Paylaş
MESUT Yılmaz'ın iki gün üst üste yaptığı, bazı kurum ve kişileri kızdıran açıklamalarının içinde önemli doğrular var.
Ancak bunlar gecikmiş doğrular.
Çünkü jandarma tarafından yapılan Beyaz Enerji Operasyonu, tam 6 ay önce başlatıldı.
Yılmaz bu süre içinde bir kez dahi operasyonun neden jandarma tarafından yürütüldüğü sorusunu gündeme getirmedi.
Operasyon tamamlandıktan, hatta savcı tarafından iddianame hazırlandıktan sonra gösterdiği rahatsızlık ve söyledikleri, kafalarda bazı sorular yarattı.
İkinci nokta, Mesut Bey sokaktaki vatandaş değil, iktidarın üçüncü adamı.
Aynı zamanda başbakan yardımcısı.
Söz konusu soruşturma, madem demokratik hukuk devletinin sınırlarını zorluyordu, o zaman neden daha başında müdahale etmedi?
İşte Yılmaz'ın doğrularını silen ve sözlerinin etkisini azaltan olgular.
Bugün halk, ANAP Lideri'nin bu çıkışını, işin gelip kendisine dayanmasından duyduğu rahatsızlığın tepkisi olarak değerlendiriyor.
Böyle düşünen vatandaş haksız mı?
* * *
Yılmaz'ın eleştirdiği ‘‘yargının siyasallaşması’’ konusu ise yeni bir olay değil.
Koalisyonun üçüncü ortağı olan partinin lideri, bunu da hükümet içinde gündeme getirmedi bugüne kadar.
Bunun nedeni sanırım Yılmaz'ın siyaseten güçlü bir durumda olmayışından kaynaklandı.
Halkın gözünde siyasi gücü zayıflayan, güven erozyonuna uğrayan Yılmaz ile partisinin hükümet içinde konuya ağırlığını koyamaması doğaldır.
Eğer Yılmaz siyaseten güçlü olsaydı, bugün bu şikáyetleri yapmaya gerek bile duymayacaktı.
Ama bütün bunlar yukarıda da belirttiğimiz gibi ANAP Lideri'nin söylediklerinin içinde doğruların olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Demokratik hukuk devletinde, önemli bir operasyon hiç gerek yokken jandarma tarafından yürütülmez.
İddianameyi hazırlayan savcıların bunu bir basın toplantısıyla açıklamaları, bazı siyasileri töhmet altında bırakacak imalarda bulunmaları ise hukuk geleneğimizde yoktur.
Bunun, yargının siyasallaşması olarak yorumlanması doğaldır.
* * *
Jandarma Komutanlığı'nın Yılmaz'ın açıklamalarına verdiği yanıtı da haklı bulmak olanaksız.
Komutanlığın Beyaz Enerji Operasyonu'nun jandarma tarafından yürütülmesinin normal olduğunu iddia etmesi de normal karşılanamaz.
Polis kökenli bir İçişleri Bakanı'nın bu olguyu kabul etmesi ya da onay vermesi daha da gariptir.
Doğru... Jandarmanın bir görevi de kolluk gücü olmasıdır.
Ama Ankara'nın göbeğindeki bir yolsuzluğun soruşturması ile jandarmanın bir ilgisinin olmaması gerekir.
Bütün bu gelişmeler, Avrupa Birliği'ne girmeye çalışan Türkiye'nin işini güçleştirmektir.
Zaten Batı'yla bütünleşmemek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.
Bizi oraya sokmamak için çabalayanların da işini kolaylaştırıyoruz.
Kimimiz çıkması gereken yasaları engelliyoruz.
Kimimiz özelleştirmenin önünü tıkıyoruz.
Kimimiz demokrasinin sınırlarının genişletilmesini durdurmak için büyük bir uğraş veriyoruz.
Bu zorlukları aşabilmek için bir tek silahımız var, o da doğrulara sahip çıkmak.
Doğruları kim söylemiş olursa olsun.
Paylaş