Paylaş
Recai Kutan ve arkadaşları, hocalarını kurtarmak için canla başla çalışıyorlar.
Erbakan'a yaşam boyu siyaset yasağı getiren mahkeme kararı açıklandığı gün Recai Bey, iki gözü iki çeşme ‘‘50 yıl memleketine hizmet etmekten başka bir suçu olmayan bir insana bu yapılan reva mıdır?’’ diye yakınıyordu.
Önceki gün de grup konuşmasında demokrasi havasi kesilerek bütün politikacılara çağrıda bulundu:
‘‘Gelin Türkiye'yi bu demokrasi ayıbından kurtaralım, özellikle 312 ayıbından kurtaralım. Bugün siyasi rakibinizi biçen durum yarın sizi de biçer.’’
Doğrudur.
Bu yasaklar gerçek bir demokrasiye yakışmaz. Bunun düzeltilmesi gerekir.
Tamam ama demokrasi Recai Bey'in şimdi mi aklına geldi?
Sıvas'ta 37 kişiyi cayır cayır yakanlara arka çıkmak ayıp değil miydi?
Bırakın ayıbı, işlenen insanlık suçuna ortak olmak değil miydi?
Şimdi kalkmış, ‘‘Bu ayıptan Türkiye'yi kurtaralım’’ diyor.
‘‘Konuşan Türkiye istiyoruz’’ diyor.
İyi güzel de Sıvas'ta insanlar konuştukları için partisinin yandaşları tarafından yakılmadı mı?
Sakın ‘‘Bizim bir ilgimiz yok’’ demesin.
Partisinin en üst yöneticileri bile göğüslerini gere gere o canilerin avukatlığını yapmadı mı?
* * *
Yıl 1974...
Recai Bey o zaman milletvekili değildi.
CHP-MSP koalisyonu iktidarda. Meclis'te af yasası görüşülüyor.
O görüşmelerde hocası Erbakan'ın ne müthiş bir demokrasi sınavı verdiğini sanırım anımsar.
O muhterem hocası, o Meclis'e soktuğu imam milletvekillerine ‘‘Komünistlerin affı caiz değildir’’ diye fetvalar verdiriyordu.
Böylece verdiği söze rağmen ortağı Ecevit'e kazık atıp bütün düşünce suçlularının af kapsamı dışında bırakılmasını sağlıyordu.
Sonra...
Ülkenin ‘‘Susurluk skandalı’’ ile sallandığı günlerde, başbakan olarak olayı ‘‘fasa fiso’’ diye değerlendiriyordu.
Hükümetin tutumunu protesto eden milyonlarca insanla ‘‘Gulu gulu dansı yapıyorlar’’ diye alay ediyordu.
Partisinden bir sürü zibidi Atatürk'e, ülkenin değerlerine, kendi mensubu bulunduğu Meclis'e küfürler savururken içinden kıs kıs gülüyordu.
O zamanlar ne Erbakan'ın, ne Recai Bey'in, ne de arkadaşlarının demokrasi akıllarına bile gelmiyordu.
Ne zaman ki 28 Şubat kararları ile kuyruklarına basıldı, o zaman ciyaklayıp demokrat kesildiler.
* * *
Türkiye'de bir lokma aklı olan herkes, Fazilet takımının suratlarında demokrasi maskesiyle dolaştığını bilir.
Onların demokrasiye, düşlerindeki din devletini gerçekleştirmek için sığındıklarının farkındadır.
Hocası için demokrat kesilen Recai Bey'in daha geçenlerde Anadolu'da bir kentte düzenlediği salon toplantısında, ters soru sordu diye bir meslektaşımız sille tokat dışarıya atılmıştı.
Recai Bey yapılan bu zorbalığı görmezlikten gelmişti.
Gazeteci arkadaşımız tartaklanırken kılı bile kıpırdamamıştı.
İşine gelince baştan aşağı demokrat kesil, işine gelmeyince gözlerini kapat.
Bunun demokratlıkla, dürüstlükle bağdaşır yanı yoktur.
Fazilet Partisi bu kafayı terk etmelidir.
İnsanları kandırarak hiçbir yere varılamaz.
Hele hele demokrat hiç olunamaz.
Paylaş