bir konu...
Yeri ve zamanı geldiğinde ayrıntılarıyla anlatırız.
Ne diyorduk... Evet, Ecevit'in bu arzusu sürpriz değildi.
Ama gazetecelerin sorusu üzerine Bahçeli'nin sözleri ise tam anlamıyla bir sürprizdi.
MHP Genel Başkanı, geçtiğimiz günlerde yerden yere vurduğu, Yüce Divan'a göndermek için ‘‘Kimsenin gözünün yaşına bakmayız’’ dediği Yılmaz'a Ecevit'inkini bile gölgede bırakacak kadar sıcak bir çağrıda bulundu.
Yılmaz'ın girmesiyle hükümetin daha güçlü ve uyumlu hale geleceğini söyledi.
Bununla da yetinmedi.
Yılmaz'ın Bakanlar Kurulu'nda yer almasının ülkemiz için çok yararlı olacağını vurguladı.
Deneyim ve birikimlerinden kabinenin yararlanacağını belirtti.
Yılmaz ise bu akıl almaz iltifatlara rağmen kendini ağırdan satarak hükümete hemen girmeyi düşünmediğini açıkladı.
Konuyu Amerika gezisi sonrasına erteledi ve uçağa atladığı gibi yeni dünyaya uçtu.
* * *
Yılmaz Meclis'te yaşadığı yıpratıcı günlerin sterisini üzerinden atmak için Amerika'da bir süre dinlenecek.
Dönüşünde deneyimi ve birikimi ile hükümete önemli katkılarda bulunmak üzere başbakan yardımcılığı koltuğuna oturacak.
Doğrusu Yılmaz'ın hükümete katkılarının hangi alanları kapsayacağını hepimiz büyük bir merakla bekliyoruz.
Yeni başbakan yardımcısının dış politikaya ağırlığını koyması, Demirel'in bıraktığı boşluğu doldurması hiç kuşkusuz Ecevit'i rahatlatacak.
Özellikle dış gezilerde hükümetin eksiğini yalnız başbakan yardımcılığı ile değil, hükümet ortağı bir partinin lideri olma ağırlığıyla da giderecek.
Ayrıca Avrupa Topluluğu ile ilişkilerde de önemli sorumluluklar üstlenecek.
Ama dış politikada belirecek Yılmaz ağırlığı acaba Türk-Yunan barışının mimarlarından biri olan İsmail Cem'i nasıl etkileyecek?
Hükümette bir Yılmaz-Cem çekilmesi çıkacak mı?
Çıkarsa bunun sonuçları ne olacak?
Bunlar da kamuoyu tarafından derin bir merakla bekleniyor.
Yılmaz'ın bakanlıklarda bulunmuş, başbakanlık yapmış bir politikacı olarak taşın altına elini sokması olumlu bir hava yaratacak.
En azından öteki iki lideri daha bir rahatlatacak.
* * *
Diyeceksiniz ki, iyi güzel de bu kadar olaydan sonra Bahçeli ile Yılmaz nasıl yüz yüze bakacaklar?
Birbirlerine nasıl güven duyacaklar?
Haklısınız ama politikada bunlar olağandır.
Dünler dünde kalır, olanlar unutulur gider.
Baksanıza Bahçeli şimdiden unutmuş bile...
Yılmaz'ın hükümete girmesi konusuna ‘‘Meclis'in verdiği karara saygı duymak gerekir’’ diyerek noktayı koyuyor.
O bakımdan hiç endişe duymayın.
Politikacılar burada kavga ederler, bir adım ötede sarılıp öpüşürler.
Bunu beceremeyen, ya da kendine yediremeyen zaten politika denen oyunu gereği gibi oynayamaz.
Onun için gönlünüzü ferah tutun.
Yılmaz ile Bahçeli kabine içinde en iyi anlaşan ikili olur.
Ne yaparlarsa yapsınlar, yeter ki bu uyumu bozmasınlar.
Çünkü siyasi kaos Türkiye için tam bir felaket olur.
Paylaş