Paylaş
O dehşet verici bölüme emekli büyükelçi Tanşuğ Bleda'nın anılarında rastlamıştım.
Yıllar önce Bleda'nın görev yaptığı ülkeye bir parlamento heyeti gelir. Bunların arasında Milli Selamet Partili (Fazilet Partisi'nin babası) milletvekilleri de vardır.
Bleda bir davette MSP'lilerin yemek yemediklerini görür ve durumu anlar.
Onları rahatlatmak için ‘‘Bu yemeklerde domuz eti yok. Gönül rahatlığıyla yiyebilirsiniz’’ der.
Ama bakar ki adamlar yine yemiyorlar.
Nedenini sorar, aldığı yanıt korkunçtur, ‘‘Domuz eti olmasa bile daha önce bu tabaklarda, bu çatal bıçaklarla domuz eti yenmiştir. Bunları kullanmak haramdır’’ derler.
Bleda şaşırıp kalır.
Bu anıyı okuyunca tanık olduğum bir olay aklıma geldi.
Bir gezide gazeteci bir arkadaşın yemeklere hiç gelmediğini fark ettim.
Kendisine ‘‘Neden yemek yemiyorsun?’’ diye sordum.
‘‘Midem bozuk, çok hastayım yiyemiyorum’’ diye bir şeyler geveledi.
Sonra bir başka arkadaş beni uyardı. ‘‘Domuz eti vardır diye yemiyor, üstüne gitme.’’
‘‘İyi de salata yiyebilir. Kaç gündür aç geziyor. Türkiye'den getirdiği bisküvilerle idare ediyormuş’’ dedim.
Arkadaşın verdiği yanıt beni dehşete düşürmüştü:
‘‘Salata da yemez, çünkü bu tabaklara, çatal, bıçaklara domuz eti sinmiştir diye düşünüyor.’’
* * *
Şeriatın, irticanın abartıldığını savunanları dinleyip okudukça Türkiye'deki bağnaz kafaların olayı hangi boyutlara taşıdığını bilmediklerini anlıyorum.
Son günlerde Avrupa Birliği konusunda doğruları söyleyen Mesut Yılmaz'ın bazı kafalar tarafından şeriat ve irtica konularında nasıl yanlış yönlendirildiğini hayretle izliyorum.
Yılmaz bu yanlış telkinler sonucunda, partisinin oy kaybının 28 Şubat faturasının kendilerine çıkarılmasına bağlıyor.
Bunu da aşabilmek için Fazilet tabanına sempatik gelecek söylemlerde bulunuyor.
Örneğin üniversitelerde ve imam hatip liselerinde başörtüsü olayının gevşetilmesinden yana bir tavır sergiliyor.
Yılmaz'ın en yakın bakanlarından biri hiç neden yokken üniversite açılışında genel başkanının yeni politikası doğrultusunda bir şeyler geveliyor.
Şeriat ve irticacı kesimlerle onların savunuculuğunu yapan bazı entellerin alkışlarını alıyor.
* * *
Yılmaz, deneyimsizliği nedeniyle hiç gerek yokken tartışmanın içine askerleri de çeken bakanın konuşması Genelkurmay'dan tepki yiyince durumu düzeltmeye çalışıyor.
Deneyimsiz bakan da kürsüde yukardan atıp tutmasının tersi bir üslupla sözlerinin yanlış anlaşıldığını söylemek zorunda kalıyor.
Bana göre, 8 yıllık kesintisiz eğitim yasasını çıkarmak uğruna siyasi hayatını bile kaybetmeyi göze aldığını o günlerde göğsünü gere gere söyleyen Yılmaz'ın son dönemlerde Fazilet tabanını kazanma politikaları hayalcilikten öteye gidemez.
Bu politikayı uygulamaya kendisini ve partisini kimler inandırdı bilmiyorum ama bunca yıllık gazetecilik yaşamımda öğrendiğim değişmez bir kuralı söylemek istiyorum:
‘‘Tavşana kaç, tazıya tut politikası hiçbir zaman sonuç vermez.’’
Hürriyet'te dün manşetten verilen anket başörtüsü ve 312'nci madde konusunun Fazilet tabanını bile fazla ilgilendirmediğini ortaya koyuyor.
Yılmaz ve arkadaşları bu anketi ciddi olarak incelemelidirler.
Bir parti eğer çağdaşsa liseli kız öğrencilerin tesettüre uygun örtünmesini değil, onların modern, uygar birer aydın olarak yetişmesini savunur.
Paylaş