Paylaş
Geçen yıl turizmde çok ağır bir darbe yedik. Turizmciler ve o sektörün emekçileri perişan oldular ve ayakta kalabilmek için büyük özverilerde bulundular.
Eğer bu yıl da aynı büyüklükte bir darbe yenirse Türk turizmi uzun yıllar belini kolay kolay doğrultamaz.
Şu sıralarda işler iyi gidiyor. Türkiye'ye yoğun bir talep var. Avrupalı turistler yoğun şekilde rezervasyon yaptırıyorlar.
Buna rağmen turizmciler endişeli bir bekleyiş içindeler.
‘‘İnşallah bir terslik olmaz’’ diyorlar.
Haklılar. Geçtiğimiz yıl da işler çok iyi gidiyordu. Ama Öcalan olayı, ardından da deprem patlayınca turizm çöküverdi.
Bu yıl da öyle bir terslikten ödü kopuyor turizm sektörünün.
Ama biz sanki bu gerçeklerin dışında yaşıyormuşuz, dünyadaki imajımızın ne olduğunu bilmiyormuşuz gibi Hizbullah'ın vahşet kasetlerini yayınlayalım diye tutturuyoruz.
Yayınlayın, yayınlayın da bu yıl da o canım turistik tesislerimiz sinek avlasın.
Kültür açısından dünyanın en zengin kentlerinden biri olan İstanbul'da turisti mumla arayalım.
Bir sürü turistik işletmenin sahibini iflas ettirelim.
Yüz binlerce insan işsiz güçsüz kalsın ve yaz boyu sinek avlasın.
Ve ekonomik sıkıntı içinde olan ülke 4-5 milyar dolar kaybetsin...
Zaten bindiği dalı kesmede bizim kadar hünerli bir ülke inanın yeryüzünde yoktur.
* * *
Şimdi hükümete düşen yaşamsal bir görev var.
Artık şu Hizbullah operasyonlarını ‘‘naklen yayın’’larla sürdürmeye bir son verilsin.
Operasyonun her türlü ayrıntısının anında medyaya yansıması önlensin. Birçok gelişmeyi Başbakan'dan önce gazeteciler öğrenmesin.
Birçok soruyu Başbakan'ın ‘‘Benim henüz böyle bir gelişmeden haberim yok’’ diye yanıtlayamaması garipliği ortadan kalksın.
Güvenlik güçleri operasyonları gizlilik içinde sürdürmelidir.
Reklam yapmak için medyaya uluorta bilgi veren, kameraların mezarların içine kadar girmelerine göz yuman idareciler hemen görevden alınmalıdır.
Operasyonlarla ilgili açıklamalar belli aralıklarla sadece tek bir merkezden yapılmalıdır.
Türkiye'nin imajını zedelemekten başka bir işe yaramayacak olan vahşet görüntüleri ve fotoğrafları ise medyaya kesinlikle verilmemelidir.
Bunların dış dünyada çok büyük yankıları olacağını ve zaten pek iyi olmayan Türkiye imajını iyice berbat edeceğini tahmin etmek için káhin olmaya hiç gerek yok.
* * *
Başbakan Ecevit bu işe el koymalıdır.
Vahşetin sorumsuzca sergilenmesine son vermelidir.
Vahşet kasetlerinin kesinlikle yayınlanmayacağını açıklamalıdır.
Vahşet görüntüleri TV'lerin eline bir kez geçerse Türkiye yanar.
Her Allah'ın günü sabahtan akşama kadar bu görüntüleri seyredip kafayı yeriz.
Reyting uğruna içimiz dışımıza çıkar.
İlgili, ilgisiz her konunun içine bu görüntüler döşenir.
Avrupa TV'leri de bunları bizim televizyonlardan alıp gösterirler ve bu vahşeti abartarak ballandıra ballandıra anlatırlar.
Bu feci görüntüleri izleyen aklı başında bir tek Avrupalı bile kalkıp Türkiye'ye gelmez.
Sayın Ecevit ile Tantan, şunu iyi bilin ki bu görüntüler PKK'dan çok daha ürkütücü olur.
Lütfen bindiğimiz dalın kesilmesine izin vermeyin.
Sayın Ecevit, sayın öteki ilgili ve yetkililer, lütfen acele edin.
Turizmi bu yıl da Hizbullah'a boğdurmayın.
Paylaş